Ege Üniversitesi Kampüsünde 5 yıl geçirdim. Bizden bir yıl önce İletişim Fakültesi'nin tuvaletinde bir öğrencinin "asıldığını" söyleyerek bizleri karşıladılar 99 yılında. Yani burada sadece "öğrenci olun" dediler. Ama biz öğrenci oldukça orada öğrenci olmayan ülkesizler türedi her geçen gün. Bilen bilir, Edebiyat Fakültesi ve İletişim Fakültesi yan yanadır.Kardeştir yani. Fakat Edebiyat'ın önü her daim doludur, çay almaya giderken bile yüzlerinde eziklik ve öfke olan ülkesizlerin içinden geçmek zorunda kalıp o havayı teneffüs etmek durumunda kalırsınız. Yani düşünün Güneydoğu'da şehit haberleri gelirken o bölgede Türkiye karşıtı her grubun sempatizanı ve partizanı rahatça "propaganda" yapar ellerinde megofon ve bayraklarıyla. Ve fakat durum değişmişti, yani yeni yapılanmalar ve bilinçli gençlik artık okulunun bu ülkesizlerin elinde kalmasına izin vermemeye başlamıştı. Eğitimliydi hepsi, yani seninle oturup sabaha kadar Tarih, siyaset,ekonomi konuşabilecek genç delikanlılar vardı, ülkesini, ülküsünü. vatanını seven çocuklardı. Rahatsız ettiler ama birilerini. Çünkü Ege Üniversitesi, İzmir, ülkesizlerin en çok hücre yapılanmasına sahip olduğu bölgelerden biriydi.Sonuç mu, Ege Üniversitesi'nde Ülkü Ocaklarını layıkıyla temsil eden ve her fotoğrafında pırıl pırıl olduğu belli olan bir genç vatansever bugün yok. İddiaya göre 45 dakika ambulans beklenmiş, polis arabasına alınmamış, O kampüsü bilen bilir; İletişim'in ordan Tıp fakültesi hastanesi yürüyerek bile gitsen 45 dakika sürmez! Kaygımızı paylaşmayan acımızı da paylaşmasın bence !