Bir gün, Mustafa Kemal ve arkadaşları

Oturmaktan canları sıkılmış,

Savaş oyunları oynamaya karar vermişler.

İlkin 1.nci Dünya savaşından yenik çıkan

Osmanlı devletin bölünmesi ve parçalanması için.

16.Mart.1919 da boğaza

167 ittifak savaş gemisi demirletmişler.

Savaş gemilerin toplarını saraya, kışlalara, mahallere çevirtmişlerdi!

Bununla yetinmemişler İngiliz askerlerini

Karaya çıkartmışlar,

Bütün tersaneleri, askeri birlikleri

Karakolları telgraf haneleri ele geçirtmişler!

Salt İstanbul’u mu işgal altına aldırmışlardı?

İzmir, Adana, Gaziantep, Antalya’yı

Fransız, Yunan, İtalyan askerlerine teslim etmişler.

“Keyfinize bakın” demişlerdi!

Ülkenin işgaline

Payitaht gocunmamakta,

Bilakis, illerin valiliklerine; Direnmeyin!

Kayıtsız şartsız teslim olun! Diye telgraf çekmektedir

Bu ahval ve şeriat içerisinde

Mustafa Kemal

“Bir bakayım ülkeyi güzel işgal etmişler mi?” Diye

Kendini 9.ncu ordu müfettişi olarak atatır.

Çünkü

1919 yılı başlarında İngilizler,

Türklerin Pontusçulara karşı geliştirmiş oldukları

Direnişlerden rahatsız olmaya başlamışlardı.

Damat Ferit Paşa, Sadrazam olduktan sonra

Sorunun çözümü için yollar aramaya başlamış,

30 Nisan 1919'da

9. Ordu Müfettişliğine Mustafa Kemal atar.

Görevİ,

Samsun görev bölgesindeki iç huzuru sağlamak,  silah ve cephaneleri toplamak,

Vatandaşlara silah dağıtılmasını engellemek ve

Bunu yapanları ortadan kaldırmaktı!

Derme çatma, iki tahtadan biraz saçtan

Bandırma vapuru, sulara bata, çıka

Boğazda savaş gemilerin arasından bir hayalet gemi gibi

Süzülerek Karadeniz’e açıldı

Her nedense

“TANRISAL GÜÇ ONLARI, GÖRÜNMEZ KILDI!”

YAKALATMAYAN, ÖLDÜRMEYEN ALLAH ÖLDÜRMÜYORDU!

DAHA ÖNCE DE,

ÇANAKKALE SAVAŞINDA KURŞUN, GÖĞSÜNDEKİ CEP SAATİNE SAPLANMAMIŞTI!

O gece Karadeniz her fırtınadan daha

Öfkeli, bir başka çırpınmaktadır. Dalgalar 10 metre

Boyunda olmasına rağmen, Bandırma vapuru

Kuğu gibi süzülmekte hedefine.

Sonradan uyanıp

Onları takip eden savaş gemileri

Dev dalgaların şiddetine boyun eğmişler

Güvenli bir limana sığınmak için geri döndüler.

Siyahtan daha siyah gecede,

Doğu da parlayan “mavi bir çift göz” yön olmuş

Bandırma vapuruna, yunuslar kılavuz!

Öylesine ayak basmışlar, 19mayıs 1919 da Samsun’a.

Hani geçerken şöyle bir uğradık.

Nasıl iyi eziliyor musunuz?

Sakın! Rum Pontoslarına silah çekmeyin. Ne isterlerse verin!

Demeye geldik, demişler!

Oradan da Amasya ya geçmişler,

Bağımsızlık ve özgürlük bildirgesini yayımlatmamışlardır!

Erzurum, Sivas kongrelerinde;

“ VATANIN BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜN OLDUĞU” Kararını aldırmamışlar.

Parça, parça bölünmeye müsaittir raporu verdirmişlerdir!

Anadolu’ya çıktıkları 1919 dan - 1922 kadar

3 yıl boyunca “KELLE KOLTUKTA ” dolaşmamışlar

Van gölü kenarında sofra.

Deniz kenarında çadır kurmuşlar,

Günlerini gün etmişlerdir, kuş tüyü taş, toprak üzerinde!

Mustafa Kemal ve arkadaşları asla

Sakarya savaşını kazanmamışlar

Büyük taarruzu başlatmamışlardır.

Yunan kendi, kendini denize atmıştır!

Savaşı,

“Direnmeyin! Kayıtsız, şartsız teslim olun” diyen

PAYİTAHT, vatandaşlarının burnu kanamadan kazanmış,

Ardından Avrupa’ya tatile çıkmıştır!

Yoksa

Atatürk kazansaydı savaş oyununu;

Böyle sönük, böylesine içe dönük mü kutlardı,

İktidar Cumhuriyeti?