Resmi kurumlarımızdan ve

Ünlü kişilerimizden bazıları

19 Mayıs Gençlik ve spor bayramını

-Cumhuriyet Bayramı ve

-23 Nisan Ulusal egemenlik ve çocuk bayramı olarak kutladı.

Bu kurumlarda ve kişilerde

Bayram isimlerin ve anlamların önemi yok!

O gün bayram ya.

Her işe maydanoz olmanın yeşilliği içinde

Cahil damgası yeme yolundadırlar!

Ünlü olmanın raconudur.

Patlat bir sosyal mesaj.

Dökülsün pas tutan kafaların yaldızları!

Elit sporcu olmanız

Köklü kurum olmanız.

Siyasi, sosyal, ekonomik olarak

İktidarlarla dirsek teması içinde bulunmanız

“Yıldızlarda kayar, durmaz yerinde”

Şarkısını

Dillere pelesenk yapacaktır

Kendini Kaf dağının tepesinde görenler

Gaf ve laf ile yerle yeksan olur.

Bataklıkta çırpındıkça batan insan gibi

İpe sapa gelmeyen konuşmalar yaptıkça

Gözden düşer, yerin dibine girer!

Para pul şöhret örter cahilliği.

Ta ki, ilk kelimeler ağızdan çıkasıya kadar!

Karadan kara, karanlık için.

Kara cehaletin sona ermesi için.

Bir milletin makus kaderi için

Bir, 19 Mayıs günü karaya çıktı Mustafa Kemal.

Korktu ürktü cehalet.

Her türlü iftira

Her türlü çirkef kullanılması için karanlıklar prensi ile anlaştı.

Salt bu yüzden

19 Mayıs aynı zamanda cehalet ile bilginin savaşıdır.

19 mayıs 2020 tarihinde gördük ki

Cehalet ortadan kalkmamış.

Şanlı, şöhretli,

Kerli ferli kişi ve kurumların

Kafa yapısında hala yaşıyor!

Şapka düştü, kel gözüktü!

*****

19 Mayıs’ta ne iki ayaklı kurtlar gördük

“KUZU” postunda!

Ne gazeteler gördük

Hainlik destanı boyutunda!

Bir tek

“God Save the Quenn”, (Tanrı Kraliçeyi Korusun)

Yazmadıkları kaldı!

İddia o dur ki, böyle bir yazının

İngilizlerin 1922 de İstanbul’u işgali sırasında

İki cami minaresi arasına Ramazan ayında, Mahya olarak

Asıldığıdır.

Günümüz iktidar trollerin mahyanın

1948 de Selimiye camiine Chp tarafından

Asıldığını söyleyerek karşı atağına geçse de,

Chp, Ak parti savaşının 100 yıl önce başladığı gün gibi aşikar!

Osmanlıcılar –  Cumhuriyetciler.

Padişahçılar – Atatürkçüler Savaşı

“ Tanrı Kral ve Kraliçeyi

Yeryüzünde korudukça hiç bitmeyecek!

İstencim Tanrıdan o dur ki,

KRAL VE KRALİÇEYİ biraz kenara koyup

Zalim sömürücü, kan içici,

Faşist ülkelerin şerrinden yoksul garip

Ülkeleri kanatları altına alsın!

Özellikle de

“ TANRI TÜRKÜ KORUSUN”

Bu istencim 19.Mayıs 1919 karşılık bulmuş olmalı ki,

“ Sakın kader deme!

Kaderin üstünde bir kader vardır/

Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır. Diyerek

Mustafa Kemal Atatürk’ü

Türk Milletine yol gösterici kılmıştır!

VA MI ÖTESİ?