Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi bünyesinde yaklaşık 2 ay önce açılan Psikososyal Destek ve Krize Müdahale Biriminin intihar düşünceleri ve diğer kriz durumları ile karşılaşan kişiler ve ailelerine en kısa zamanda gerekli psikososyal desteğin verilmesini sağlamak amacıyla kurulduğunu anlatan birim hemşiresi Bedriye Yeşim Tunçer, "Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin aynı zamanda bölge hastanesi olması nedeni ile 12 ilden gelen danışanlara taburculuk sonrasında da yaşadıkları ildeki kurumlarla görüşerek desteğin devamlılığı sağlanıyor. Gizlilik prensibine uygun veri bankası oluşturarak 2022 yılı sonunda hastaneye müracaat eden intihar girişimi vaka oranlarını tespit ederek gerekli önlemleri alıp hastanemizin bu konuda kendini daha da geliştirmesini hedefliyoruz" dedi.
"MUTLAKA BİR UZMANA YÖNLENDİRİLMELİ"
Stajyer Klinik Psikolog Şule Arıcıoğlu ise, "İntihar düşüncesine sahip kişiler sizlere acılarından kurtulmak istediğinden bahsedebilir, öfkeli davranışlar sergileyip intikam duygusundan bahsedebilir. Yaşamak için bir nedeni olmadığını düşünebilir ve sonuçlarını düşünmeden canını tehlikeye atacak davranışlarda bulunabilir. Eğer bir kişinin intihar düşüncelerinin var olduğunu düşünüyorsak kişiye şefkatli yaklaşmalı, onu yalnız bırakmamalı ve yaşadığı soruna ilişkin bir uzmana mutlaka yönlendirmeliyiz" şeklinde konuştu.
İntiharı önleme çalışmalarının sadece risk altında olan kişiler için değil insanların var olduğu tüm alanların intiharı önleme çalışmalarının hedefi olması gerektiğinin altını çizen Sosyal Hizmet Uzmanı Şahin Güzel, "Krize müdahale yaklaşımı başlı başına intiharı önlemeye yönelik bir uygulamadır. Sosyal hizmet mesleği intihar gibi bir sosyal sorun alanında işlevsel olurken, bütünsel bakış açısını göz ardı etmez. Sosyal hizmet disiplininin ve mesleğinin kurumsallaştığı, bireylerin sosyal-ekonomik ve psiko-kültürel gereksinimlerinin yeterince giderildiği toplumlarda intiharın olabilme sıklığı düşer" şeklinde konuştu.
"KADINLARDA İNTİHAR GİRİŞİMİ DAHA YÜKSEK"
İntihar davranışının genetik, biyolojik, sosyal ve toplumsal yönleri olan çok faktörlü bir olay olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Hatice Kahraman, "Kadınlarda intihar girişimleri daha yüksektir. Ancak erkeklerin daha ölümcül intihar yöntemlerini kullanmaları nedeniyle intihar sonucu ölümler erkeklerde daha fazladır. Bazı mesleklerde; çiftçiler, emniyet mensupları, askeri personeller, doktorlar, veteriner hekimler, hemşireler) diğer mesleklere göre daha yüksek oranlarda intihar davranışına rastlanmaktadır. İntihar araçlarına ulaşmanın kolay olması, iş stresinin fazla olması, yardım arama konusunda isteksiz olma intihar riskini yükselten önemli nedenlerdendir. İntihar eden kişilerin yüzde 90'ından fazlasında teşhis edilebilir bir ruhsal hastalığı vardır. Depresyon tamamlanmış intiharların en yaygın nedenidir. Ruhsal şikayetleri olan kişilerin profesyonel bir yardım alması ruhsal hastalıkların erken dönemde saptanması, intihar riski olan bireylerin uygun şekilde tedavi edilmesi intiharın önlenmesinde çok önemlidir" dedi.
"HABERLERDE İNTİHAR YÖNTEMLERİYLE İLGİLİ AYRINTI VERİLMEMELİ"
Psikolog Ayşe Bitlisli ise şunları söyledi:
"İntihar girişiminde bulunan ya da intihar etmeyi düşünen kişiler ile bu girişimi önlemek, bu düşünceleri ortadan kaldırmak amacı ile İntiharla mücadele biriminden randevu sistemi ile düzenli görüşmeler sağlanmaktadır. Sosyoekonomik bir risk faktörü var ise sosyal hizmet uzmanına yönlendirilmektedir. Aynı zamanda şehir dışında yaşayan kişiler içinde online olarak görüşmeler sağlanmaktadır. Gerektiği durumlarda aileler de tedavinin bir parçası olarak görüşmelere dahil edilmektedir. İntiharın toplumsal yaygınlaşma nedenleri arasında işsizlik, boşanmaların artması, son zamanlarda yaşanan Covid-19 pandemisi gibi pek çok sebep söylenebilir. Ama en çok üzerinde durulması gereken durum sosyal medya ve kitle iletişim araçlarının varlığının intihar davranışını tetiklemesidir. Bu nedenle haberlerde intihar yöntemleriyle ilgili ayrıntılı bilgi verilmemelidir. Bunlar yerine alternatif çözüm yolları ve baş etme yöntemlerine değinilmelidir."
"İNTİHAR EDENLERİN YÜZDE 80'İ ÇEVRESİNE DÜŞÜNCELERİNDEN BAHSEDİYOR"
Stajyer Klinik Psikolog Ayşegül Birol, "İntihar düşünceleri olan ya da girişiminde bulunmuş kişiler çoğunlukla ölmeyi değil, sahip oldukları hayatı yaşamak istememektedirler. Kendi hayatına son veren kişilerin yaklaşık yüzde 80’i daha önceden çevresindeki kişilere bu düşüncelerinden bahsetmişlerdir. Bir kişi intihar hakkında konuştuğunda mutlaka ciddiye alınmalıdır. Kişiler bu süreçte yardım arayışı içinde olabilmekte ve içinde bulunduğu zorlukları aşma sürecinde profesyonel yardım almaları gerekmektedir. Bu kişilerin intihar düşüncelerinin, planlarının ve eylemlerinin hangi aşamada olduğu üzerine durulmalı ve hangi aşamada ise ona göre bir destek verilmelidir" şeklinde konuştu. İHA