Herkesin korktuğu, kimsenin cesaret edemediği işi yapan gassal Emine Bozkurt, Mersin'de 25 yıldır ölüleri yıkayıp son yolculuklarına uğurluyor. Babası da bir gassal olan Bozkurt, mesleği babasından öğrendikten sonra 20 yaşında hayır için cenaze yıkamaya başladı.

Babası da bir gassal olan Emine Bozkurt, 20 yıl önce eşinin hocasına bayram ziyaretine gittiklerinde hiç düşünmediği bir anda işe başladığını söyledi. Bozkurt, “Eşimin hocası olan Sait hoca, ‘Belediyemize cenazelere yıkamak için güvenilir bir çift arıyoruz' dedi. Ben de ‘olur' dedim, çünkü eşimin işi yoktu. Biz öylelikle ertesi gün işe girdik. Bu işte o kadar çok dua ediyorlar ki, sevabı çok büyük. Onun için gassal olmayı tercih ettim. Babam da bu işi yapıyordu.

Babama yaptıkları hayır dua beni de etkiledi. Aslında böyle bir işe girmek hiç aklımda yoktu ama babamdan öğrenmiştim ve 20 yaşımdan itibaren hayrıma, vatandaşa yardım için yapmaya başladım. Her vatandaşın üzerine düşen farz-ı kifaye. Ama bazılarının üstünden bu sorumluluk düşüyor. Orada yapılması gereken her şeyi yaptım ve öylelikle başladım” diye konuştu.

“Çocuklar, gençler, gençlerin intiharı, kazalarda ölenler etkiliyor beni. Mesela düğün davetiyesini dağıtmaya giden gençlerin ikisi de kazada ölüyor. Onu yıkadıktan sonra annesi ‘Gelinliğini giydir' diye istekte bulunuyor. Bu çok etkiliyor insanı. Çok zor, sıkıntılı ama görevimizi hakkıyla yapmaya çalışıyoruz. Öbür tarafta da bunun sorumluluğu var bize. O anda görevimizi tam yapabilmenin mutluluğu oluyor ama üzülüyoruz da tabi. Beni en çok etkileyen bebeklerin, gençlerin ölümü. 20 yıldır yatalak olan bitkisel hayattaki birinin cenazesi de çok etkilemişti. Kafasının yarısı çürümüştü ve yaşarken vücudu kurtlanmıştı. Onu yıkamıştım. Onun çektiği acıları düşününce tabi ki çok üzülüyorsun” ifadelerini kullandı. Akşam eve gittiğinde, gece yatağa başını koyduğunda o görevi yapmanın huzuru ve mutluluğunu yaşadığını söyleyen Bozkurt, “Ama özellikle genç yaşta vefat edenlerin annelerinin yaşadıklarından çok etkileniyoruz. Biz de onlarla birlikte ağlıyoruz. Bebekleri, anneleri yıkıyoruz. O bebeklerin annelerini, o annelerin çocuklarını görüyoruz ve üzülüyoruz. Zor bir durum” şeklinde konuştu.

Mesleğiyle ilgili yakınlarının, etrafındakilerin tepkilerini de paylaşan Emine Bozkurt, “Benden herkes korkuyor. ‘Nasıl yapabiliyorsun' diye soruyorlar. Bazıları yanımdan kalkıp gidiyor. Ama ben yine de birçok kişiye cenaze yıkamayı öğrettim. Öğrettiğim birisi çok istemişti ama ‘Cenaze geldi, sabaha kadar yanımda oturdu. Kapılar, pencereler açılıyor, nereye baksam orada cenazeyi görüyorum. Ben yapamayacağım' dedi. Uyuyamamış sabaha kadar” diye konuştu.

Kendisinin de rüyalarında yıkadığı cenazeleri gördüğünü ama çok güzel gördüğünü anlatan Bozkurt, “Bazı yıkadığım cenazeler rüyalarıma girebiliyor. Rüyalarımda bazen bana cenazeler hediye de getiriyorlar. Bir gün cenazesini yıkadığım bir teyze rüyama girdi. Bana biri yeşil, biri kırmızı iki örtü getirmişti. Canlı gibiydi. Aldım, koydum. Sabah kalktım, örtüleri koyduğum yere baktım. Gerçek gibiydi. Korkmadım, korkmuyorum böyle şeylerden. Çok güzel, ben alıştım, işimi seviyorum” dedi.

Cenaze yakınlarının da kendisinden memnun olduklarını ve hayır dua ettiklerini vurgulayan Bozkurt, “‘Çok güzel yaptınız, özendiniz. Elinize sağlık' deyip teşekkür ediyorlar. Bunun sorumluluğu var; biz o sorumluluğun bilincindeyiz. O kadar çok dua ediyorlar ki, o insanı çok mutlu ediyor” dedi.

Editör: TE Bilişim