Hayatta tutunduğumuz dallar vardır. O dal ki bizi biz gibi hissettiren, bu dünyanın telaşesini düşündürtmeyen... Bizi özümüze döndüren… Ne zaman düşsek, yerden kalkmamızı sağlayan, ne zaman kırılsak, kırıldığımız yerden daha sağlam bir şekilde devam etmemize yardımcı olan o güçlü dallar…

Tutkularımız…

Yaşadığımızı hissettiğimiz o özel anlar… Bizi yaşama bağlayan… Nefes olan… O hazzı duyduğu şeyi yaparken kendini daha bir sevdiği, iyi ki varım, yaptığına iyi ki varsın dediği, saatlerin nasıl geçtiğini fark ettirmeyen, insanın içini kıpır kıpır yapan o eşsiz uğraş…

Bir düşünün! Yaşamınızda neyi yaparken bu duyguyu hissediyorsunuz?  Şuan aklınıza ilk gelen şey sizin bu hayattaki tutkunuz. Ona olabildiğince sıkı sarılın. Onun da size sarıp sarmalamasına izin verin. İnsana yaparken keyif aldığı, faydalandığı şey ona ruhsal olarak doygunluk sağlar, şifa olur. Onu iyileştirir. Bu iyileştirme hali bazen kırık bir kalbe olur. Bazen düşünmekten yorulmuş bir zihne… Sanki yere düşen bir çocuğun, uzatılan eli tutması gibi düştüğümüz çukurdan bizi kurtaran bir el… Tabi tuttuğumuz bu el, bizi refaha da çıkarabilir. Bir bataklığa da götürebilir. Acaba tutunduklarımız bize hep iyi gelenler mi? Yoksa biz öyle sanmayı mı tercih ediyoruz?

Tutkular bazen yaşanılan acıya bir tentürdiyot olabiliyor. Anlık bizi rahatlatıyor. Bizi üzen olayı düşünmememizi sağlıyor. Fakat tutku,  uyuşturan değil, aksine insana yaşadığını hissettirendir. Ne yazık ki iyi geldiğini sandığımız, bizi daha çok çıkmaza sürükleyebiliyor. Bana iyi geliyor kılıfına geçirdiğimiz uğraşlarımız bizi kendi hayatımıza dahi kayıtsız bırakabiliyor. Yani bir nevi uyanıkken uyuyor olunuyor.

 Kendiniz ile hesaplaşın. Az önceki soruda ilk aklınıza gelen, tutkunuz size iyi geliyor mu? Sizi kendiniz gibi hissettiriyor mu? Size fayda sağlıyor mu? Yoksa sizin için sadece bir tentürdiyot mu? Eminim ki bu sorunun cevabını almakta gecikmeyeceksiniz. Sizi en iyi tanıyan, kendiniz. Ve hayatınız, mucizelere yer verecek kadar hayal, kendinize her daim dürüst olacak kadar gerçek olmalı.

Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle… Hoşça kalın…