02.04.2019 tarihli köşe yazıma, (http://www.manisakulishaber.com/tarlada-harmandan-sonra-kalanlar-makale,2398.html)

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığına Millet İttifakı Adayı’nın seçim kampanyasını destekleyen Sayın Nazım Şafak arkadaşım, sosyal medyadan mesaj ile cevap vermiş ve cevabının bu köşede yayınlanmasını istemiş.

Karşılıklı cevaplaşma olmaması için 02.04.2019 tarihli köşe yazımda belirtmediğim ama hem mesleğime verdiğim değerin bilinmesi hem de Manisa Belediyesi’nde yaptığımız işlerin, sokak sağlıklaştırmalarının ve bakış açımızın bilinmesi açısından; AVM yazım ile bugün, ESKİ ÇARŞI için 16.04.2019 haftaya Salı günü sayın Şafak’ın yazdıklarına açıklama yapacağım.

#########

Manisa yerel Olay Gazetesindeki

Köşe yazarı Azmi Açıkdil'e cevabım.

Manisa Yerel seçimlerinde,

Ben Orkun Şıktaşlı’nın kampanyasını destekledim.

Azmi de "Büyükşehrin bir profosyenelidir"

ideoloji ve pozisyon gereği Cengiz Ergün'ü destekledi.

Çok normal bir durumdu bu.

Cengiz başkanı destekleyen arkadaşlarımın hiç birine hakaret etmedim, onların mesleki yeterliliğini sorgulamadım.

Hele soy adıma atıfta bulunarak, "bazılarına artık şafak sökmeyecek" tehdit içeren yazılarına bile cevap vermedim.

Gelelim esas konumuza.

Millet adayı Orkun Şıktaşlı’nın, birçok projesi oldu.

Temel düşünce, yerel yeterlilik ve yaşanabilir bir kent idi.

Tarım A. Ş

Enerji A. Ş vb. proje önerileri

Bu yüzden çok konuşuldu

Azmi arkadaşımız,

Yerel yeterlilik, üretimi ve verimlilik üzerine kurgulanan projelerimizi görmezlikten gelerek.

Manisalılarımızın günlük sorunları ve hassasiyetleri üzerine geliştirilen projeler üzerinden,

Orkun Şıktaşlı ve bana kabulü zor sözler söylemiş.

Benim, ziraat yüksek mühendisi diplomamı" görmek lazım"

Diyerek beğeni koyduğum projeleri küçümsemeye çalışmış.

Sayın Azmi Açıkdil.

Manisa’yı yöneten ekibin içinde, en güçlü pozisyonda birisiniz.

Soruyorum.

1_Türkiyede tarihi binalardan, butik otele dönüştürülen kaç adet otel var (Manisa’da da var)

Varsa yeni han neden butik otel olmasın.

2_AVM’leri savunduğunuz belli.

Kent içinde AVM’lerin, kent esnafını bitirmesi, umurunuzda değil.

Biz önemsiyoruz.

Kent merkezinde, eski çarşı çok önemli,

Gerçi, gelmiş geçmiş tüm kent yöneticileri, Manisamızın tarihi dokusunu bozma konusunda yarıştı.

Orkun ve ekibi eski çarşıda, tarihi dokuyu güçlendirerek,

Esnafımızla ulusal ve uluslararası markaları buluşturmayı hedefledi.

Eski çarşı sosyal donatılarıyla Manisa’ya kucak açsın istedi.

Kent içi AVM’ler ve içindeki zincir dükkanlar, kira ve diğer masraflarıyla fiyatlar üzerinde ciddi yük oluştururken,

Yönetenlere büyük bir rant pastası sunuyor.

Ama oluşturdukları atmosfer çekici, cazip.

Sırf bu yüzden dünyada hep kent dışındalar.

İktidarsın eski çarşıyı bu şekilde incele, değerlendir.

3-Ulu park, senin söyleminle ulu mezarlık.

Şunu söyleyeyim.

Eski bir mezarlık yeri olduğu gerçek.

1934 Yılında, imar değişikliği yapılmış. Yeşil alan park yeri olarak tescillenmiş.

Manisa’da yerleşik olanlar, yakınlarının kabirlerini taşımış.

Geriye kalan mezarlar toplu olarak, Karaköy’de acılan büyük çukurlara gömülmüş.

Şimdi üzerlerinde 6-7 katlı binalar ve okul var.

Yani şu an ulu mezarlık diyemeyiz.

Altında bir tek bile mezar yok.

Dediğiniz gibi merkezin ender yeşil alanıydı.

Yanlış yönetimler yüzünden,

yeşil olmaktan çıkmış durumda.

Nerdeyse %70 şi beton ve bina ile kaplı.

Teknoloji ile dünyanın birçok yerinde göl yatağının altında katlı otoparklar inşa edilmiş. Kullanılıyor.

Bu teknolojik seviye Türkiye’nin ulaşamayacağı bir düzey değil.

Üzerindeki ağaçlara zarar vermeden yapılabilir.

En basitinden ağaçlar taşınır.

Sonra tekrar eski yerine konur.

Yeni ağaçlarla alan yeşillendirir.

Yani Ulupark’ın altında otopark, benim açımdan da olabilir, güzel bir proje

4-Emekliler parkı,

Evet Emekliler, yeni adıyla Bülent Koşmaz Parkı.

Manisalımızın dilinde, şu an Emekliler Parkı olarak ifade buluyor.

Bu beton kaplı alanı ağaçlandırmak mümkün mü?

Mümkün,

Bilinenin aksine, aslında toprakla bitki arasında hiç bir direk ilişki bulunmaz .

Toprak:

 bitkiler, yararlı ve zararlı mikrobiyolojik canlıların doğal barınağıdır.

Korunmalı ve teşvik edilmeli.

Kent içinde, projeler iyi düşünülüp yapılmadığı için,

Emekliler parkı gibi,

bence çıplak yeşil alanlar oluşuyor.

Bu gibi yerlerde ağaç yetiştirmek mümkün mü?

Evet mümkün.

Topraksız tarım bu yüzden yapılabilmektedir.

Dünyada, su, cam elyaf içinde hatta atmosferde bitki üretilmektedir.

Emekliler parkının üzerinde beton yeteri kadar güçlü ise ulu çınar bile yetiştirilebilir.

Beyazfil binası,

Kamu malıydı.

Özelleştirildi.

Şu an bir şirketin mülkiyetinde.

Aklıma kendi mülklerim için geçmişte yaşananlar geldi.

Manisa Belediyesi imar değişikliğiyle 6400 ve 6200 metre kare yerimi yeşil alan yaptı.

Manisa Valiliği de bir başka yerimi kamu yararına kamulaştırdı.

Yasal mı, yasal yetkili kurumlar tarafından yapıldığı için yasaldı.

Bu yüzden, beyaz fil belediye tarafından satın alınabilir.

Bu iyi bilenlerdensiniz.

Büyükşehir belediyesi Beyazfil binasını almalı.

Eski Garaj, yeni proje için boşa harcanan para kadar bile harcamazsınız.

Ödediğiniz kira Manisalılara, hizmet için elinizde kalır.

Diplomama gelince, çok eskidi.

O yüzden bakmana gerek yok.

Benimde işime yaramıyor.

Değerli arkadaşım

Azmi.

Benim düşünce ve görüşüm bu.

Umarım köşende paylaşır, yayınlarsın.

#######

AVM’LERİN KADERİ (Mimarlık Forum’unda 2008, o yıllarda kapanan bir AVM hk.)

AVM’ler; Yapıldığında açılması heyecanla beklenen merkezler. Işıklı vitrinler, dekorlu mağazalar, cıvıl cıvıl insanlar, oraya buraya koşuşan kapışırcasına alışveriş yapanlar, fastfoodların da yer kavgası masa sandalye kapışması yapanların oturunca ahbap olduğu gençler. Elden kaçıp da kendi başlarına yürüyen merdivenleri oyuncak yapan çocuklar, kucakta-arabada bebeler. Konu komşu, yar, ayar herkes burada. Marka meraklıları, telefonikler, arada küpeştelere yaslanıp soluklanmalar, bir dost görünce gülüşüp bağırışıp etrafı umursamaz tavırlarda konuşmalar.

Haberdeki fotoğraflara bakınca şöyle bi bakıvermek olur mu? Yıkık batık o AVM’lerde ne aşklar doğdu, nice aşıklar buluştu, ne hatıralar, ne anılar oluştu.

Kuytu sakin köşelerde aşk melodileri dinlediler

Kimbilir kaç defa aynı yere geldiler.

Şimdi batık AVM’de aynı köşede tinerciler

Aşıkların el ele tutuştukları köşede, çöpler

Tinercilerin elden ele dolaştırdığı, şişeler

Şimdi,

Aşk melodileri değil duvarlarda yankılanan,

Boş bira kutularının sesleri, rüzgarla yuvarlanan

Pis bir koku yakınından geçerken etrafa yayılan

Duvarlarda yazılar, ne yazan belli ne yazılan.

AVM’nin dost bildiği yüzlerin hiçbiri yok. Bir başka AVM’den geliyor kahkahalı neşeli sesler şimdi. Başka sevgili bulmuş gibi, her bir dost.

İlk zamanları “semtimizde AVM açılıyor” diye sevinen, evimizin değeri artacak diyen, konu komşu en yakın dostlar. Şimdi en büyük düşman. Geçen gün araların da konuşuyorlardı. ”İmza toplayalım da belediyeye verelim yıksınlar şu mezbeleliği” diye. Son bir tekme de dost bildiklerinden.

“Gerçek dostlar, karanlık basınca çıkan yıldızlar gibidir.” derler, “Heyhat, ne bir dost kaldı ne bir yar, gönlüm dolu ahüzar kaldı dediği gibi şairin.

___________________________________

Bu projeler, yani AVM’ler. Fantastik projeler, moda yapılar. Mimarlığın işporta projeleri. Tezgahta satılan bir iki kullanımdan sonra atılan ucuz giyecekler gibi. Ekonomimize kambur.

Yaşaması için içlerine bir başka fonksiyon koymak gerek. Biraz daha ömürleri uzayabilir belki.