Başkan Lalebaş, “2011 yılında HDP milletvekili Pervin Buldan tarafından meclise sunulan, Ak Parti, MHP, CHP ve HDP milletvekillerinin oyları ile kabul edilen, dünyada ilk kez İstanbul’da imzalandığı için adı ‘’İstanbul Sözleşmesi’’ olarak da bilinen bu sözleşme; Kadına karşı şiddeti ve Aile içi şiddeti önlemeye yönelik Avrupa Konseyi Sözleşmesidir. Maksadı; kadınları her türlü şiddete karşı korumak, kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmaktır.  Bu ifadelere bakarak, bu sözleşmeyi kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemeye yönelik bir sözleşme olarak görmek, zehiri daha baştan içtiğimiz anlamına gelmektedir.  Çünkü şiddet denilen uygulamanın tarifi çok geniştir.  İstediğiniz ya da istemediğiniz her şeyi bu tanımın içine dahil edebilirsiniz. Nitekim sözleşmede bu husus; Aile içi şiddette dahil olmak üzere, Kadınlara yönelik her türlü insan hakları ihlalleri, her türlü ayrımcılık, kadınları orantısız bir biçimde etkileyen her türlü eylem ile özgürlüklerinin kısıtlanması da dahil olmak üzere kadınlara yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar verecek yada bu sonucu doğuracak her türlü fiili ve sözlü eylem şiddet olarak değerlendirilmiştir.  Bir misal ile açıklayacak olursak; bir kocanın eşinin kılık kıyafetine, kimlerle gezip dolaştığına karışması, ya da bir babanın kızının eve geliş gidiş saatlerine yada arkadaşlarına müdahalesi, bu sözleşmede kadına karşı şiddet yada aile içi şiddet olarak değerlendirilmiştir. Görüldüğü gibi bu madde ile bizim binlerce yıllık Türk İslam aile yapımızın, örf ve adetlerimizin temeline adeta dinamit koyulmuştur. Tehlike sadece bununla da sınırlı değildir” dedi.

Lalebaş, “Cenabı Allah, Yüce Kitabımız Kuran-I Kerim’de tam altı surede; Hud, Kamer, Araf, Şuara, Nem ve Ankebut surelerinde böyle sapık toplumları ve o toplumları nasıl helak ettiğini bize anlatarak bu sapıklıklardan uzak durmamızı da emretmektedir.  İşte Tüm bu nedenlerden dolayı bazı ilahiyatçılar bu sözleşmeye şeytanın kazandığı en büyük başarı benzetmesini yapmışlardır.  İşin en acı tarafı ise; Hristiyan Rusya’nın ‘’nesillerimizi bozar’’ diyerek görüşülmesini dahi 100 yıl boyunca yasakladığı bu sözleşmeye dünyada ilk imza atan ülkenin Türkiye olmasıdır. Netice itibari ile bu sözleşme ve bu kanun, Aile yapımızı bozmaya, nikahlı birlikteliği ortadan kaldırmaya, sapık ilişkilerin kanunlar ile korunarak meşrulaştırılmasına, dolayısı ile nesillerimizn bozulmasına, dini ve ahlaki değerlerimizin yok edilmesine sebep olmaktadır.  Toplumumuzu İslami değerlerden uzaklaştıran, nesillerimiz helak olma noktasına doğru sürükleyen böylesine önemli bir konuda hiç kimse tek laf etmezken, iktidara geldiğinde bu rezil sözleşmeyi derhal yırtıp atacağını, 6284 nolu kanunu değiştireceğini hem küresel nizamın hem de onun yerli işbirlikçilerinin gözünün içine bakarak söyleyen tek lider; Genel Başkanımız Sayın Fatih Erbakan’dır. Çünkü biz, siyaset, bütün insanlığın kurtuluşu için, zalimin zulmüne dur demek, mazlumların, ezilenlerin, gariplerin haklarını savunmak için yapılırsa İBADET olur anlayışı ile hareket eden tek partiyiz” dedi.

Editör: TE Bilişim