CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olacak olsa da biz başkanlık sisteminden yana olmayız. MHP'nin yaklaşımı meseleyi tamamen kişilere indiren bir yaklaşımdır. Öyle sübjektif yaklaşımla devlet yönetilmez" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Manisa teşkilatı, Manisa basınıyla kahvaltıda bir araya geldi. Taş fabrikada düzenlenen basın buluşmasına CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, CHP Manisa İl Başkanı Halil Tokul, partililer, yerel ve ulusal basın temsilcileri katıldı. Kahvaltının ardından açıklama yapan CHP'li Özel, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü şöyle değerlendirdi: "Tabi bu sene gazeteciler, sizlerin meslek örgütleri sizler, Çalışan Gazeteciler Gününü kutlamadığınızı ilan ettiniz. Biz de buna saygılı olarak dün Çalışan Gazeteciler Gününde özellikle çalışmak isteyip de kalemi kırılmış, köşesinden, televizyonlarından uzak bırakılmış gazetecilerin ve demir parmaklıklar ardında olduğu için görevini yapamadığı için gazetecilerin durumuna tepki olarak dünkü günü Çalışamayan Gazeteciler Günü olarak sizlerle birlikte değerlendirdik" Basın mensuplarının emeklerinin karşılığını alamadığını ifade eden Özel, şunları söyledi:
"Bu gün için gazeteciler ve basının her alanında görev yapan emekçiler emeklerinin karşılığını alamıyor. Özellikle alandaki sendikasızlaştırma sorunu ve şu an özellikle Manisa özelinde biliyoruz hiç birinizin bir basın sendikasına üye olmaması sebebiyle gazetecilerin iş güvencesi yok. Basında sendika ve basında iş güvencesi aynı zamanda halkın haber alma özgürlüğünün de savunulması gerekir. Sendikasızlaştırılmış bir basın ve iş güvencesi olmayan basın emekçileri gece gündüz, bazen ben Manisa'da dikkat ediyorum; 3 kişinin yapacağı işi tek başına yapıyorlar. Bugün dahi, sizin gününüzde dahi, 20 dakikayı birlikte; bugün herhangi bir meslek örgütüyle birlikte olsaydık sonuna kadar beraber olurduk. Bugünü fotoğraflayan bugünü görüntüleyenler de işinin başında olurlardı. Ama sizin öyle farklı bir mesleğiniz var ki kendi gününüzde dahi kahvaltının dahi yarım kaldığı, sürekli bir koşuşturmanın içinde olunduğu, buradan başka bir programa mesai mefhumu gözetilmeyen, emek yoğun ve emeğin karşılığının alınamadığı bir süreçteyiz."

YENİ ANAYASA'DA BASI ÖZGÜRLÜĞÜ ŞARTI
CHP'li Özel, konuşmasının devamında Anayasa değişikliğine de değindi. Yeni düzenlenecek Anayasa'da basın özgürlüğünü şart koşan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün için parlamenter sistemin teminatı olan Anayasa'daki en önemli ilke kuvvet ayrılığı ilkesidir. Bu gün ayaklar altında. Yasama, yargı ve yürütmenin birbirinin işine karışamadığı, müdahale edemediği bir sistem yerine hepsinin birbirinin işine karıştığı yargının baskı altında tutulduğu, özellikle Anayasa'nın en temel hükümlerinden birisi olan yargıç teminatının, hakim teminatının ayaklar altında olduğu bir süreci yaşıyoruz hep beraber. Bir Anayasa yapacaksak bunun mutlaka önce basın özgürlüğünü öncelemesi lazım. Çünkü eğer basının dili yoksa, kulakları duymuyorsa, duyduğunu yazamıyor, gördüğünü taşıyamıyor ifade edemiyorsa o ülkede hiç bir özgürlük yok demektir. Basın özgürlüğüyle birlikte kişisel hak ve özgürlük alanının genişletilmesi ve Anayasadaki toplum üzerindeki tüm kısıtlayıcı unsurların kaldırılması gerekir."

"DİKTATÖR DOĞURACAK BİR SİSTEMİ ASLA KABUL ETMİYORUZ"
Geçen yıl Aralık ayında düzenlenen Anayasa toplantılarını hatırlatan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz eğer iktidar partisi bir önceki gibi masadan kaçmayacaksa; çünkü geçen sefer Anayasa masası 3 yılın sonunda 15-18 ve 25 Aralık 2014 tarihinde o toplantıya katılmaması sonucu CHP, MHP ve HDP'nin tuttuğu ortak tutanaklar sonucunda masa dağılmıştı. Herkes masadaydı çünkü iktidar yoktu çünkü başkanlık sistemi istiyorlardı. Çünkü muhalefet partilerinin hepsi karşı çıktığı için AKP masayı devirmişti"
Yeni dönem Anayasa toplantıları için başkanlık sistemini kabul etmeyeceklerini dile getiren CHP'li Özel, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün tekrar bir Anayasa masası kuruluyor. Çok net olarak söyleyelim başkanlık sistemini dayatacaklar ise o masayı hiç baştan kurmasınlar. Devrilir o masa. Ama ülkenin huzuru, refahı ve yarınları için iyi bir şeyler yapacaklarsa biz o masanın en daimi en devamlı üyeleri olmaya ve o masaya en ciddi katkıları sunmaya devam edeceğiz. Dünyada özgürlükçü Anayasaları Cumhuriyet Halk Partisi'nin siyasi akrabaları kazandırıyor. CHP bu konuda üzerine düşen sorumluluğu biliyor. Ama başkanlık sistemi gibi Türkiye'yi ileriye değil geriye götürecek, başkanlık sistemi gibi tek adam rejimini yasal hale getirecek, adeta parlamenter sistemden diktatör doğuracak bir sistemi asla kabul etmiyoruz"

"BAŞKAN BİZİM GENEL BAŞKANIMIZ OLSA YİNE RET EDERİZ"

Yeni Anayasa için 5 temel şartlarının bulunduğunu anlatan Özel, "5 tane kırmızı çizgimiz var Anayasada. Anayasa'nın ilk 4 maddesi ve parlamenter sisteme dokunacaklar o masaya hiç oturmaya gelmesin. Onun dışında her şeyi konuşmaya ve Türkiye'yi rahatlatmaya ve Türkiye'ye nefes aldırmaya AKP'nin tıkadığı damarları hep birlikte açmaya hazırız. Bunun için de çalışıyoruz" dedi.
MHP'nin yeni Anayasayla ilgili değerlendirmelerine cevap veren Özel, sözlerine şöyle devam etti:
"Sadece kişisel bir talep var. Görün bakın 'Cumhurbaşkanı aday olmazsa başkanlığı istemez' demeye getiriyor. Tabi bu tip analizler bu tip sorgulayıcı yaklaşım siyasette olabilir. Cumhuriyet Halk Partisi çok net bir şey söylüyor: Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olacak olsa da biz başkanlık sisteminden yana olmayız. Biz parlamenter sistemi kişilerden bağımsız olarak savunuyoruz. Biz bu ülkenin gerçekten doğru yönetim biçimini parlamenter sistemi olduğunu düşünüyoruz. O MHP'li arkadaşa da AKP'nin 300 milletvekilini de bize insanlar '1 Kasım günü yetkiyi alın birilerine devredin birilerine peşkeş çekin' diye vermedi. 'Bizi doğru yönetin' diye verdi. Cumhuriyet Halk Partisi başkanlık sistemine kişilerden bağımsız olarak karşıdır. Doğru bulmadığı için karşıdır. Başkan bizim Genel Başkanımız olacaksa da ve bunu yarın da önümüze koysanız teklif etseniz ret ederiz. MHP'nin yaklaşımı meseleyi tamamen kişilere indiren bir yaklaşımdır. Öyle sübjektif yaklaşımla devlet yönetilmez."
Editör: TE Bilişim