Koronavirüs Bilim Kurulu'nun video konferans yöntemiyle toplanmasının ardından Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca basın açıklaması yapıyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle: "Aziz vatandaşlarım, her bir ferdi saygı ve sevgiyle yürekten selamlıyorum. Gösterdiğimiz azim, salgının başlangıç ve tırmanış günlerindeki önemini koruyor. Salgın sürecinde 83 milyonun desteğiyle çok büyük mesafe alan sağlık ordumuz adına size şunu söylemekten gurur duyuyorum; Türkiyemiz koronavirüse karşı mücadelesinde ilk dönemi tamamlamıştır.

Mücadelemizin birinci dönemi 2020 yılına koranavirüs korkusuyla girdiğimiz günlere dayanıyor. 81 bil ilimizin hıfzısıhha kurullarını harekete geçirip aynı gün Bilim Kurulumuzu kurmuştuk. Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü tarih 11 Mart'tı. O tarihte dünyada hastalığın yayıldığı sınırlı sayı ülkede 119 bin 132 toplam vaka sayısıydı."

Vaka sayıları önlenemez şekilde devam etti. Dünyada salgının hızı kesilebilmiş değil. Türkiye'de ise, vaka sayısı 4 hafta içinde en üst düzeye ulaştı ve inişe geçti. 11 Nisan 33 bin 170 kişiye test yaparak 5 bin 138 vaka tespit ettik. Bu bir günde en çok vaka tespit ettiğimiz tarihti. 29 Nisan'da test sayımız 43 bin 498'e ulaştı.

29 Nisan koronavirüsle birinci dönemi geride bıraktığımız tarihtir. Dün itibarıyla iyileşen vaka sayısı ile toplam vaka sayısı arasındaki fark azalıyor. İçinde bulunduğumuz hafta önemli gelişme daha oldu. İlk kez iyileşen hasta sayımız mevcut koronavirüs hasta sayısını aştı.

Tanı ve tedavideki başarı salgını kontrol altına aldığımızın kanıtlarıdır. Artık salgın yönetiminde güncel politika ve uygulamalara gidebiliriz. Şu anda koronavirüsle mücadelemizin ikinci dönemide yeni dönemin ilk günlerindeyiz.

Bu ikinci dönemde başarı yine bazı koşullara bağlıdır; tedbir alma, tedbirlere uymak başarının garantisidir. Tedbirsiz davranmak koronavirüs tehdidinin ortadan kalktığını varsaymaktadır. Tedbir zorunludur; çünkü tehdit devam etmektedir.

Virüs şu anda öngöremeyeceğimiz bir dönem boyunca dünyada, bu toplumda, aramızda dolaşmaya devam edecektir. Konuk olduğunuz yerde, bindiğiniz asansörde, gittiğiniz berberde, beklediğiniz otobüs durağında, markette, kalabalığına karıştığınız caddede karşınıza çıkabilir. Bunu tam olarak bilemezsiniz. Hiç tanımadığınız taşıyıcıdan hastalığı kapabilirsiniz. Salgın kontrol altına alınabilmiştir ama virüsle ilgili gerçekler değişmemiştir. Eviniz hala en güvenli ortam olmaya devam etmiştir.

Özgür ama kontrollü olacağız. Bugüne kadar tedbirlere sıkı şekilde uymasaydık, bulunduğumuz noktaya gelmemiz sözkonusu olamazdı."

Ciddi başarı gösterilen her mücadelenin mutlaka bir ödülü vardır. Bulunduğumuz noktada tüm dünyanın model alma çabası içine girdiği başarının sahipleri olarak 83 milyon bu başarının ödülünü almaya elbette hak ediyoruz. Haklıyız dışarıdaki hayatı özledik, sevdiklerimize sarılabilmek, bayramda büyüklerimizin ellerinden öpebilmek istiyoruz. Küçük mutluluklar bile şu andaki hayatımıza renk getirecek.

Bu mücadelede her gün hayatını riske atanlar da sizinle aynı şeyleri hissediyor ve sizinle aynı şeyleri istiyor. Gerçekler isteklerden biraz daha farklı olduğunu kabul etmeliyiz. Başladığımız dönem tipik bir normalleşme dönemi değildir. Kısıtların biraz esnediği dönemdir.

Yeni dönem tedbirlerle özlemlerin sentezidir. Başlayan günler 11 Mart'tan bu yana gösterdiğimiz çabanın şimdiki ödülüdür. Ama bu ödül büyük ödül değildir. Hassas davranmazsak serbestlik yeni mecburiyetlere yol açar. Kontrolün kaybı ikinci dalgalanmanın davetçisi olacaktır.

Türkiye'de salgın mevcut şartlarda kontrol altına alınmıştır. Haziran'a ilişkin öngörülerimiz daha da somuttur. Koronavirüs tehdidi ortadan kalkmış değil. Bu son taşıyıcının izolasyonu, tedavisi ile mümkündür. Risk uzun süre sürecek. Koronavirüs 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bütün dünyayı aynı anda ilgilendiren bir olaydır. Bu olay bile meselenin büyüklüğünü ortaya koymaktır. Bu sebeple 2020 öncesi anlamında normal hayata dönüş fikri bütün dünyada yanlış bulunmaktadır.

Bugüne kadar her ne kadar normale dönüş ifadesi yer yer kullanılsa da esasında normale dönmüyoruz. Yeni hayatın normallerini oluşturuyoruz. Bu hayatın normali eskisinden farklı olacaktır. Yeni normal için büyük bir motivasyon ve sağduyu göstermeliyiz. Toplum olarak ortaya koyduğumuz fedekarlığın serbestlik olarak düşünmemeliyiz."

Salgınla mücadelede birinci dönemde hedefimiz hastalığı kontrol altına almaktı. Koronavirüsle mücadelede ikinci dönemde hastalığın önündeki fırsatları ortadan kaldırmak, hayatı yeniden düzenlemektir. Bazı kısıtları esnettiğimiz yeni döneme isim vermeye yararlı buluyoruz. İsim bize mücadelemiz için bir fikir verecektir. Bu isim kontrollü sosyal hayattır.

Önümüzdeki günlerde evlerimizden daha sık dışarı çıkacağız. Sosyal hayata geçiş artacak. Virüse karşı mücadelede yeni durumun kuralları, tedbirleri olmalıdır. Kontrollü sosyal hayat bunların ifadesidir. İkinci dönemin stratejisidir. Tüm alanlar için yeni yaşam biçimidir. Özgür ama tedbirli bir hayat tarzına geçiyoruz.

Kuaföre gideceğiz ama önlemlerin alınıp alınmadığına bakacağız. Alışverişimizi yapacağız ama ulaşıma, yoğunlaşmaya dikkat edeceğiz. İki temel tedbir var. Birincisi dışarı çıkmamız gerekiyorsa mutlaka maske kullanacağız ikincisi sosyal mesafeyi dikkatli bir şekilde ayarlayacağız. Virüsün solunum yoluyla kesinleşmiş bilgidir. Eğer sosyal mesafeyi ayarlamazsak maske tek başına yeterli olmayacaktır. Maske ve sosyal mesafe birbirini tamamlayan iki tedbirdir.

Bakanlığımızın geliştirdiği mobil uygulamayı, kontrollü sosyal hayat döneminin son derece önemli ihtiyaçlarından biri olarak görüyoruz. Uygulama ücretsizdir. Günlük hayatta karşılaşabilecek riskleri en aza indirgemek amacı ile geliştirildi.

Gitmek istediğiniz yerde ne ölçüde riskli bir durumla karşılaşacağınızı görebilir anında tedbir alabilirsiniz. 5 milyon 600 bin kullanıcıya ulaşmıştır. Bugün itibarıyla anlık işlem kullanıcısı 1 milyonu aşmıştır.

Kontrollü sosyal hayat salgınla mücadelede sorumluluğun paylaşıldığı hayattır. Asansörden, stadyuma, işyerinden heryere işbirliği ve uyum içinde uygulamalıyız."

Ayrıntılar geliyor...

Editör: TE Bilişim