Haber: Burhan AKDEMİR

Manisa Celal Bayar Üniversitesi çağın en büyük sağlık sorunlarından olan kansere karşı yeni bir yöntem geliştirdi.  Üniversite bünyesinde Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’nda doktora yapan Burak Batır, teknolojiyi kullanarak yaptıkları çalışmayla kanser hücrelerinin çoğalmasını durdurduklarını açıkladı.

HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR

Üniversiteye başladığı yıllarda virüsler üzerinden kanser çalışması yapmayı planladığını anlatan Burak Batır, hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Kanser nedeniyle hayatını kaybeden insanların fazla olduğunu ve bu sebeple kansere karşı çalışma yaptığını dile getiren Batır şöyle devam etti:

“Günümüzde gelişen teknolojiye bağlı olarak, moleküler biyoloji ve genetik alanında da son derece önemli gelişmeler ortaya çıktı. Bu gelişmelerden biri olan CRISPR/Cas9 teknolojisi ise bizlere etik sınırlar dahilinde canlı DNA’sının üzerinde değişiklikler yapma imkanı sağladı. Bu teknoloji sayesinde günümüzde bilim adamları DNA üzerindeki değişimlere yani mutasyonlara bağlı olarak ortaya çıkan kistik fibrozis, Akdeniz anemisi ve kanser gibi hastalıkları güvenli bir şekilde tedavi edebilme amacıyla çalışmalar yapılıyor. Ben Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’nda Doktora yapıyorum. Danışman hocam olan Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sırrı Çam ile birlikte günümüz dünyasının temel sağlık sorunlarından biri olan ve bilim insanlarının yoğun bir şekilde tedavisini bulmak için uğraş verdikleri bir hastalık olan kanseri,  CRISPR/Cas9 teknolojisini kullanarak tedavi etmek konusunda çalışmalar yapıyoruz. Tezimin konusunu oluşturan ve kanser vakalarının en az yüzde 50-75’inde görülen tümör protein 53 (TP53) geni üzerindeki kanser hastalığı ile ilişkili DNA mutasyonlarını CRISPR/Cas9 teknolojisi aracılığıyla tekrar eski düzgün hallerine getirerek, bunu başarmaya çalışıyoruz. TP53 genine odaklanmamızın asıl amacı ise normal hücrelerin kanserleşme sürecine bu genin müdahale ederek durdurmasıdır.”

ÇALIŞMA DÜNYADA İLK

Teknolojiyi kullanarak yaptıkları çalışmanın dünyada ilk olduğunu ve uluslararası bilimsel yayınlarda yer alacağını kaydeden Burak Batır, sözlerine şöyle devam etti:

“Çalışmamızın ilk aşamasında Avrupa’da en sık saptanan prostat kanseri tedavisi üzerine odaklandık. Bu sebeple, insan prostat kanser hücrelerinde yer alan TP53 geni üzerinde meydana gelen mutasyon sonucu silinen 414. sitozin nükleotidini CRISPR/Cas9 teknolojisi aracılığıyla tekrar yerine koyduk. Böylece kanser hücrelerinde TP53 genini tamir edip, tekrar çalışmasını sağlayarak hücrelerin aşırı çoğalmalarını durdurmuş olduk. Çalışmalarımız ilk etapta prostat kanseri üzerine olsa da ilerleyen süreçte diğer kanser türleri içinde geliştirmeyi planlıyoruz.”

DENEY SÜRECİ BAŞLIYOR

Batır, ilk bulguların umut verici olduğunu, ancak hayvan deneylerini de yapacaklarını belirterek, “İnsan vücudu dışındaki kültür ortamında, insan prostat kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemiş olsak da bu yöntemin insan vücudunda henüz kullanılmadan önce canlı hayvan (fare) deneylerinin yapılmasını planlıyoruz. Ayrıca, CRISPR/Cas9 teknolojisinin insanlarda kullanımı günümüzde halen tartışılmaya devam etse de en son Çin’de gerçekleştirilen deneylerde insan immün yetmezlik virüsünü taşıyan yani halk arasında HIV ya da AIDS olarak bilinen hastalığa sahip bir çiftin ikiz bebeklerinin bu teknoloji sayesinde HIV virüsüne karşı bağışıklık kazanması ve sağlıklı bir şekilde doğmaları sağlanmıştır. Bu sebeple bu teknolojinin insanlarda kullanılmasının yolunun açılması çok uzak görülmemektedir.” dedi.

Editör: TE Bilişim