"Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş. Bir bakarsın volkan olmuş yanmışsın arkadaş." Arkadaşlık çok derin çok ince bir mevzu. Üzüldüğümüzde başımızı dayadığımız, beraber tatil planları yaptığımız, sırlarımızı paylaştığımız, beraber gülüp beraber ağladığımız insan. Bizler psikolojik, biyolojik ve sosyal bir varlığız. Her ne kadar bireysel gücümüz olsa da yalnızlık Allah'a mahsus demişler. Ya mutluluğun anahtarı da özde arkadaşlıktan geçiyor desem. Çok zengin olmak, sağlıklı olmak bile mutlu olmaya yetmiyor. Sihirli anahtar insanlarla yakın olmak. İçten olmak, değer vermek, değer görmek. Birilerinin sana nasıl olduğunu gerçekten sorması insanın ömrünü uzatıyormuş. Çok eskilerden aklımda kaldığı kadarıyla gerçek bir hikaye anlatmak isterim: Bundan yıllar yıllar önce nerede olduğunu hatırlayamadığım taş ocaklarında çalışan insanlar göç kararı almışlar. Yaşam şartları çok ağırmış, kendilerine daha insanca yaşamak için bir yer bulmak istemişler. Öncüleri gitmiş önce gemilerle keşfe. Bir zaman sonra başka bir kıtada bir yer bulduklarını haber salmışlar :diğer insanları da buraya çağırmışlar. Gemilerle gitmiş yerleşmiş insanlar öbek öbek. Kimilerine dağın yamacına, kimileri nehrin kıyısına, kimileri dağın arkasına. Bir kaç nesil geçmiş. Fark edilen çok ilginç bir şey olmuş. İnsanlar sadece çok yaşlılıktan ya da kazadan ölüyormuş. Kimse şeker, kanser gibi hastalıklardan ölmüyormuş. Araştırmacıların kulağına kadar gitmiş. Tabi duyanlar ne olduğunu bulmak için oraya akın etmiş. Sularını, topraklarını, yediklerini, havalarını, genlerini analiz etmişler enteresan hiçbir şey bulamamışlar. Umudu kesen ayrılmış. Tek bir tane bilim adamı onlarla yaşamaya başlamış. Tam bir sene sonra çözmüş nedenini. İnsanlar birbirlerine o kadar değer veriyormuş ki yolda karşılaşanlar dakikalarca durup el ele tutuşup, göz göze bakıp hal hatır soruyorlar, akşamları beraber geçirip hikayeler anlatıp eğleniyorlarmış. Oraya göç ettikten sonra birbirlerine daha da bağlamışlar hal hatır sorar olmuşlar. Mutluluğun ve uzun ömrün sihirli anahtarı sağlıklı sosyal ilişkiler. En özü de sanırım arkadaşlıktan geçiyor. 0 zaman hepimiz sarılalım arkadaşlarımıza gözünün içine bakarak "Nasılsın?" diye soralım ve vereceği cevabı hiç lafını kesmeden bir çocuğun yeni bir şey öğreniyor merakı ile öğrenelim. Çevremizdekilere vakit ayıralım. Tanımadıklarımıza dahi iyilik yapalım. Hayatımızın ne kadar süreceğini bilemeyiz ama nasıl bir insan olmak istediğimiz biz karar verebiliriz. Sevgiler.