Koronavirüs bulaşına bulaşmamak için maske takıp duruyoruz.

Her yerde takmak zorunlu.

TV dizilerindeki yüzümüzden eksik olmayan gülümsemenin yerini, yüzümüzden eksilmeyen maske aldı.

*

Öyle tak geç de olmuyor. Dünya Sağlık Örgütü, maske kullanımına dair uzunca bir kılavuz bile yayımlamış.

Maskeyi takmadan önce el hijyeni, maskeyi dikkatli biçimde yerine yerleştirme, maskenin ağzı ve burnu örtmesi, burun kemerine oturtulması ve maske ile yüz arasında mümkün olan en az boşluğun kalmasını sağlayacak biçimde sıkıştırılması, maske yüzdeyken maskeye dokunulmaması, maskenin uygun biçimde yüzden çıkarılması: maskenin ön tarafına dokunmadan arkadan çözülmesi, maskeyi çıkardıktan sonra ya da kazayla dokunulmuşsa ellerin alkollü bezle temizlenmesi ya da su ve sabunla yıkanması, nemlenmiş maskenin yerine yeni ve kuru olanının takılması için hemen çıkartılması, tek kullanımlık maskelerin yeniden kullanılmaması, tek kullanımlık maskelerin her kullanımdan sonra hemen atılıp bertaraf edilmesi, maske, maske, maske, her yerde maske…

*

2018’den birini bugüne ışınlasak, 3 yıldır komada olan biri bugün uyanıp sokağa çıksa bir bilim kurgu filminde olduğunu sanabilir. Biz şu anda garipsemesek bile…

Zaman içerisinde yavaş bir şekilde değişim gösteren özellikle küresel olaylara dikkat sağlayamayız. Ani toptan bir değişim yaşanmadıkça o değişimin ciddiyet ve önemini kavramaya çalışmayız çünkü.

*

Haftanın ilk gününde sadece 24 saatte Türkiye sınırları içerisinde 197 kişi öldü.

Bugün bir bomba patladığını ve 197 kişinin hayatını kaybettiğini düşünün. Türkiye’de buna odaklanmayan bir insan kalamaz. Aslında 2020 yılı internet üzerinde en çok kullanılan kelime koronavirüs olmuş. En çok haber de koronavirüs ile ilgili. Bu dikkat çekmek ya da dikkat etmek anlamına gelmiyor mu? Gelmiyor.

Bu alışkanlığa neden oluyor. Her gün bundan haberdar olmak unutmamızı engellese de alışkanlık gibi bir dezavantaj doğuruyor. Odaklanmıyoruz.

Bu nedenle de toplum; herkesin maske takmasına, bir günde yüzlerce insanın ölmesine şaşırmıyor.

*

Maskenin de modası oluştu tabii. Çeşit çeşit maske üretiyorlar. Siyah maske, bez maske, poşet maske, karton maske…

A kişisi çıkıp bu zararlıdır diyor. B kişisi çıkıp hayır şu zararlıdır diyor.

Kafamız iyice düğün çorbasına döndü.

Bir de maske takmanın zararlı olduğu iddiaları var ki değme gitsin. Uzun süreli kullanmak nefes darlığına, akciğer ve kalp rahatsızlıklarının tetiklenmesine neden olabiliyormuş.

Olmasın.

Bir de bununla uğraşmayalım.

*

Bilim Kurulu üyesi, “Temmuzda maskeler çıkabilir” demiş mutasyon haberlerinden önce.

Her gün farklı bir ülkeden mutasyon haberi geliyor.

Aşılar etkisiz kalabilirmiş.

Kalmasın. Zaten bin bir zorlukla bulduk.

Bir de yeni aşıyla uğraşmayalım.