Ne demişler keskin sirke küpüne zarar. Manisaspor'da o misal. Ligin lideri Kayserispor deplasmanında maça 1-0 önde başlıyorsun. Oyunu oynayan taraf sensin. Pas yapıyorsun. Ama golü bulur bulmaz daha maçın başında Manisaspor'da yere düşen kalkmamaya başladı. Böyle bir oyun planı olur mu? Hem izleyenlere antipatik geliyorsun hem de oyunu geriyorsun. Sen bu kadar küçük bir kulüp müsün? Kayseri'de öne geçince maçı yatarak mı bitirmeydi planlıyorsun. İşte sonuç yata yata bir puan bile alamadın. Belki oyununu oynasan farkı ikiye çıkaracaksın ama kimsenin aklında bu yok ki. Golü atınca herkes inanamadı resmen. Birde maç gergin geçince maalesef oyunu tutamadı Manisaspor. Ne sinirine hakim oldu ne de öne geçtiği oyunu kontrol edemedi. Tamam rakibin iyi, silahları çok… Bunların hepsi kabul de sende Manisaspor' un. Anlaşılır gibi değil.

Oyuna gelecek olursak bahsettiğim gibi maça 1-0 önde başladık. Oğuzhan'ın müthiş bir ara pas verdi Gökhan cezayı kesti. Rakip şok oldu. Orta sahaya iki Hakan girince takımın dinamizmi arttı. Şaban ilerde iyi savaşmaya başladı. Ama Manisaspor'da oyuncular inanılmaz seviyede gergindi. Ben Ümit Yasın atılır diye beklerken Gökhan Sazdağı anlamsız bir kavgaya karıştı hem kendi atıldı hem de rakibi. Zaten takım kalitesi olarak üstün bir Kayseri'ye karşı 10'a 10 oynamak Manisaspor için dezavantaj. Neyse oyundan yine düşmedi Manisaspor. Ama dediğim gibi kimsenin aklında oynamak yok. Ağır hareketler, sakatlıklar derken bir duran topta Mikic yerde fazla uzanınca Nobre fırsatçılığı ile skoru eşitledi. Zaten bu Mikic konusu ayrı bir olay. Kaptanlık gitti. Geçen hafta 18 kişilik kadroda yok. Stoper olarak geçen sen katkı sağlayan Mikic bu sene sağ bek oynuyor. Mikic sağ bek oynayınca bana göre kendisi mutsuz oluyor. Bu takıma yansıyor. Sağ bek olarak alınan isim ya stoper oynuyor ya yedek kalıyor. Ama defans hattında her maç bir değişiklik oluyor. Böyle bir defansta kaleci olmakta ayrı meziyet olsa gerek. Her hafta önünde ayrı bir dörtlü. Doğrusu ben bu işi bir türlü anlayamadım. Tekrar maç dönelein en iyisi… İkinci yarı Çanakkale geçilmesi oynamaya çalıştı Manisaspor. Rakibini kendi sahasında karşıladı. Ev sahibi Kayseri baskısını artırsa da hakikaten Kaleci Bayram çok iyi toplar çıkartarak takımını ayakta tuttu. Ama dediğim gibi topla oynamayı Kayseri'ye bırakırsan bu takımdan puan alman çok zor. Çünkü çok silahı var. Manisaspor ikinci yarı hiç oynamayı düşünmedi. Skoru koruyayım diyerek yavaş hareketler ile zamanı geçirmeye çalıştı ama direnemedi. Zaten direnmesi çok zordu. Belki Dimitrov gibi bir silahı olsa kontra atak yapacaktı ama yaraya merhem olacak Dimitrov 18'de yoktu. Neden yoktu ben anlamadım. Sakatsa sözüm yok. Sağlamsa benim futbol aklım bu işi anlamıyor. Maç boyu çok iyi oynayan Bayram, maçın son dakikalarında frikikte kurdurduğu baraj yüzünden topu göremeyince golü yedi. Yazık oldu diyemeyeceğim. Çünkü daha devre arası Manisaspor' un bu maçtan puan alamayacağı belli oldu. Bir takım öne geçtikten sonra bu kadar oyunu rakibe verip pasif bir görüntü içeresinde maçı bitirmeyi planlamasını kabul edemiyorum. Gelelim tabelaya. Bu takım 17 puanla ligin dibinde. Artık Manisaspor' un futbol aklı varsa bir karar vermeli. Ya kupa rüyası ya da lig kabusu. Eğer kupa rüyası ile bu takım giderse sezon sonu hüsran yaşar. Bir an önce lige konsantre olunmalı. Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçiyor. Her hafta aynı nakarat. Neyin telafisi olacak artık. İkinci yarı başladı daha bu takım bir puan alamadı. Lütfen herkes şapkalarını öne koysun. Bana göre iyi mücadele etmesine rağmen mağlup oluyorsa bir takım o zaman çarkın dişlilerinde arızalı bir taraf var. Bunu da bulmak Manisaspor yönetimi ve teknik heyete düşüyor. Gidişat kötü sonumuz hayır olur inşallah.