Merhaba, kendini seviyor musun? Tabi ki evet, bir düşüneyim  belki, hakikatten ben kendimi seviyor muyum? Diye gider cevabı bulduğumuzu sanana kadar. Peki kendini sevmenin ölçütü nedir? Neyle kıyaslarsınız kendinize olan sevginizi? Kaç kere itiraf ettiniz  , sarıldınız kocaman şöyle kucak dolusu bedeninize. Daha bunu düşünürken bile “Aynanın karşısına biri beni bu şekilde görse deli der” diye yapıştırır zihnimiz.

Duvarlarımız var hem de çok uzun ve kalın. Bizse hep başkalarının duvarlarını yıkmalarını istemekle meşgulüz. Bilerek duvar ördüğümüz zamanlar da var ama kendimizi korumak adına genellikle her şeyi tehdit algılayıp savaşıyoruz. Kendimizi bile tehdit algılıyoruz. Yapamıyorum, bu huyumu sevmiyorum, hiç değişmeyeceğimi düşünüyorum, kendimi beğenmiyorum... Bütün bunların boğazımızda yumrular oluşturduğunu hatta uzun vade de nodüllere bile neden olduğunu bilseniz ne derdiniz?

Kendimizi bir nokta olarak düşünelim. Her şey bir noktadan yayılır etrafa bir halka gibi. O yüzden önce gerçekten kendine değer vermek, kendini sevmekle başlamalı işe. Kendini yargılamayı bırak en önce. Bu gün yaptığın seçimler o an sana uygun gelendi. Bırak pişman olmayı ve olduğun ana odaklan. Bak etrafında ne var, neredesin, kiminlesin. Kendini kabullenmeye başladığında başkaları sırada. Belki de arkadaşını, anneni, babanı, kardeşini , eşini, sevgilini, çocuğunu, komşunu, iş arkadaşını düşüneceksin. Sen bir şeylerden rahatsızsın diye değişmelerini beklemektense asıl zor olanı seçmek özgürlük belki de. Yani onları kabullenmeyi.

Kimse için değil, kendin için yap bunu. Sevgi çok yüce bir duygu. Kendine zaman ayır bugün kimse ulaşamasın, kapat telefonunu sarıl kendine neleri sevdiğinin listeye ekle. Yetişkin olduğunu fark et. Bırak artık kurban duygunu. Sen kendine değer vermediğin sürece olamayacak anla artık bu oyunu.

Hepimizin travmaları var. Annenin, babanın, bakkalın, yalnız değilsin. Yaşamın kurallarını anlamalı ve öğrenmelisin. Her günün aynısını yaşayarak bunu öğrenemezsin. Her gün işlerinin arasına sevdiğin her neyse katarak molalar vermelisin. Arada yeni yerler, yeni insanlar, yeni tarz müzikler ve yemekler denemelisin. Kitaplar her ne kadar muhteşem olsa da gerçek dünyanın dışarıda olduğunu o an olduğunu kendine söylemelisin.

Kendini hatalarınla, seçimlerinle, bedeninle, zihninle, ruhunla sevmelisin. Ve belki şu sözlerle bir şarkı söylemelisin;

Hayat benim
Her anımı yaşadıkça sevesim var
Aldırmam hiç yağmurlara
Benim güzel hatalarım var
Bir an bile vazgeçmedim
Kendi yolumdan

Değer saklanma hiç geçer zaman
Böylede geçer ya sev ister vazgeç
Beklentiler sadece üzer
Ayrı dünyalarda farklı farklı kafalarda
Ve ben ben böyleyim
Kendi yolumda

...

Sağlıkla ve sevgi ile kalın. Hoşçakalın.