“Güzel saçlı Niobe'nin de yemek geldi aklına,

Oysa

On iki çocuğu ölmüştü sarayında,

Altı kızı, ergen altı oğlu.

Apollon öfkelenmişti Niobe'ye.

Öldürmüştü oğullarını gümüş yayıyla.

Kızlarını da okçu Artemis öldürmüştü.

Niobe,

Güzel yanaklı Leto ile bir tutuyordu kendini.

Diyordu, Leto iki çocuk doğurdu, bense bir düzine.

İki kişi,

 Apollon'la,  Artemis, öldürdü hepsini.

Ölüler yatıp kaldılar kanlar içinde.

Kimsecikler yoktu onları gömecek.

herkesi taşa çevirmişti Kronosoğlu.

Göklü tanrılar gömdü, ölüleri onuncu günü.

İşte o gün,

Yemek geldi Niobe'nin aklına.

Gözyaşı dökmekten yorgun düşmüştü.

Bugün Sipylos kayalarında, ıssız doruklarında,

Akheloos ırmağı kıyısında oynaşan su perilerinin

Yatakları var derler ya!

İşte oralarda,

Tanrı buyruğuyla taş olmuştur Niobe,

Yüreğine sindirir durur acılarını.”

Homoreos’un Niobe şiirini

Okuduğumda, TAŞ KESİLİR YÜREĞİM!

Boğazım düğümlenir,

tükürüğümü bile yutkunmakta zorluk çekerim

En doğal , “dokunsan ağlayacak” durum gelişir.

Yıllar boyu yemeden, yedirip.

İçmeden, içirip büyüttüğümüz çocuklarımızı.

Hangi ana baba kaybetmek ister?

Her gün okuduğumuz, duyduğumuz

Kayıp çocuk haberleri ile hayatın baharında

Vatan millet uğruna,

Şehit düşen askerlerimiz ve

Polislerimiz, hangimizin yüreğinde

Acının ve hüznün fırtınasını estirmez?

Acının en büyüğü “ Ateşin düştüğü yerdir”

“Ağlarsa anam ağlar. Gerisi yalan ağlar.”

Anaların ağlaması, hiç bitmez.

Yıllar geçse de için, için, içine akıtır gözyaşlarını.

Tanrının lütfudur, insana gözyaşları.

Acıların merhemi, ruhun dinginleştirenidir.

Her gözyaşı sonrası içinde

İlahi bir ferahlık hissetmeyen yoktur.

Gözyaşları olmazsa insan çatlar.

Erkek çocuklarına “ karı gibi” ağlama denir

Ya!

Ağlamak salt kadınlara özgü değildir.

Erkeklerde ağlar. Ne demişti şair?

“Gözyaşlarımız, Dünya’nın en kahredici tozunu

Yatıştırıp, kalbimizi yıkayan yağmurlardır”

Ağlamak insana özgüdür.

İnsani duygularınız ne kadar çoksa

O kadar insansınız.

Bir hayvanın ölümüne,

Bir ağacın yanmasına, börtü, böceğin

Ölmesine, akarsuların kirlenmesine ne kadar

Duyarlı iseniz o kadar insansınız.

Ben olaylar karşısında, “ EMPATİ” yapanlardanım.

Kimi zaman bir hayvan. Kimi zaman bir ağaç.

Kimi zaman da, acı çeken bir insan olurum.

“TARİFSİZ KEDERLER” boğar benliğimi.

İnsan olmak budur işte!

Beşikten mezara kadar belleyin!

En büyük zenginlik para, pul değildir.

Karun gibi zenginlik

İnsani duyguların çokluğudur!

Aksine

“BENLİK, BÖNLÜK” FAKİRLİKTİR.

Fakir kalmayın maddi Dünya’da.

İlk iş olarak.

TAŞLAŞMIŞ NİOBE ANANIN NE ACILAR ÇEKTİĞİNİ

ANLAMAK İÇİN, DÜŞÜNMEYE BAŞLAYIN, İNSAN OLMAYA.