Merhabalar…

Bugün, Dünya Ruh Sağlığı Günü. Tam da uzmanlık alanımı ilgilendiren bir günde sizlere “merhaba” diyor olmak hoş bir tesadüf.

Ancak bugün tesadüfleri değil iç dünyamızın bize ne anlattığını konuşacağız.

Buyurun başlayalım!

Yapılan araştırmalar, günümüzde her dört kişiden birinin yaşamlarının bir döneminde ruhsal problemlerden etkilendiğini ortaya çıkarmıştır. Bu oranın 70 yaş üzeri kişilerde ise yüzde 50’nin üzerinde olduğu da tespit edilmiştir. Dünya üzerinde ise 450 milyondan fazla kişinin ruh sağlığı problemi yaşadığı ve bu kişilerden sadece 20 milyon kişinin psikolojik destek aldığı ortaya çıkmıştır. Kişilerin bu yaşamış olduğu en yaygın psikolojik problemler ise; davranış bozukluğu, depresyon, şizofreni ve alkol kullanımı olarak gözlenmiştir.

Sağlık; bedensel, ruhsal ve toplumsal iyilik hali olarak tanımlanır. Ancak bu oldukça genel bir tanımdır. Ruh Sağlığını net bir şekilde tanımlamak daha zordur. Ruh Sağlığı; kişinin kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içerisinde olma hali diyebiliriz. Ancak bu noktada da bu uyum ve denge olma halinin kesin ve kati kuralları yoktur. Bireysel özellikler göz önünde bulundurulduğunda esneklik gösterebilir.

Ruh sağlığı yerinde olan veya ruh sağlığı açısından iyi durumda olan kişilerin bazı özellikleri şunlardır;

-Kendisi ile barışık ve uyum içerisinde olan, yakın ve uzak çevresiyle sağlıklı bir iletişim kurabilen, kendine güvenen, karşılaştığı zorluklarla mücadele edebilen ve bu konuda kendine güvenen, kendi işini severek yapan ve çaba göstermeyi başarabilen kişilerdir.

Günümüzde insanlar sağlıklı bir kişi olmanın fiziki anlamda olduğu görüşündedirler. Ancak fiziki anlamda sağlıklı olmak tam olarak sağlıklı bir kişi olmak demek değildir. Sağlıklı olmak için ruh sağlığımıza da önem vermeliyiz. Günümüzde insanlar fiziki sağlığına daha çok önem vermektedirler. Fiziki olarak bir problem yaşadıklarında hemen yardım almayı isterler, hastanelere tedavi olmak için hemen gidebilirler. Ancak söz konusu ruh sağlığı olduğunda bu özveriyi göstermezler. Bu konuda toplumdaki yanlış algılardan ve damgalamalardan korktukları için tedavi olmayı önemsemezler. Maalesef ki bu durum hala devam etmekte ve hızla artmaktadır.

İnsanlar gündelik hayatlarında birçok kez istemedikleri veya onları mutsuz eden olaylarla karşılaşırlar. Her bireyin bu mutsuz durumdan kurtulmak için kendine özgü yöntemleri vardır. Bazılarımız bu problemin üzerine gidip bazen yakın çevresinden bazen de profesyonel yardım almak ister. Bazılarımız ise bu problemin kendiliğinden geçebileceğini düşünerek görmezden gelmeye çalışırlar. Bu durumlarda yapılması gereken en sağlıklı yol bu alanda uzman kişilerden profesyonel bir yardım almaktır.

Ruh sağlımızı olumsuz anlamda etkileyen birçok etmen veya olay vardır. Bunlara örnek verecek olursak; ikili ilişkilerde yaşanılan kötü deneyimler, yaşamdaki anlam arayışı, yoğun iş temposunda sosyallikten uzak bir yaşamın varlığı, insanların yaşamlarında ulaşılamayacak hedefler koyması, yakın çevreden sevilen bir yakının kaybı, toplumsal içinde bulunduğu ekonomik ve psikolojik ortam gibi faktörleri sıralayabiliriz.

Sonuç olarak Ruh Sağlığı fiziki sağlığımız kadar önemlidir. Bu konuda gereken önem ve özveri sağlanmalıdır. Dikkat edilmemesi durumunda karşılaşılan problemler kalıcı hale gelebilir ya da yeni problemlerin çıkmasına neden olabilir.