Karargah, 24 Ağustos 1922’de

Akşehir’den, taarruz cephesi gerisindeki

Şuhut kasabasına getirildi,

25 Ağustos 1922 sabahı da,

Şuhut’tan ,

Kocatepe’nin güneybatısındaki ordugâha nakil edildi.

26 Ağustos gecesi ordumuz “ BÜYÜK TAARRUZ” için

Kocatepe’de hazırdı.

Sabah saat 5.30’da topçu ateşimizle taarruz başladı.

Kocatepede ki, o geceyi satır, satır şöyle şiirleştirdi,

Nazım Hikmet.

"Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu.

Paşalar: “Üç” dediler,

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve

mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun basına kadar, eğildi, durdu.

Bıraksalar…

İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak

Ve

Karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı".

Oysa

Çoktan atlamıştı Afyon ovasına,

30 ağustos günü de,

Yunan’ı önüne katmış, bir kurt gibi sürüyordu,

Akdeniz’e doğru.

Böylelikle insanlar Hürriyetlerine ve Özgürlüklerine.

Okullar eğitime.

Fabrikalar üretime,

Camiler ibadete açılmıştı.

Ramak kalmıştı

HAC'I değil

HAÇ'I  görmeye.

1922 ' den, 2019' a

Neredeyse aradan bir asır geçti

Meğer

İçimizde, “Keşke yunan galip gelseydi “Diyen

Kiliselerde ZANGOÇLUK işi ile yanıp,

Tutuşan ne çok insan varmış!

Şayak kalpaklı adam, Çanakkale de,

Kocatepe de

Top, tüfek mermilerinin arasında dolaştı

Hep.

Bir keresinde cep saati bir şarapnel parçasına

“ZIRH olmuş hayatta kalmıştı.

Mucize değildi!

TANRI, TÜRK ULUSUNU KURTARMASI için

Onu hayatta bıraktı.

Suikastler, idam fermanları,

Tuzaklardan hep kurtuluyordu

Hani dinsiz diyorlar ya...

“Rahman ve Rahim Allah” her yerde

Onunlaydı.

Kurduğu Cumhuriyet kurumlarından

Diyanet başkanlığı

Cumaları idrak ediyor da, Bu yıl Cuma gününe denk gelen

30 Ağustos zaferinde, Atatürk ve

Silah arkadaşlarının yaptıkları idrak edemiyor.

Atatürk’ün adını anmıyor!

Diyanet İşleri Başkanı

Zırhlı aracı ile cami, cami

Cemaat, cemaat dolaşırken

Hangi cephe için savaşıyor merak ediyorum?

İnsanda hiç vefa, arlanma, utanma, sıkılma olmaz mı?

Hani! “ALLAH BU MİLLETE, BİR DAHA  İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN “Diyordun ya.

Kalk mezarından, MEHMET AKİF ERSOY.

Yeniden yaz, İSTİKLAL MARŞIMIZI!

KIBLESİNİ ŞAŞIRIP,  

“SECDEYİ, KUZEYE SERENLER VAR!”