SARE KURTULAN- ÖZEL HABER

MANİSA üzümü ihracatı, AB standartlarına uyumluluk kriterlerine uymaması nedeniyle geri gönderilme” riski ile karşı karşıya.… Hijyen,saklama ve paketleme koşulları başta olmak üzere birçok kriterde fire veren Manisa üzümü, geçtiğimiz yıllarda defalarca kez Rusya’dan geri dönmüştü. Manisa Ziraat Odası (MZO) Başkanı Hüseyin Altındağ Başkanı Altındağ, bu yıl tehlikenin daha büyük olduğunu söylerken, tonlarca üzümün ihracat kapısından geri dönebileceği yorumunda bulundu ve  “Geri gönderilen üzümler hem çiftçimizi büyük zarara uğratır hem ihracatımıza ket vurur. AB kriterlerine uyumluluk baştan itibaren gözetilmeliydi” dedi. 

Manisa Ziraat Odası (MZO) Başkanı Hüseyin Altındağ, Manisa üzümünün ihracatı esnasında dikkat edilmesi gereken hususlar olduğuna dikkat çekerek, “Manisa kuru üzümünün en büyük ihracat kapılarından biri Avrupa Birliği (AB). Biz de ihracat yaparken AB standartlarına uygun olarak ihracat yapmazsak, ürünlerimiz geri gönderilebilir ve bu durum çiftçilerimizi büyük zarara uğratmanın yanı sıra, hem Manisa üzümünün hem de ülkemizin yurt dışındaki itibarını zedeler” dedi. AB standartlarında gerçekleştirilecek ihracatın çiftçileri maddi yönden zora sokacağının altını çizen Altındağ, AB’ye uyum sağlanırken, çiftçilerin de desteklenmesi gerektiğini savundu.

“DEPOLAMA VE PAKETLEME AŞAMALARININ DESTEKLENMESİ GEREKİYOR”

“Üzümlerimizi ihraç ettiğimiz ambalajlara, en büyük pazarımız olan Avrupa’nın standartlarına uygunluk şartı getirilmeli” diye konuşan Altındağ, Avrupa’nın “kaliteli ve temiz” üzümler istediğini dile getirdi. Altındağ, Avrupa Birliği (AB) standartlarına uygun olarak hazırlanan, paketlenen ve ihraç edilen üzümler de olduğunu belirterek, “AB standartlarına uygun üzüm hazırladığımızda, üzümün fiyatıyla ambalajının fiyatı neredeyse aynı oluyor. Çiftçi de haklı olarak bu durumdan şikayet ediyor. Ama paketleri AB standartlarına uygun halde hazırlamamız durumunda da, Avrupa’nın üzümlerimizi geri gönderme olasılığı var” dedi. AB’ye ihraç edilen üzümlerin beğenilmeyerek geri gönderilmesi durumunda ise çiftçinin çok daha fazla zarar edeceğini ve Manisa üzümünün dış piyasada itibarını kaybedeceğini vurgulayan Altındağ, üzüm ihracatında AB benzeri bir depolama kuruluşunun oluşturulmasının yanı sıra, çiftçilerin kar elde edebilmesi amacıyla depolama ve paketleme maliyetlerinin devlet tarafından desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti.

AB, “TEMİZ VE LEZZETLİ” ÜZÜM İSTİYOR

Altındağ, Manisa’dan Avrupa’ya ihraç edilen kuru üzümlerde en büyük sorunlardan birinin “temizlik” olduğuna vurgu yaparak, üzümlerin çoğu zaman yerde veya örtü üzerinde kurutulduğunu ifade etti. “Üzümlerimizin AB standartlarına uyması ve geri gönderilmemesi için, beton veya tel sergi üzerinde kurutulması gerekiyor” diyen Altındağ, Avrupa’ya ihraç edilen üzümlerin beğenilmeyerek geri gönderilmemesi için gereken önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. Üzümün hasat zamanının tat oranı ölçümü yapılarak belirlenmesi gerektiğini de vurgulayan Altındağ, “Tam verim elde edilmeden ve tat oranı oluşmadan üzüm kesimi gerçekleştirilmemeli” diye konuştu. Altındağ, üzümün paketlenmesiyle doğru orantılı olarak temizliğinin ve tadının da AB açısından büyük önem teşkil ettiğine dikkat çekerek, Manisa üzümünün ihraç edildiği yerlerde değer kazanması için gerekli çalışmaların yapılmasının şart olduğunu savundu.

KAÇAK ÜZÜMLER MANİSA ÜZÜMÜNE KARIŞTIRILIYOR

Kaç yollarla Türkiye’ye gelen üzümlerin, ürün pazarlamasında ve serbest piyasada oluşan üzüm fiyatlarını olumsuz etkilediğinin altını çizen Altındağ, “Kuru üzümde sınır ticareti adı altında ülkemize giren ve sınır illerinde kalmayıp ihraç edilen kaçak üzümler, Manisa üzümlerine karıştırılarak ihraç ediliyor” şeklinde konuştu. Kaçak üzümlerin Türkiye’ye girerek Manisa üzümüyle karıştırılmaması için gereken önlemlerin alınması gerektiğine de dikkat çeken Altındağ, Manisa kuru üzümünün dış piyasaya ihracatında “sıkı kontrollerden” geçmesi gerektiğini dile getirdi.

“GÜMRÜK FİYATLARINA DÜZENLEME GETİRİLMELİ”

Ziraat Odası Başkanı Altındağ, çekirdeksiz üzümün rekolteye bağlı olarak arz-talep dengesinin bozulmasının üreticilerin aleyhine işlediğini ve bir yıllık üretim emeğinin sonucunda üreticilerin maliyetlerinin altında bir fiyatla ürün satmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Kimi zaman üzümlerin ürün toplanmadan bağlarda kaldığının da altını çizen Altındağ, “İhracat kapıları zamanında açılmalı ve ihracat prim desteği verilmeli” dedi. Yaş üzüm ihracatçılarının ise gümrük vergilerinden şikayetçi olduklarını vurgulayan Altındağ, “Yaş üzüm üreticileri gümrüklerdeki fiyat kesintilerinden dolayı mağdur oluklarını sıklıkla dile getiriyorlar. Gümrüklerden hiç para alınmaması elbette doğru değil, oranın ekonomisinin de dönmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. Altındağ, yaş üzüm üreticilerinin ihracatlarını yaparken sağladıkları kazançta düşüş yaşamamaları açısından, gümrük vergilerine düzenleme getirilmesi gerektiğini dile getirdi.

“TÜRKİYE ÜZÜM TÜKETMİYOR”

İhracatın yanı sıra, Türkiye içerisindeki üzüm tüketimine de önem verilmesi gerektiğini belirten Altındağ, “Ülke olarak en güzel üzümleri ürettiğimiz halde, neredeyse hiç üzüm tüketmiyoruz” şeklinde konuştu. Altındağ, ülke içerisinde de üzüm pazarının oluşturulması için üzümün faydalarının anlatıldığı reklamlar ve kamu spotu çalışmaları yapılması adına Üzüm Araştırma Komisyonu’na önerge sunduklarını ifade etti. “Hastaneler ve yurtlar gibi kamu kurum ve kuruluşlarının menülerinde de sofralık üzüm, üzüm hoşafı, kuru üzüm gibi ürünlere yer verilmelidir” diye konuşan Altındağ, kurum menülerinde üzümün yer almasıyla ilgili çalışmaların yapılması için de harekete geçtiklerini vurguladı.

Editör: TE Bilişim