Manisa’da bölgenin önemli çocuk hastanelerinden biri olan Moris Şinasi Milletlerarası Çocuk Hastanesi’nin akıbeti merak konusu oldu. Çocuk polikliniklerinin Manisa Şehir Hastanesi’ne taşınmasının ardından adeta kaderine terke dilen yapı deyim yerindeyse çürümeye bırakıldı.
Hastanenin taşınmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen binayla ilgili henüz bir adım atılmaması nedeniyle Manisalılar da duruma tepki gösteriyor. Moris Şinasi Milletlerarası Çocuk Hastanesi’nin, şehrin merkezinde olmasından dolayı kolay ulaşılabilir olduğunu belirten vatandaşlar “Madem bina boş kalacaktı, neden çocuk hastanesi taşındı? Gecenin geç saatinde rahatlıkla ulaşabildiğimiz hastane kaderine terk edildi, çocuk poliklinikleri şehrin bir ucundaki hastaneye taşındı” diyerek sitem etti.
MCBÜ’NÜN BIRAKTIĞI BİNALAR DA BOŞ DURUYOR
Moris Şinasi Milletlerarası Çocuk Hastanesi binası gibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) tarafından çocuk hastanesi olarak kullanılmak üzere bırakılan binalar da boş duruyor. Hastanenin bulunduğu alan içerisindeki 5 bina da aylardır çürümeye terk edildi.
FONDAN PARA GELMEYE DEVAM EDİYOR MU?
Hastaneyle ilgili bir diğer merak edilen konu da hastanenin hikayesinde yer alan fondan aktarılan para. Bilindiği gibi hastanenin yer aldığı arazinin sahibi olan ve hastaneye adını veren Musa Eskenazi’nin (Moris Şinasi) talimatı gereği 1933 yılından beri her yıl düzenli bir şekilde yıllık Moris Şinasi Hastanesi’ne bağış yapılıyor. Hastanenin taşınmasının ardından bu paranın gelip gelmediği de bilinmiyor.
HASTANENİN HİKAYESİ
Moris Şinasi hastanesinin tarihçesinde özet olarak şu bilgiler yer alıyor:
1933 yılında faaliyete geçen hastane adını Manisalı bir Yahudi’den alır. Moris 1855 yılında Manisa’da doğmuştur. Asıl adı Musa Eskenazi’dir. Fakir Yahudi bir ailenin dördüncü çocuğu olan Musa’nın Salamon ve Jak adında iki erkek ve Sultana adında da bir kız kardeşi vardı. Ailesine yardım edebilmek için Manisa’da bir tütün fabrikasında çalışan Musa bu sırada dönemin salgın hastalıklarından kuşpalazına yakalanarak Şinasi isimli bir doktorun tedavisi ile iyileşti. Bu olaya bir saygı ifadesi olarak aile Musa’ya ‘‘Şinasi’’ adını eklemiştir. Musa Eskenazi Amerika’ya göç ettiğinde Moris Şinasi adını almıştır.
11 Mayıs 1930 günü Manisa’ya varan Laurette Eskenazi eşinin Manisa’da doğup büyüdüğü evi ziyaret etti. Öğleden sonra da Fuat Bey ve diğer kişilerle birlikte hastane inşaatı için ayrılan iki arsayı görmeye gitti. Bu arsalardan bir tanesi Eski Hastane civarında Ulu Mezarlık adındaki bölgede, diğeri de polis merkezinin karşısındaki mevkideydi. Madam Eskenazi Ulu Mezarlık mevkiinde olan araziyi beğendi. Vakfedilen 1 milyon dolarlık bağışın 200 bin dolan hastanenin inşaatına ve gerekli donanımın alınmasına, bakiye 800 bin doların ise menkul kıymetlere yatırılıp bu yatırımdan elde edilecek gelirin, her yıl hastaneye gönderilmesine karar verildi.
Madam Eskenazi’nin Amerika’ya geri dönüşünün ardından, Dr. Refik Saydam hastane için gerekli bütün teçhizatı kapsamına alan bir gümrük muafiyetinin tanınmasının çok zor olacağını belirttiği halde, muafiyet kanunu TBMM tarafından kabul edildi.
Hastanenin inşaatı 1 Haziran 1932 tarihinde başladı. İnşaatın tarihini taşıyan temel taşı 1 Ağustos 1932 tarihinde Manisa Valisi’nin de hazır bulunduğu bir törende temele yerleştirildi. Gösterişli bir tören yapılarak tören sırasında koyunlar kurban edildi ve Atatürk’e teşekkür edildi.
Hastane 15 Ağustos 1933 tarihinde düzenlenen bir törenle hizmete açıldı. Tören sırasında Moris Şinasi’nin külleri hastanenin duvarındaki ‘‘Moris Şinasi’nin doğduğu şehre hediyesidir (1855–1928)’’ ibaresini taşıyan anı plakasının arkasına gömüldü.
Moris Şinasi’nin vakfettiği 800 bin dolar yatırıldığı menkul kıymet fonu Chemical Bank tarafından yönetilmeye devam etti. Chemical Bank 31 Mart 1996 tarihinde The Chase Manhattan Bank ile birleşti ve fon The Chase Manhattan tarafından devralındı. Fon banka tarafından başarılı bir şekilde yönetildiğinden 1933 yılından beri her yıl düzenli bir şekilde yıllık getirisi Moris Şinasi Hastanesi’ne bağışlanmaya devam edilmektedir.
