“Özgür basın, çağdaş toplumun geleceğidir “diyen Filizkan, "24 Temmuz tarihi ülkemiz açısından, demokrasimiz ve Türk Cemiyet basınında sansürün kaldırılması nedeniyle özel öneme sahip bir gün olarak kutlamaktayız. Özgür basının gücü en iyi kanıtı ”FETÖ/PDY yanlısı hain cuntacı askerlerin 15 Temmuz’2016 darbe girişimi kalkışmasında gördük. Darbe girişiminin başladığı ilk saatlerden bugüne kadar haber verme ve yayıncılık ilkesine bağlı kalma sorumluluğunu en başarılı şekilde yerine getiren basın organları, sahipleri ve tüm çalışanları o gece internet ve TV'lerde gerçekleştirdikleri yayın sayesinde bugün ülkede demokrasinin korunması, Laik Türkiye Cumhuriyetinin canlı tutulmasında önemli rol oynadı. Devletin bölünmez bütünlüğünden, milletin birlik ve beraberliğinden yana, toplumsal değerlere saygılı, kişisel hak ve özgürlükleri temel görev sayarak halkın doğru ve tarafsız haber alma ihtiyacını karşılayan basın kuruluşlarımız demokrasimizin güçlenmesine bundan sonrada katkı sağlayacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Görevini toplumsal değerlere saygılı, kişisel hak ve özgürlükleri korumayı ilke edinmiş tarafsız bir anlayışla ifa eden özgür basın, Türk demokrasisinin en büyük güvencesidir. Gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda, haber ajanslarında, internet üzerinden yayın yapan haber sitelerinde çalışan basın emekçileri, bugünün dünyasında yurttaşların gözü, kulağıdır. Basın emekçilerinin yerel ve genel sorunlara 'ayna tutması'' Genel ve yerel yöneticilerin sağlıklı hizmet üretmesine de önemli katkı sağlamaktadır. Yönetenlerin, bürokratların her şeye hâkim olması, her şeyi görmesi mümkün değildir. İlde, ilçelerde, sokaklarda, her daim yurttaşların arasın da bulunan basın emekçilerinin yazdıklarını 'karşıt'' veya 'yanlı görmeyip' bunların düzeltilmesi yönünde çalışma yürüten yöneticiler daima başarıya ulaşmıştır.  Yazılı ve görsel basında özgürlük hedefine ulaşılmasıyla demokrasi tam işlev kazanır. Fikir ve düşünceyi ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü önüne sansür ve oto sansür konulması demokrasimizi geri götürdüğü gibi, iş yaşamında, ekonomide ve yabancı yatırımda alanlarında da sıkıntılara yol açar" dedi.

“YÜZLERCE ÇALIŞAN GAZETECİNİN İŞSİZ KALMASI EN BÜYÜK ÜZÜNTÜMÜZDÜR”

Filizkan, "Ülkemizde gerçek demokrasinin yaşam bulması, halkın haber alma özgürlüğünden geçer. Özgür basın, özgür halk, çağdaş toplum ve gelecektir. Şu anda cezaevinde tutuklu ve hükümlü gazetecilerin çokluğu demokrasimiz adına da büyük sıkıntıdır. Özgürce ve sorumlu yayın yapabilen basın o ülkede özgürlüklerin, demokrasinin ve insan haklarının güvencesi olmaya devam edecektir. Toplumun özlediği demokrasiyi ‘tam-ileri- daha fazla’ demeden inşa etmek için öncelikle basın özgürlüğünü sağlamalıyız. Yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Yeni Türkiye’ de Basın konusunda sayın başkan Recep Tayyip Erdoğan’dan ve hükümetinden. Yasama görevini yapan TBMM üyelerinden, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'nun bazı maddeleri ifade ve basın özgürlüğü önünde engellerini kaldırılması yönünde çalışma yapılacağını umut ediyoruz. Ayrıca Gazetelerin yaşatılmasında önemli bir gelir kaynağı olan Mahkeme kararlarının icra ilanlarının ve ihale ilanlarının yerel ve ulusal basında yayınlanması yönünde ki sorunların giderilmesi gerekirken. Gazetecilerin, işten atılma korkusu gibi nedenlerle basın çalışanlarının birçoğu yazarken artık ‘suya sabuna dokunmama’ kaygısı taşımaya başlamıştır. Unutulmamalıdır ki kamu görevi yürüten gazetecilerin asli görevi toplumu doğru, tarafsız, objektif olarak bilgilendirmektir. 111. Yıldönümünü ve basın ilkelerine göre mesleklerini tarafsız bir şekilde yerine getiren tüm arkadaşlarımın 24 Temmuz Gazeteciler gününü yönetim kurulu olarak buruk kutladığımızı belirtiyor. Basında her ay bir gazetenin kapanması Türkiye genelinde yüzlerce çalışan gazetecinin işsiz kalması en büyük üzüntümüzdür. Temennimiz TBMM’de bekleyen Yargı kanununda yazılı basın adına önemli bir kayıp olacak olan mahkeme ilanları konusundaki yanlışlıklardan dönülmesidir. Acil olarak İnternet yayıncılığındaki bilgi kirliliğinin önlenmesi adına hazırlanan İnternet gazetecilik yasanın da bir an önce çıkarılarak yazılı basının yerini almaya aday internet gazeteciliğinin nitelikli ve çalışanlarını da koruyacak bir yasaya kavuşturulmasıdır.

SANSÜRÜN TARİHÇESİ

24 Temmuz 1908 ‘de II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ve Kanun-i Esasi’nin yeniden yürürlüğe girmesinin ardından 1876’da çıkarılmış olan “Sansür Kararnamesi” kaldırılmıştı. Bu karar ile 24 Temmuz gününden itibaren gazeteler sansür memurları tarafından incelenmeden çıkarılabilecekti. Gazetecilerin ve basının özgürlüğünü ilan eden ve Ahmet Cevdet ile Mihran Efendiler’in “Gazeteler hürdür; Basın özgürdür” sözleriyle önem atfettikleri bu gün 1946’da Gazeteciler Cemiyeti kurulduğunda Falih Rıfkı Atay’ın önerisi ile “Türk Basınından Sansürün Kaldırılması ve Basın Bayramı” olarak ilan edilmişti. 24 Temmuz 1946’dan günümüze ise 24 Temmuz geleneksel “Gazeteciler Günü” olarak kutlanmaktadır.

Editör: TE Bilişim