Arslan, “Hakkın, hakikatin savunucusu, bağımsız yargının güvencesi, adalete hizmetin fedakar ve cefakar neferi, demokratik, laik hukuk devletini yaşatmak için direnen, cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan; Yargıyı bağımsız kılmak adına mücadele eden, hak ve özgürlüklerin korunması için savaş veren tüm meslektaşlarımı sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Bu yıl 5 Nisan’ı derin bir üzüntü ile karşıladık. Cumartesi günü vefat eden genç meslektaşımız Av. Muhammed Halil Yavuz’u bugün ebedi yolculuğuna uğurlayacağız. Meslektaşımızı rahmetle anıyorum. Camiamıza başsağlığı diliyorum. Meslektaşlarıma, yakınlarına, sevgili meslektaşımız eşi Av. Fikriye Çam Yavuz’a sabır diliyorum.   Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, bizlere çağdaş, laik, sosyal hukuk devleti içinde yaşamayı hedef gösteren yol göstericimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını huzurlarınızda rahmetle ve minnetle anıyorum.  Bu güne kadar Manisa Barosunda görev almış başkanlarımıza ve kurul üyelerimize, Manisa Barosu üyesi siz değerli meslektaşlarıma, ülkemizde hukuk, meslek adına emek veren katkı sunan tüm hukuk ve yargı camiası üyelerine, vermiş oldukları katkı ve emeklerinden dolayı şükranlarımı sunuyor, hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum” diye konuştu.

                 

Avukatların bağımsız yargının, hakkın savunucusu, yargının üçayağını oluşturan unsurlarından biri olduğunu kaydeden Arslan, “Avukatlar görevini yaparken Ülkemizde halkımızın yaşadığı sorunlardan, demokrasinin tüm kurumları ile çalıştırılması çabasından, tam bağımsız Türkiye hedefi doğrultusunda çalışmaktan ayrı duramaz, ayrı tutulamaz. Süreç içerisinde Avukatların konumu itibarı ile güçlendirilmesi, siyasi ve ekonomik bağımsızlığının arttırılması gerekirken ne yazık ki mesleğe her geçen gün yeni bir darbe vurulmaktadır. Avukatlar; avukatlar gününü kutlayamayacak duruma gelmiştir. Çünkü savunma görevini yaptığımız müvekkillerimizin yargılandığı suçlar sebebiyle suçlanıp tutuklanıyoruz. Davaların tarafı gibi görülüp saldırıya uğruyoruz. Günlük siyaset yapanlar tarafından sürekli itibarsızlaştırılmaya çalışılıyoruz. Savunma haklarımız geriletilip sesimiz kısılıyor, bu yüzden temsil ettiğimiz vatandaşımızın da sesi kısılıyor. CMK tarifeleriyle asgari ücretlerin altında angarya ile çalıştırılıyoruz. Sosyal güvencelerimiz geriletiliyor. Kamu hizmeti yaptığımız unutturuluyor. “Efendimiz yok bizim” diye itiraz ettiğimiz için sürekli ötekileştiriliyoruz. Zorunlu alternatif uyuşmazlık çözümü altında adalet özelleştirilip vatandaşın ve avukatın hak alanları daraltılıyor. Hak üstündür kavramı geriletilip yerine menfaat üstündür kavramı getiriliyor. Avukatlık kanunumuz idari kararlarla engellenip genel kurullarımız yaptırılmıyor. Baroların bölünerek güçsüzleştirilmesi ve siyasallaşmasının önü açılmak isteniyor. Hukuk Fakültesi sayısı sürekli arttırılarak ihtiyaç fazlası hukukçu yetişmesine sebep olunuyor. Dava takipçileri için yapmış olduğumuz şikayetler, açılan davalar sonuçsuz bırakılıyor. Savunma zayıflatılıyor, savunmanın eli kolu bağlanıyor. Bu sıkıntılar içerisinde 5 Nisan Avukatlar günü için burada toplanmış bulunuyoruz” dedi.

Tarihi binlerce yıla dayanan ve halkın hak arama özgürlüğünün somutlaşması olan mesleğe, savunmaya yapılan saldırının halka yapılan, özgürlüğe yapılan, demokrasiye yapılan, geleceğe yapılan saldırı olduğunu vurgulayan Arslan, “Unutulmamalıdır ki, Avukatların sesi kesilirse, yurttaşların nefesi kesilir. Her zaman söylediğimiz üzere yargının bağımsızlığı, yargılama faaliyetinin adil olması bakımından hayati öneme sahip, vazgeçilmez bir nitelik arz etmektedir. Ancak yargının gerçek anlamda bağımsızlığının en temel şartı, hatta olmazsa olmazı, savunmadır.  Hepimizin temel bir gayesi var; Hakimiyle, Savcısıyla, Avukatıyla, tüm Adliye personeli ile hak arayışına katkı sağlamak, gerçek adalete ulaşılmasını sağlamak. Maalesef ki her geçen gün bir önceki günden daha iyi olmuyor fakat biz umudumuzu kaybetmeden üzerimize düşeni yapmalıyız. Karamsarlık, ümitsizlik belki dünyanın en kolay işidir ancak zorluklar içinde umudumuzu koruyarak yapıcı tutum ve davranışlarımızla, doğru iletişim yöntemleriyle sorunları çözmeye çalışmak mesleğimiz ve temsil ettiğimiz kurumlarımız açısından daha doğru ve yakışır bir yoldur. Avukatlar sesteki nefestir. Avukatlar hep vardı, bundan sonra da var olmaya devam edecekler’  Duruşma salonlarında, vatandaşların ihtiyaç duyduğu her yerde ses olmaya devam edecekler.  Hakkın, hakikatin savunucusu, bağımsız yargının güvencesi, adalete hizmetin fedakar ve cefakar neferi, Adalet şövalyesi, hukuk savaşçısı, yurttaşların sesi olan bütün Avukatlara selam olsun” dedi.

Editör: TE Bilişim