Dr. Aşık, özellikle sürekli deprem oluyormuş gibi hissetme, depremi içeren rüyalar görme, aşırı sinirli, aşırı gergin, huzursuz olma, sık sık irkilme, kontrolü kaybetme düşüncesinin 3- 4 haftadan uzun sürmesi halinde psikiyatriste başvurulması önerisinde bulundu.

Akhisar'da, 22 Ocak'ta meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında yaşanan 1800'ün üzerindeki artçı sarsıntının ardından bölgede, korkudan evlerine giremeyenler geceyi çadırlarda geçiriyor. En ufak bir sallantıda yüreklerin ağza geldiği Manisa'da sıklaşan sarsıntılar nedeniyle de tedirginlik yaşanıyor.

Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Ecenur Aydın Aşık, deprem öncesi ve sonrası yaşanan durumlarla ilgili açıklamalarda bulunup, vatandaşları uyardı. Psikiyatrist Aşık, "Depreme güvenlik önlemi almadan maruz kalmak insanlarda bir panik ve travma yaratabiliyor. Depremi kriz olarak atlatmak en kolayı. Deprem öncesinde bir hazırlık yapabilirsek, güvenlik önlemi alabilirsek, evimizin güvenli noktalarını bulabilirsek, dışarıdaki toplanma noktalarımızı bilirsek, deprem çantasını hazırlarsak, aile içerisinde bilgi paylaşımında bulunup ortak noktada buluşabilirsek, iletişimi nasıl sağlayacağımızı bilirsek deprem, bir travma olmaktan çıkar ve krizi atlatmaya döner" dedi.

'DEPREM GERÇEĞİ ÇOCUKLARA ANLATILMALI'

Deprem paniğinin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu vurgulayan Dr. Aşık, "Deprem paniği herkeste olabiliyor. Deprem anında kişi, çaresizlik yaşıyor. Bu da geleceğe karşı kaygı duymasını sağlıyor. Yaşamdan endişe duyuyor. Deprem sırasında duygusal tepki vermek, her insanın yaşayabileceği olağan durum. Sürekli deprem oluyormuş gibi hissetme, depremi içeren rüyalar görme, aşırı sinirli, aşırı gergin, huzursuz olma, sık sık irkilme, kontrolü kaybetme düşüncesinin 3- 4 haftadan uzun sürmesi halinde psikiyatriste başvurulması gerekir." dedi.

Depremin çocukların psikolojilerini de etkilediğine dikkat çeken Psikiyatrist Aşık, çocukların, anne ve babalarının davranışlarına göre hareket ettiğini belirterek şöyle konuştu:

"Çocuklar depremler sonrasında büyük bir belirsizlik içerisinde yaşayabiliyorlar. Hatta bazen kendilerini büyük, yıkık binaların içerisinde de bulabiliyorlar. Anne ve babalar çocuklarına sakin olmaları gerektiğini söylese de çocuklar anne ve babalarının nasıl davrandığına bakar. 'Çocuklara sakin olun' demek, onlara çok tesir etmez. Anne ve babanın kontrollü güvende olduğunu hissederek davranması, çocuğun kendisini güvende hissetmesini sağlar. Deprem yaşanıp, bittikten sonra çocuğa somut olarak ne yaşanıldığını, bunun bir doğa olayı olduğunu, ileri de bizleri nelerin beklediğini anlatmak gerekiyor. Çocuğa verilebilecek en büyük psikolojik destek, şu an güvende olduğunu ve bundan sonra güvende olacağını bilmesidir. Deprem sonrasında bedensel olarak da çocuklara sarılarak, dokunarak güvende olduğunu hissettirmek gerekir."

Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde kuru kahve satışı yapan Yusuf Gül (60), "Depremler gerçekten bizi derinden etkiliyor. Uykumuz adeta tilki uykusu. Neredeyse gözümüz yarı açık uyuyoruz. Son günlerde Türkiye'de ve Manisa'da yaşanan depremler hayatımızı olumsuz etkiledi" dedi. Yunusemre ilçesinde oturan işçi emeklisi Yaşar Gürol (72) da "Bu depremler bir doğa olayıdır. Korkuyoruz ama korkunun ecele faydası yok. Vatandaşlar olarak önlem almamız gerekiyor ama maalesef hiç umursamıyoruz. Ancak başımıza gelince çekiyoruz" ifadelerini kullandı.

Şehzadeler ilçesinde öğretmen Erol Özkan (54) da son günlerdeki depremler nedeniyle endişeli olduklarını belirterek, "Yaşadığımız evin binası, okulumuzun binası ne kadar depreme dayanıklı bunları hep düşünür hale geldik. Yaşanan artçı depremler bizi çok korkutuyor. En ufak bir masa sallanmasından bile korkar hale geldik. Depremlerin bir an önce bitmesini bekliyoruz" dedi.

Editör: TE Bilişim