Genç ilçesinde inşaatlarda sıva ustası olarak çalışan 3 çocuk babası Abdullah Gülenç, çocukluğundan beri tutkusu olan bisikletten hiç vazgeçmedi. Gülenç, 15 yaşında Manisa'da pazarda ağabeyinin yanında çalışırken bisiklet sürmeyi öğrendi. Ardından Türkiye'nin farklı illerinde çalışan Abdullah Gülenç, gittiği her yerde bisiklet aldı, ancak memleketine dönerken sattı. Memleketine dönüp evlenen Gülenç, 1996 yılında yeni bir bisiklet aldı. Abdullah Gülenç, bu bisikleti 25 yıldır kesintisiz kullanıyor.

'EVLENDİĞİMDE ALDIĞIM BİSİKLETE HALEN BİNİYORUM'

Bisiklete bindiği ilk zamanlarda herkesin kendisini ayıpladığını belirten Abdullah Gülenç, "Söylentilere kulak asmadım, bisiklete binmeye devam ettim. Algıları kırdım. Keşke herkes benim gibi araç yerine bisiklete binse" dedi.Küçüklükten beri bisiklet hevesinin olduğunu belirten Gülenç, "Evlendikten sonra aldığım bisikletim halen bende duruyor. Bugün en lüks arabam da olsa ben bisiklet sürmeyi tercih ederim. Bazen çarşıda arkadaşlarımı görünce bana niye araba almıyorsun diye soruyorlar. Hatta 2 yıl önce arkadaşlarımdan birinin yanından geçerken bana utanmıyor musun bisiklete biniyorsun dedi. Zoruma gitti, çok incindim. Ben niye utanacağım. Bisikletin herhangi bir ayıp tarafı yok ki dedim" diye konuştu.

'KEŞKE BENİM GİBİ HERKES BİSİKLETE BİNSE'

Bisikletiyle her işini gördüğünü belirten Gülenç, şöyle konuştu:

"Sıva ustasıyım, inşaatta çalışıyorum. Malzememi alıp bisikletimle işe gidip, geliyorum. Çarşıya gittiğimde bir şey lazım olduğunda bisikletimle getiriyorum. Benim üzüldüğüm durum keşke diyorum benim yaşlarımda Genç'te 4-5 kişi daha olsa beraber bisiklet sürsek. Bazen benim çocuklarım bana 'baba bisiklete binme senin yaşındakilerin hiçbiri bisiklete binmiyor' diye söyleniyorlar. Onlar da herhalde utanıyor, öyle hissediyorum. Ben isterim ki, Genç'te benim yaşında birkaç kişinin bisikleti olsun hem spor amaçlı hem can sıkıntısını gidermek için çok iyi bir aktivite. Evlenmeden önce Balıkesir Ayvalık ilçesinde çalışırken ilk bisikletimi aldım. 3 yıl orada kullandım. Genç ilçesine gelirken onu Ayvalık'ta satmak zorunda kaldım. Daha sonrasında Antalya, Alanya ilçesinde çalışırken aynı şekilde bisiklet aldım, ilçeye gelirken satmak zorunda kaldım. Ben eve gelirken bisikletimi de getirmek istiyordum ama o günün şartlarında bu çok zordu. İlçemizde de bisiklet yoktu alayım. İlk aldığım yıllarda birçok kişi bana gülüyordu, dalga geçiyordu. Bazen mahalleden geçerken çocuklar beni gördüğünde annelerine 'ay anne bak dede bisiklete binmiş' diyorlar. Ben de gülüyorum, keşke diyorum her evde bir bisiklet olsa, ilçemiz bisiklet kullanımına da çok elverişlidir. İlk kullandığım yıllar ile bu yıllar arasında çok fark var, algıları yıktığımı düşünüyorum. Keşke yaşıtlarım da kullansa ben de rahat ederdim." DHA

Editör: TE Bilişim