Normal yaşamımıza geçmek için gel temmuz gel diyorum. Şunun şurasında ne kaldı diyorsanız özgürlük tünelinin ucu görüldü. Bir hafta sabır diyorsanız ona da şükür derim. Serin geçen havalar birdenbire kavurucu sıcaklara dönüyor. Bu hafta 30-35-40 derece sıcaklarla baş başa olacağız. Son kez bunaltıcı sıcaklarda evlere kapanacağız. Ve 1 Temmuz’da Perşembe gelecek hafta bugün sokağa çıkma yasaklarından kurtulacağız. İster özel araçlarla ister otobüslerle (her yaşta olanlar) şehirlerarası seyahat özgürlüğüne kavuşmuş olacaklar. Toplu taşımacılıkta şehir içi kısıtlamalar da sona eriyor. Restoran ve kafeler 24.00’a kadar açık olacak. Kamu kurum ve kuruluşlarda normal mesai günlerine geçiyor. Bir buçuk yıllık kısıtlamalar kalkıyor. Bir aksilik olmazsa yaz sezonunu rahat ve huzur içinde geçireceğiz.

NORMALLEŞMENİN ADI 1 TEMMUZ

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın pazartesi günü yapacağı toplantıyı dört gözle bekleyen millet olarak şunu bekliyorduk. Yasaklar kalktı normalleşme süreci başladı. Ulusal medyadaki veriler böyleydi. Keşke ulusal medya pazartesi günü suskun kalsaydı da bakanlar kurulu toplantısında alınacak kararlar için yorum yapmasalardı diyorum. Ülkeyi 20 yıldır yöneten Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlarını kendi verdiğini bilerek hareket etseydiler. Belki 1 Temmuz değil bugün yasaksız geçmiş olacaktı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan 3,5 saat süren bakanlar kurulu toplantısı sonrası yeni normalleşme adımlarının 1 Temmuz’dan itibaren başlayacağını açıkladı. Başkan Erdoğan “Türkiye her alanda salgın döneminin dünyada en parlak ülkesi olmuştur. Aşı sayımız pazartesi günü an itibarı ile 43 milyon doza ulaşmış durumda. Son bir hafta içinde nüfusuna oranla dünyada en çok aşı yapan ülke konumundayız. Hedefimiz birkaç hafta içinde 18 yaş nüfusuna ulaşmaktır. Sırası gelen herkesin aşı olması hayati öneme sahiptir. Vatandaşlarımızdan aşı konusundaki manipülasyonlara itibar etmemelerini bu konuda bilim insanlarına kulak vermelerini istiyorum. Biz de aşımızı olarak bilim insanlarına olan güveni gösterdik” dedi. Sıkıntılı günler geçirdik. Psikolojimizde bozukluklar yaşadık. İsyanlar tavırlar içinde olduk. Kiminin hastalık başlayınca sahildeki yazlık evlerine giderek koronavirüsten kendilerini korumaya çalıştı. Kimileri de benim gibi evini barkını terk etmeyip toplum içinde koronavirüs tedbirleri kapsamında yaşamayı tercih etti. Doğrusu çok ama çok bunalmıştık. Bir hafta daha dişimizi sıkmak zorundayız. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik özgür yaşamın. Tekrar diyorum gel Temmuz gel. Sıcaklar bizi kavurup bitirmeden koşa koşa gel. Denizi, kumu, güneşi özledik.