Merhaba, yılın ilk yazısında bizi çok etkileyen titreşimlerden bahsetmek istiyorum. Böylece bu yıl bir takım değişiklikler yaparken frekansları dikkate alacağınızı düşünüyorum. Planım bu.

Ben uzun yıllar frekansları sadece radyo ile ilgili bir terim zannediyordum. Evet bir şeyler geliyor, anten yakalıyor ve çevirdiğimiz düğme ile radyoda   onu dinliyoruz. Frekans; Ses, akım vb. birim zamandaki titreşim sayısı. Aslına bakarsanız her an bir frekansa maruz kalıyoruz.

Benim bu konu ile ilgili asil bahsetmek istediğim telefonun,  televizyonun, elektrikli ya da şarjlı aletlerin yaydığı frekanslar değil. O tarz frekansların bizi ne kadar etkilediği tartışmasız bir gerçek.

Benim bahsetmek istediğim; bir gülün frekansının çok yüksek olması, kalbin frekansı, hatta sağlığın frekansının olması. Aslında her şeyin bir frekansı olması. Cansız olduğunu düşündüğümüz her neyse buna dahil.

Frekans MHz ile ölçülüyor. Sağlıklı bir insan beyninin frekansı  71-90 MHz Sağlıklı insan bedeni 62-68 MHz. Oysa kanser 42MHz, üşüttüğümüzde de 58MHz e düşüyoruz . Gülün ise 320MHz.

Bir virüsün frekansına indiğimizde yani vücudumuzun bağışıklığı düştüğünde onunla  aynı seviyede oluyoruz. Virüsü öldüremiyoruz ama frekansımızı yükseltmek ona güle güle dememizi sağlıyor.

Bazen sebepli ya da sebepsiz bir sıkıntı canımızı acıtabiliyor. Giriyoruz kurban rolüne . Zihin fabrikamız başlıyor üretmeye. Çözüm bulması gereken zamanlarda suspus ama konu senaryo yazmak olunca her yerden ses gelmeye başlıyor ilginç bir şekilde. İşte o anlarda fark edebilirsek frekansımızın düştüğünü ana odaklanıp tekrar yükselebiliyoruz. Ha bazı insanlar var insanların frekanslarını düşürerek onlardan beslenenler. Enerji vampirleri diyoruz ya işte onlar. Uzak durmak en iyisi.

Vücutta kalbin frekansı çok yüksek. Aşık olduğumuzda ya da heyecanlandığımızda bu kadar çarpması bu yüzden belki. Üzüldüğümüzde  frekansımızın düşmesi de  dahil.

Müzik dinlemek, şarkı söylemek, bitkisel yağlar( özellikle gül) ile masaj yaptırmak, yoga, doğaya çıkmak, meditasyon, ibadet, anda kalmak frekansı dengeliyor.

 Bizim frekansımız da doğal olarak çevremizdekileri etkiliyor. Bir çocuğun frekansı özellikle anneden çok etkileniyor. Annenin frekansının düştüğünü hisseden çocuk yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlayıp korkmaya başlıyormuş. Anne ve çocuk arasındaki kadar özel olmasa da arkadaşlar arasında da aynı frekans önemli. Yani aslında hayatımızın her alanında etkiliyor bizi.

Çok istediğimiz bir şey için genellikle frekansımızı saf bir şekilde ona uyumluyoruz farkında olmadan. Bizim elimizden gelen bu. Farklı nedenler olması haricinde bu da ulaşmamıza yardımcı hedefimize.

“ Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda artık yapacak bir şey yoktur o gerçeklik size ait olur. Bundan başka bir yol yoktur. Bu felsefe değildir. Bu fiziktir.” Albert Einstein

Sağlıkla kalın, hoşçakalın.