Her Eylül, yeni bir sayfa ekliyorum hayatıma. Yaşadıklarımla öğrendiğim, yaşayamadıklarımla hevesle beklediğim yeni beyaz sayfalar açıyorum.
Her Eylül, her yeni yaşımda yeni güne, yeni taze bir bahar, hoş bir seda katmak yeni bir sayfa açmak isterim hayata…
‘'Baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakmak'' değil midir zaten ?
Eylül kadınıyım ben, seviyorum Eylül'ü.
Her Eylül, temizlik yapıyorum. Zihnimde kalan kötü hatıraları, yüreğimi yaralayanları , ruhumda fırtınalar estiren her anı temizliyorum, bedenimi arındırıyorum. Kalbimi acıtanları, egolarını yükseltenleri hepsini affediyorum. Onlar için değil, kendim için. Negatif ne varsa temizliyorum, ruhuma detoks yapıyorum.

Sevinçler kadar acılarımda değerli çünkü… Her acım beni ben yaptı. Olgunluk ; acıya dayanabilmek, gemi su alıp çatırdamaya başladığında denizde kalabilmek. Hayat yolundaki asıl bilgelik; acılara dayanabilmek, hazmedebilmektir.

Sonsuz sandığımız ömründe biteceğinin olgunluğuna erişip, hayattaki küçük mutlulukların farkına varabilmek.
Hayatta her şeyin geçici ama ‘'insanlığın'' kalıcı olduğunu bilmek.
Yaşadıkça öğreniyor insan; bu kadar kötülüğün ve kötülerin olduğu dünyada ‘'iyi insan'' olabilmek büyük meziyet.
Bu yaşıma kadar kimse tutmadı beni, kimsenin omzuna basmadım bugünlere gelebilmek için... Hiç bir canı acıtmadım çünkü öyle öğrendim ailemden. Eğitim ailede başlar sözü ne kadar doğru.
Ne diploma,ne para, ne mevki hiç biri ‘'İnsan'' yapmıyor.
Herkes hareketleriyle kendi karakterini sergiliyor bu hayatta...
Her Eylül, 365 günün, 24 saatinin, her bir dakikasının muhasebesini yapıyorum. Can kırıklarımı, kızgınlıklarımı, yaşanmamış her saati, farkına varmadan, öylesine geçmiş her anı eski yılda bırakıyorum.

Her Eylül, takvimden her yaş aldığımda; her yıl değiştiğimin farkına varıyor, her yaş aldığımda hayatı anlamaya çalışıyor, hazmetmeye gayret ediyorum.

Bu Eylül; en başta Ülkem ve tüm dünya için barış istiyorum.
Hayata yeniden başlamak, herkesi, her şeyi yeniden tanımak,zihnimi, hayatımı tazelemek, verilmemiş kararlarımı vermek, gidemediğim uzak ülkelere gitmek istiyorum. Keşkelerim, pişmanlıklarım olmadı hiç bu yaşıma kadar. Yaşadığım her şey, her olay benim istediğimdi. Belki yanlıştı, belki acı çektim ama her yarama pansuman yapmayı öğrendim. Her acıdan sonra daha güçlendim. Her acımı sırtıma duvar yaptım. Yaşadığım her acı, her olay beni ben yaptı. Çünkü biliyorum karşımıza çıkan herkesin, her şeyin bir sebebi var.
Karşımıza çıkan her şey, herkes bir şeyler öğretir bize.
Canımı acıtanlara da, beni mutlu edenlere de ‘Eyvallah !' der, yeni yaşa adım atarım.
Her Eylül; bendeki benle oturur bendeki ben'i dinler, ikisini yüzleştirir, takvimler artıyor, hayat değişmiyor diye düşünürüm.
Her Eylül, sandığımda biriktirdiğim hikayelere, can kırıklarına, ruhumdaki çocukla pansuman yapar, yeniden başlarım hayata…
Her Eylül, beyaz bir yelkenli ile denize açılır, okyanusa gidebilmek için ; yaktığım her geminin izlerinin üzerinden geçer, yaktığım her gemideki tahribatı, geride kalanları toplar, hatalarımı görür, sil baştan başlarım yeni yaşa …
Çünkü; hataları, eksikleri görmektir asıl olgunluk.
Herşeye rağmen dünya dönüyor. Yaşam devam ediyor. Birileri gidiyor ,birileri geliyor. Devran dönüyor. Herşeyin ve herkesin bir zamanı var bu hayatta. Zamanı gelen herkes yaşıyor yaşanacakları.
Bu nedenle; her Eylül, ders alınacak olaylar rafımın en başına hatalarımı, eksiklerimi koyar, en az hatayla başlarım yeni yaşa.
İçimdeki çocuğu büyütmeden, anların ve sevinçlerin tadını çıkararak merhaba derim yeni yaşa...
Sevgiyle kalın