Bangır bangır konuşarak.

Seçim meydanı “ ER MEYDANIDIR” dedi siyasinin biri

Memleketin siyasi hikayeleri, pehlivan tefrikaları gibi.

 “ER MEYDANI “ile SEÇİM MEYDANLARIN yaşanmışlıkları hiç bitmez!

Cazgırın,

“ Pehlivan, pehlivan & Gökten iner kartal.

Mehmet ağanın tarlasında, pamuk haralı tartar.

Bir para, iki para / Biri ak, biri kara.

İki yiğit çıktı meydana / İkisi de birbirinden merdane.

El paçada, diz yerde / Güreşelim düz yerde.

Hasmın karıncaysa hor bakma / Yiğitsen meydandan çıkma.

Atlar gibi tepişin / Aslanlar gibi döğüşün.

Alta düştüm diye yerinme / Üste çıktım diye sevinme.

Üste çıkarsan apış / Alta düşersen yapış.

Hz. Hamza’dır piriniz / Yıkılıp yıkmaktır arınız.

Allah, Allah İllallah!”,  Salavatları ile başlayan

Bol övgülü, öğütlü kızıştırmalar.

SEÇİM ve ER MEYDANLNDA, davul zurna eşliğinde

“PEŞREF” ile başlar, “EL ENSE” yoklamalarıyla devam eder.

Güreş ve güreşçi de

Elense, tırpan, künde, kemanede sarma, boyunduruk, kazık,

Çapraz, dalma, sarma, köstek,

Cezayir sarması, kılçık gibi onlarca oyun varken;

Siyaset ile siyasetçide binlerce OYUN vardır.

Siyasetçinin en bilinen oyunu,  “ ARKAYA GEÇMEKTİR!”

Arkaya geçen siyasetçi,

Hemen “BOYUNDURUĞU VURUR” milletin soluğunu keser!

Siyasette ve siyasetçide oyun bitmez.

Siyasi geçmişimize bir göz attığımızda.

Siyasi hayatı boyunca, onunla baş edemeyeceğini anlayan

Rakipleri, güreş dışı oyunlara baş vurmuşlar, kendisini, top, tüfekle

6 defa kürsüden indirmişler, lakin

Millet onu, 7.nci kez kürsüye çıkarmıştı

7, altın kemerli “ ÇOBAN SÜLÜ “ lakaplı Süleyman Demirel

Türk siyasetinde ve seçim meydanlarında hiç kuşkusuz

Hep “BAŞPEHLİVAN” olarak kalmıştır.

Bu kadar uzun yıllar iktidarda kalmasının sırrı.

Şapkasının içindeki oyunlarda gizlidir! Sonunda ülke içi,

Ülke dışı herkes kendisine, “ ŞAPKA “ çıkarmıştır!

Seçim er meydanının bir diğer Başpehlivanı ise

Güvercin görünümlü, “ŞAHİN” Bülent Ecevit’ti.

1974 Kıbrıs Barış harekatında, Rumları pençelerinden zor aldılar.

Barışçıydı, şairdi ama “BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİDİR” diyen

ATATÜRK’ÜN şiarından yürüyordu.

Gücünü, “ BAL YEMEK ve DAĞITMAKLA” ile elinde tutan Turgut

Özal yenilikçi bir pehlivandı.

Telekomünikasyonu seçim meydanlarına sokmuş, teknolojinin

Nimetlerinden yararlanmıştı. Anayasayı kevgire

Çevirmişti fakat işini bilen memur tipi yaratmıştı! 2.nci lale devri

Onun devrinde yaşanmıştı. İktidara yakın olanlar BAL,

Millet AVUCUNU yalamıştı!

“BAŞ ALTINDA” güreşen,  ADİL GÜREŞMEYİ ve DÜZENİ

Kendine destur edinen

Necmettin ERBAKAN pehlivanı da unutmamak gerekir.

Tesbih, ibrik, havlu, takunya ve sıvadığı paçaları ile

Pantolonunu,  kispete benzetmesi sebebiyle

Geleneksel güreşin siyasetin en muhafazakar, “ BAŞALTI PEHLİVANIYDI”.

Bir siyasetçi, bir güreşçiden daha ziyade, Dünya dışı

Bir canlı olarak gördüğüm Erdal İnönü, Pehlivanlar arasında,

En mütevazi, en espirili, en bilimci kişilikti.

Partilileri ile gittiği bir lokantada garson;” Efendim

Ne yiyeceksiniz ?”  diye sorduğunda

“ BİRBİRİMİZİ “ demişti.

Solun rakibini YENMEK gibi bir oyunu olmadığını,

Birbirini YEMEK gibi bir alışkanlığı olduğunu babasından BIRAKITTI!

Hiç unutamam.

Turgut Özal döneminde sıkıntı çeken

Halka seçimlerde sunduğu “ LİMON “ metaforunu.

Açıkça halka gelin “ İKTİDARI LİMON” gibi sıkın diyordu ama

Halk sıkmayı değil SIKILMAYI tercih etti!

Günümüze geldiğimizde.

Seçim er meydanların en kabadayısı

Gözünü budaktan sakınmayan, alttan güreşmeyi sevmeyen

Dünya’ya meydan okuyan, 2002 yılından günümüze tam 16 yıldır

“BAŞPEHLİVANLIĞI” kimseye bırakmayan Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Girdiği her siyasi güreşte, SİYASİ RAKİPLERİ TUŞ.

Millet, SOĞUK DUŞ olmuştur!

Lakin TÜRKÜN sırtı asla yere değmez!

Değse de PES ETMEZ!

Yenilen pehlivan güreşe doymaz! Gerçek şudur ki,

Seçim “ER MEYDANLARI” yiğitlerin değil

Kirli çamaşırların ortaya çıktığı meydandır!

Neymiş efendim? SEÇİM MEYDANLARI, “ ER MEYDANIYMIŞ!”

Anlaşılan, hiç “ MEYDAN DAYAĞI YEMEMİŞLER”