İki gündür Süper Lig aşkıyla yazılarımı yazıyorum. Maçları izlerken vaktin hızlı geçtiği aşikar. İzlediğim maçlarla ilgili izlenimlerimi de sizlerle paylaştım. Pazartesi günü ilk Akhisarspor- Tuzlapsor maçı ile ekran başına geçtim. Daha sonra Hatayspor- Başakşehir maçını izleme niyetindeydim. Başakşehir son şampiyon. Yeni sezonun ilk haftasında nasıl bir performans sergileyecek çok merak ediyordum. İlk yarı Hatayspor’un 1-0 üstünlüğü ile bitti. Telefon çaldı oğlum Gökhan aradı. Herhalde Başakşehir’i konuşacak dedim. Malum haftaya Başakşehir-Galatasaray maçı var. Telefonu açtım. ‘Baba Habertürk’ü izliyor musun?’ dedi.  ‘Maç izliyorum’ dedim. ‘Aç izle Akdeniz’de olanlar bugünle alakalı değil. Emekli Tümamiral Cihat Yaycı Fatih Altaylı’nın konuğu’ dedi. Cihat Yaycı Mavi Vatan’ın mimarlarından biri. Sürpriz bir şekilde emekli olmuş ülke gündemine oturmuştu. Cihat Yaycı Akdeniz’de olan tüm oyunları tek tek anlattı. Hem de kitabın ortasından konuştu. Cihat Paşa bildiklerini konuştu. Doğu Akdeniz politikasından taviz verilemeyeceğinin alını çizdi. Cihat paşayı dinlerken açıkçası bildiklerimi de tekrardan hatırladım. Ülke gündeminin sıcak konusu Meis adası. Malum Meis adasına Yunanistan asker çıkardı. Güya bize gözdağı veriyor. Bu hafta sonu Yunanistan Cumhurbaşkanı Sakelaropulu Meis Adası'nı ziyaret etti. Askeri birlikleri denetledi. Şımarıkça hareket etmeye devam ediyor Yunanistan. Antalya Kaş’ta zıplamaya başlasak Meis’de deprem olacak. O kadar yakın bir ada da bir o kadar tahrik edici tavırlar sergiliyor komşu. Daha önce yazdım kaşınıyor diye. Ama Yunanistan’a değil ona bu tavırları sergileten devletlere bakmak lazım. Bir de biz kendimize bakmamız lazım. Aynanın karşısına geçmemiz lazım. Lozan kimilerine göre hezimet kimilerine göre zafer. Bana göre dönemin şartlarında ülkenin tapusunu aldığımız bir antlaşma. Daha iyisini yapan varsa yapsaymış o zaman. Ama kimilerinin göklere çıkardığı kimlerin kötülüğü Lozan’da geçen bir madde var. Meis adası anlaşmaya göre İtalyanların ve kesinlikle askeri güç adada bulunamaz. Daha sonra 1946 yılında 2. Dünya savaşı sonrası ada Yunanistan’a bırakılıyor. Bir kesime göre İsmet Paşa adaları Yunanistan’a bırakıyor. Paris antlaşması ile Meis adası Yunanistan’a  geçiyor ama askeri güç bulundurmama şartı ile. Yıllar geçiyor Yunanistan burnumuzun dibine askeri güç çıkarıyor. Meis adasında Yunan askeri birlikleri var. Şimdi tukaka edilen Lozan’a göre Yunanistan’ın Meis adasına askeri güç çıkarması suç. Peki, kimin sesi çıkıyor. İktidar Lozan antlaşmasından doğan hakkımızı dilendirmeden Yunanistan’a gözdağı veriyor. Ama şuana kadar elle tutulan bir sonuç yok.

‘Lozan onurumuz İsmet Paşa gururumuz’ diyen muhalefet ne yapıyor peki? İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun skandal açıklamasını temizlemeye çalışıyorlar. Atatürk demek zoruna gidiyor herhalde. Mustafa Kemal’in yoldaşıymış kendisi. Bu açıklamayı iktidar kanadı yapsa CHP ayağa kalkardı. Ama Manisa Milletvekili kardeşim Özgür Özel bu açıklamayı aklamak için sosyal medya hesaplarından açıklamalar yapıyor ki şaşıyorum. Neymiş Atatürkçülüğü pelikancılardan öğrenmeyecekmiş. Sevgili Özgür Özel doğru söylüyor. Kendisi iyi bir Atatürkçüdür. Bunu da pelikancılardan öğrenecek hali yok. Ama artık her açıklamasında HDP’ye göz kırpan İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun açıklamaları da bu ülkeyi kuran, Cumhuriyeti ilan eden bir partiye yakışıyor mu sevgili Özgür Özel? Benim için ülkemin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bunu da söylemek kimsenin zoruna gitmemeli. Doğu Akdeniz’de bu kadar sıcak gündem varken ne gerek bu açıklamalara.

İşte Habertürk’te Cihat Paşayı dinlerken bu ülkede ciddi bir muhalefet sorunu var dedim. Aslında eleştirecek çok şey var ama maalesef ki CHP’nin sıcak gündemleri hep başka oluyor. CHP İstanbul İl Başkanı’nın açıklamalarına benim bildiğim kadarıyla ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği)’den bir tepki gelmedi. Geldiyse köşemde de yayınlamaya hazırım. Sevgili meslektaşım, kardeşim Esra Kale ve değerli kocası Tolga Kale ile birlikte bu duruma verecekleri tepkiyi de merak ediyorum doğrusu.

Konumuza tekrar dönecek olursak Doğu Akdeniz’de gündem bu kadar sıcakken ana muhalefetin hali bu. Peki Ak Parti? Lozan’dan doğan hakkımız niye dile getirmiyorlar. Lozan bizim için önemli bir anlaşma. Daha iyi bir anlaşma olur muymuş? O bugünün konusu değil.  Her şeyi o günün şartlarında değerlendirmek lazım. Lozan’dan doğan bir hakkımız varsa iktidar bunu gür bir sesle dile getirmesi lazım. Kimse şunu unutmasın, Türkiye her dönem yalnız oldu. Biz tarih boyunca Yunanistan gibi başka ülkelerin gücü ile sahneye çıkmadık. Bu Kurtuluş Savaşında da böyle oldu şimdi de. Gücümüzle var olan bir ülkeyiz. Fransa’nın derdi Doğu Akdeniz mi sanıyorsunuz? Fransa’nın derdi Afrika. Türkiye 2010 yılından beri 26 Afrika ülkesinde büyükelçilik açtı. Afrika bizim için ekonomik bir vaha. Macron bundan rahatsız. Biz orayla burayla niye ilgileniyoruz diyemeyiz. Ülkemizin konumu gereği Suriye’de de olacağız Doğu Akdeniz’de de Afrika’da da. Bunu unutmamalıyız.

Kendini AK Parti’ye yakın olarak gösteren yorumcular 6, 7 yıl önce muhalefetin Yunanistan Ege adalarını askerleştiriyor eleştirellerine; ‘Keçi otlayan 18 kara parçası için Yunanistan ile savaşacağımız mı?’ diyordu.  Şimdi aynı isimler Mavi Vatan diyorlar. Bana hiç inandırıcı gelmiyor. Artık AK Parti milli isimler ile ekranlarda temsil edilmeli. Bu tip isimler AK Parti’ye yarardan çok zarar veriyor. Yazımı Cihat Paşa’nın sözleri ile bitiyorum ‘“Biz ne ABD’ci, ne Rusya’cı ne Avrasya’cı olmalıyız. Biz Türkiye’ci olmalıyız.”