Geçen hafta ekonomide sarsıntının doruk noktasına çıktığı günler Merkez Bankasının faizi bir puan aşağı çekince, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu konuda konuşunca dolar, euro, altın aldı başını gitti. Dolar 13,5 liraya, euro ise 15 liranın üzerine, altın da 720-730 bandına kadar çıktı. Hayat pahalılığı görülmemiş şekilde yükseldi. Çarşı Pazar ve AVM’lere giden vatandaşların feryadı kulakları çınlattı. Ben bile ne oluyoruz diye endişelenmeye başladım. Bugünleri ekonomist Dr. Hikmet Oray Yalçın ile geçirdim. Telefonları susmuyordu. Dolar ve euro karşısında nasıl pozisyon almaları için iş insanları Dr. Hikmet Oray Yalçın’dan fikir alışverişinde bulunuyorlardı. Türkiye’nin ünlü gıda ürünlerinde lider firması, Dr. Hikmet Oray Yalçın’ın tavsiyesine uyarak 3.5 milyar dolarını 13,10’dan satarak ülkesine faydalı olmak için bundan sonra Türk Lirasında kalacağı yolunda fikir beyanında bulundu. Bendeniz kurdaki dalgalanmaların lodosa çevrildiği anlarda Şehzadeler Belediyesinin yanında bir kuyumcuda oturuyordum. Dolar, euro ve altının anlık yükseliş ve düşüşlerini kuyumcu Serdar’dan öğreniyorum. Altın 700’ün üzerine çıktığında bir müşteri geldi. Kuyumcu Serdar’dan 75 adet ata altını istedi. Altının durumundan yarım saat ya da bir saat sonra ne olacağı belli değilken nakit parayı bastı. 75 adet ata altını aldı. Kuyumcu dükkanından çıktı ve sigarasını tüttürmeye başladı. Kriz var diyoruz ama vatandaşın bir kısmında para var. Hikmet Oray Yalçın ile Ayaz Kafeye geçtik birkaç masada hanımlar oturuyor. Yağmur şakır şakır yağıyor. Bende ekonomi ile ilgili endişeler had safhada. Burada Hikmet Oray Yalçın’ın telefonları susmuyor. Kafede oturan hanımlar doları konuşuyor. Hayat pahalılığını konuşuyor. Ben de endişelerimi gidermek için 5,5 yıl Maliye Bakanlığı yapan dostum Sümer Oral’ı bakanımı aradım. Bodrum’dan bana cevap verdi. Sayın Bakan Sümer Oral “2001 yılında dalgalı kura geçildi. Ekonomi güven ister. Merkez Bankası rahat bırakılmalı. Keşke Naci Ağbal Merkez Bankası görevinden alınmasaydı. Naci ve Maliye Bakanı Lütfi’yi iyi tanırım. Saygın ekonomistlerdendir. Maliye Bakanı Lütfi Bey ekonomiyi iyi bilen biri. Rahat bıraksalar ülkeyi rahatlatacak kararları alıp hayat pahalılığına da çeki düzen verebilir. Bugün dalgalı kur lodos kur oldu” dedi.

Sümer abim yerden göğe kadar yorumunda haklı. Merkez Bankası Başkanı bankalar genel müdürleri ile toplantı yaptı. Dolar, euro ve altında durulmalar yaşanmaya başladı gibi. Ben yazımı Cuma öğlen saatlerinde yazarken son durum saat 12 sıralarında öğrenmek için kuyumcu Serdar’ı aradım. O da bana dolar 12, euro 13,5 altın 690 lira olduğunu söyledi.

HESAPLAŞMA 2023’TE

Döviz kurlarındaki artışın bir süre inişli çıkışlı seyredeceği ihtimali yüksek görülüyor. Cumhur İttifakı ise bunun üzerinden geleceğini ifade ediyor. Millet İttifakı da erken seçim isteme alışkanlığına devam ediyor. MHP Lideri Bahçeli “Ekonomik darbecilere canlı döviz bombalarına, faiz, rant ve çıkar lobilerine sonu cefa da olsa, sefa da olsa eyvallah etmeyiz, etmeyeceğiz. SEÇİMLER HAZİRAN 2023’TE yapılacak. Mandacılarla, vesayetçilerle, hainlerle hesaplaşma bu tarihte olacaktır” diyor.

Bahçeli ne derse o olur. İyi güzel de hayat pahalılığının önüne nasıl geçilecek? Dar gelirli vatandaşın ve benim gibi emeklilerin durumunu kim düzeltecek? Cumhur hükümeti 2022’de başta asgari ücret olmak üzere birçok çalışan işçi, memur ve emeklilerin yüzünü güldürecek kararların alacağı haberleri bana Başkent kulislerinden geliyor. İlk defa ben yazmıştım asgari ücret net 4 bin lira olacak diye. Çalışmalar o noktaya götürülüyor bilgisi geldi. Hayat inanın çok pahalı hiçbir şeyden şikayet etmeyen ben bile birileri bizi kazıklıyor ama kim demeye başladım. Üstat Yavuz Donat dostum Cuma günü Piyasa Ekonomisi diye başlayan köşe yazısını okudum. Beğendim. Köşeme aktarıyorum.

Evrensel kural... Serbest piyasa sisteminde, "Devlet, ekonomik bir aktör değildir."
Devletin müdahalesi kabul edilmez.
Fakat... Ancak... Lakin... Ama...
Serbest piyasa ekonomisi de, "Sömürü düzeni" değildir.
İşte... Türkiye'deki sorun burada.
Öyle olmasaydı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "5 zincir market piyasayı altüst ediyor" demek zorunda kalmazdı.
Bugün... Konumuz, "piyasa."

***


Yorumsuz
Gezdiğimiz yerlerde çarşıyı, pazarı mutlaka dolaşıyoruz.
"Fiyat etiketlerini" fotoğraflıyoruz...
İzlenimlerimizi yazıyoruz.



Rizeli esnaf, "fiyatları" camekâna yapıştırmış.
5 kilogram pirinç... 50 lira.
Tereyağının kilogramı... 25 lira.
Yoruma gerek var mı?

***


Tepkisizlik
Korona sürecinde yine yollardaydık... Edirne'den Kars'a, Hatay'dan Samsun'a.
7 Eylül 2020... Köşemizde, "2 etiket" fotoğrafı paylaştık.
Gillette Blue 3 tıraş bıçağı 6'lı...



"Piyasada"
 19.90'a satılıyordu.
"Zincir markette" ise... 39.90.
Bekledik ki... Bir "ilgiliden" tepki gelsin... Maalesef... Tepki, "sessizlik" oldu.

***


Fiyatlar jet hızında
Bir yıl sonrası... 22 Eylül 2021... Çarşamba... Merak ettik... "Aynı tıraş bıçağının fiyatını."
"Piyasa" etiketi... 29.90.
Zincir market... "68.90."



"Konuyu" 
yazdık, etiketlerin fotoğraflarını paylaştık.
Tepki... Yine, "derin sessizlik."
Sonunda... Bardaktaki su taştı... Cumhurbaşkanı Erdoğan, müdahale etmek zorunda kaldı.
Ama... Çarşı-pazar ile zincir market etiketleri arasındaki "uçurum" devam ediyor. Hem de büyüyerek.

***


Ulus Hali
Ankara Büyükşehir Belediyesi Tarihi Yeni Hal. Ankaralıların deyimiyle Ulus Hali.



23 Kasım 2021, Salı...



Domatesin kilogramı 4 lira... Erzincan tulum peyniri 32.90... Şiraz hurması 17.50... Mandalina 4... Elma 5 lira.
Zincir market etiketlerini... Biliyorsunuz.

***


'İmam-cemaat' meselesi
Büyükler... Zincir marketler... "Ölçüyü kaçırınca..."
Piyasada... "Peşlerine takılan" çok.
İstanbul-Şişli'de... AnkaraÇankaya'da... İzmir-Konak'ta... Turizm bölgelerinde... Kuaför fiyatları abartılı.
Ama... Ankara'nın Ulus'unda... Berber, 15 liraya saç, 10 liraya sakal tıraşı yapıyor... "Allah bin bereket versin" diyor.

***


Nerede o eski bakanlar?
Geçmişte... Ankara'nın Küçükesat, Çankaya, Aşağı Ayrancı semt pazarında...
 "Maliye bakanları" ile karşılaşırdık.
 1980 öncesi... İsmet Sezgin, "evinin alışverişini" bizzat yapardı... Pazardan.
 1980'ler... Turgut Özal'lı yıllar... Adnan Kahveci, alışverişini yapar, "pazar torbasını" sırtında taşırdı.
 1990'lar... Sümer Oral'la, "Çok... Çarşı-pazar dolaştık."
"Onlar" yanlarında "koruma polisleri olmadan" halkın arasına girerlerdi... Pazarın, piyasanın nabzını tutarlardı.
Yıllar içinde... Köprülerin altından sular aktı... "Zincir market" modası çıktı... Pazar alışverişi azaldı... İlgililer, yetkililer, pazarda görünmez oldu... Market etiketleri, kanatlanıp uçtu.
"Zenginin" elbette umurunda değil. Öyle ya... "Ölüm de garibe, zulüm de."

***


Enflasyon ölçer Hayri Baba
Hayrettin Gökdemir... Nam-ı diğer, "Hayri Baba."
Allah, rahmet eylesin... Süleyman Demirel'in, "Yanındaydı... Evinde... Hizmetinde."
Demirel... Başbakan... Ana muhalefet lideri... Veya Cumhurbaşkanı iken... "Hayri Baba'yı, her ay başında çarşıya, pazara gönderirdi."
"Git" derdi:
- Etiketlere bak... Fiyatları not et... Getir.
 Devlet... TÜİK aracılığıyla... Her ay, "enflasyon oranını" açıklıyor...
 Demirel, bu açıklama ile yetinmezdi.
 Özellikle... "Temel tüketim maddelerinin" fiyatlarını, yakından izlerdi... Sebze-meyve... Et, süt, yoğurt... Peynir, zeytin... Şeker... Yumurta... Sıvı yağ, margarin...
Makarna... Deterjan... Kâğıt peçete...
Demirel ile, "Piyasa, çarşı-pazar ekonomisini" çok konuştuk... Ve defalarca da yazdık.

***


Toptan takipte
Köksal Toptan... TBMM eski Başkanı... Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi.
"Demirel ekolünden yetişmiş... Adalet Partisi... Doğru Yol" çeşmesinden su içmiş siyasetçi.
Salı günü... Baktık... Masasında, "fiyat listesi."
75 çeşit, ihtiyaç maddesi.
Aylıklisteler halinde... Eylül'de fiyatlar neymiş? Ekim'de ne kadar? Kasım'da kaça satılıyor?
"Bunlar nedir?" diye sorduk... Güldü:
- Aylık enflasyon oranlarını çıkarıyorum.
Ne de olsa... Demirel'in öğrencisi.

***


Kazıklamaya devam
Konya'da... Melike Hatun Çarşısı'nı gezmiştik.
"Fiyat etiketlerini" görünce... "Zincir marketlerle" kıyaslamıştık.
Sonra da... Şu başlığı atmıştık:
"Biri bizi kazıklıyor." Cumhurbaşkanı Erdoğan kızıyor, tepki gösteriyor, önlem almaya çalışıyor ama...
Manisa'da, Trabzon'da, Rize'de, Malatya'da, Manisa'da... Ankara'da... Çarşıpazar gezince... Görüyoruz ki...
"Birileri" milleti kazıklamaya devam ediyor.