BİTİŞİK NİZAM ATEŞ EDİLDİ

Hürriyet’ten Fulya Soybaş’ın haberine göre önce 30 Ocak Cumartesi gecesi gençler, Amasya’ya askere gidecek bir arkadaşları için sonradan cansız bedeni bulunan Muharrem Zengin’in babasına ait bağ evinde eğlence düzenledi. Pazar sabahı gruptaki bazı gençler evden ayrıldı. Alaşehir’den gelen Neşet Dalgın, Serkan Zangal, Ümit Zangal ve Muharrem Zengin evdeki partiye devam etti. O gece neler yaşandı, bilinmiyor! Ancak pazar 17.00 sularında, 4 gencin cansız bedenleri bağ evinden 500 metre ötede yan yana dizilmiş halde bulundu. İddiaya göre, 3 genç sırayla tüfeği alıp intihar etti. Gençlerden ikisinin alnından, birinin çenesinin altından vurulduğu ve bitişik nizam ateş edildiği belirlendi. Vücudunda yara ya da kesik izi bulunmayan Ümit Zangal’ın ölüm nedeni ise otopsi sonucu belirlenecek ancak İzmir Adli Tıp Kurumu iddia edildiği gibi gencin boynunda herhangi bir kırık saptamadı. Gençlerin uyuşturucu kullanıp kullanmadıkları ise araştırılıyor.

HER OLASILIK MASADA

Üniversite öğrencisi Şule Çet’in bir plazanın 20’nci katından düşerek hayatını kaybettiği iddialarına karşın hazırladığı raporla dava dosyasının seyrini değiştiren Mersin Üniversitesi Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz 4 gencin ölümündeki sır perdesinin bir an önce aydınlatılması ve cinayet de dahil her ihtimalin masada olması gerektiğini söylüyor. İyi de ‘Bitişik nizam ateş edildi’ deniyor. Bu, intihara işaret etmez mi? Dokgöz “Her zaman değil” diyor ve şöyle özetliyor: “Namlunun ucunun vücuda temasıyla yapılan atışa ‘bitişik nizam’ denir. Bu tür atışlar intihar şüphesini güçlendirse de tetiği çekmek kendi kararları mıydı, 5. kişi var mıydı, buna zorlandılar mı? Tüm bunları anlayabilmek için öncelikle balistik inceleme yapılmalı. Kişilerin ellerinden örnek alınıp, ‘Elde atış artıkları var mı?’ gibi detaylara bakılmalı. Bu detaylar intihar ihtimalini güçlendirebileceği gibi aksi iddiaları çürütebilir de. Adli Tıp Kurumu henüz sonuçları yayımlamadı. O nedenle, kesin konuşmak için erken.

4 GENÇ NASIL ÖLDÜ

Prof. Dr. Dokgöz, vücudunda herhangi bir yara, iz ya da kesiğe rastlanmayan 4. kişi Ümit Zangal’ın boynunda, haberlere konu olduğu gibi bir kırık tespit edilmediğini belirtiyor, “Kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için toksokolojik inceleme raporuna ihtiyaç var. Herhangi bir madde kullanımı var mı? Uyuşturucu, uyarıcı madde ya da alkol... Bu kişi, kuvvetle muhtemel diğer 3 arkadaşından önce vefat etti. Otopsi sonucunu görmek lazım ama mevcut bulgulara göre ‘Yaklaşık 1 gün önce ölmüş’ demek mümkün” diyor.

İNTİHAR BULAŞICIDIR

Yurtdışında sosyal, dini ya da herhangi başka bir motivasyon ile bir araya gelip ‘intihar paktı’ denilen toplu ölümlere sıklıkla rastlandığını ancak bu durumun Türkiye’de yaygın olmadığını belirten Prof. Dr. Dokgöz şöyle devam ediyor: “Bizde daha çok 2’li-3’lü ölüm dediğimiz -kişi önce yanındaki kişi ya da kişileri öldürüyor sonra da aynı yöntemle intihar ediyor- olaylara şahit oluyoruz. Hatırlayın, bir genç siyanürle önce ailesini sonra da kendini zehirlemişti. Maalesef bu tarz intiharlar bulaşıcıdır. Hikâyelerden sosyal kahramanlık çıkarılmamalıdır. Sosyal medya paylaşımları bu noktada önemli. İntiharın yüceltilmesi gibi bir durum, meyilli kişilerde öncü olabilir.”

PSİKOLOJİK OTOPSİ ŞART

SORU: Bu tarz sır ölümleri ya da olayları aydınlatırken otopsi ve olay yeri bulgularının önemini anladık ama hepsi bunlardan mı ibaret? Başka şeyler de yok mu?

CEVAP: Var, olmaz olur mu? Mesela psikolojik otopsi. Hele de bu tarz vakalarda kişi ya da kişilerin geçmişteki psikiyatrik öyküleri, aile, yakın arkadaş, iş arkadaşları ve çevreleriyle ilişkileri, ilişkide olan kişilerle yapılan görüşmeler sonrasında tüm bulguları birlikte değerlendirip ölüm sebebini söylemek daha mantıklı olur. Batı Avrupa ülkelerinde sıklıkla baş vurulan bir yöntem olmasına karşı bizde psikolojik otopsi çok nadir yapılıyor. Bir de bu tür olaylarda Adli Tıp Kurumu, tabii ki tüm çıplaklığı ile değil ama kamuoyunu aydınlatacak şekilde bilgi paylaşırsa spekülasyon ve yanlış anlaşılmaların da önüne geçilmiş olur.

TÜRKİYE’NİN SHERLOCK HOLMES’U

PROF. Dr. Halis Dokgöz, Türkçede ‘olay yeri inceleme’ İngilizcede ise crime scene investigation (CSI) olarak bilinen raporları ‘Olgularla Adli Tıp & Adli Bilimler’ adlı kitaba taşıdı. Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan, 167 bilim insanı tarafından kaleme alınan kitapta cinayet, intihar, trafik-iş kazaları, çocuk istismarı, cinsel şiddet, yorgun mermi, moleküler otopsi gibi 95 gerçek olay ve çözümlemeleri anlatılıyor. Prof. Dr. Dokgöz “Türkiye, adli olguların çözümünde sanıldığının aksine uluslararası alandan hiç de geri değil. Kompleks yapacak bir durumumuz yok! İyi bir noktadayız” diyor.

Editör: TE Bilişim