Aylardır devam eden koronavirüs kısıtlamaları, 1 Haziran itibarıyle kademeli olarak, 65 yaş üstü ve 18 yaş altı çıkış yasağı dışında sona eriyor. Yani son günlerin moda tabiriyle normalleşiyoruz. Bugüne kadar devletin aldığı yasak kararları ve kısıtlamalarla mücadele verdik koronaya karşı. Şimdi bize deniyor ki, "Bu Kovid-19 virüsüyle ülke genelinde birtakım önlemleri alarak topyekun mücadele ettik, artık bireysel olarak mücadele etmenin zamanı geldi. Bu süreçte tedbiri elden bırakmadan normalleşmeye başlayın"

Dünya ülkelerine baktığımızda gerçekten bu süreci iyi yönettiğimize inanıyorum. Bir-iki aksaklık dışında alınması gereken önlemler alındı, yapılması gerekenler yapıldı. İş bundan sonra bizde. Akıl tutulması yaşatan birçok olaya şahit olduk, insanların sorumsuzluğunu, zekalarını sorgulatan davranışlarını hayretle ve şaşkınlıkla izledik. Korona tedavisi görmek için hastaneye gideni yolcu mu etmedik, iftar yemeklerine katılıp koronavirüs mü kapmadık, asker uğurlamasında halay mı çekmedik, daha neler neler. Hele iki olay vardı ki, bana bunlar fıkra gibi gelmişti duyduğumda. Umre'den dönüp karantinadayken mevlüt okutan teyzemiz ile aslında karantina sürecinde olup evde bulunması gerekirken kahvede olduğu sırada görevli tarafından kontrol amaçlı aranan ve evden dışarı çıkmadığını söyleyen amcamız, bunlar efsaneydi bana göre.

İşin şakası yok. Bir kişinin onlarca kişiye bulaştırdığı virüse karşı bireysel olarak mücadelede bizlere çok büyük iş düşüyor. Sosyal mesafemize dikkat ederek, maskemizi takarak ve el hijyenimize dikkat ederek önce kendimizi, sonra sevdiklerimizi koruyacağız. Aylardır şikayet ettiğimiz yasaklardan kurtulmanın bedelini kurallara harfiyen uyarak ödeyeceğiz. Sosyal mesafe mi deniyor, koruyacağız. Maske mi takmak gerekiyor takacağız. El temizliğini söylemiyorum, o zaten normalde de yapılması gereken.

Kimsenin şikayet etme lüksü yok maskeden, sosyal mesafeden. Dışarıda olmak istiyorsanız uyacaksınız, uymuyorsanız da evinizde oturacaksınız. Kural tanımadan gereksiz ve basitçe yapacağınız bir normalleşme, aylarca evine ekmek götüremeyen esnafa, aylarca çocuğunu göremeyen sağlık çalışanına ve neredeyse iki buçuk aydır dışarı çıkmayan insanlara çok büyük saygısızlık ve haksızlıktır.

Herkes üzerine düşeni yapacak kusura bakmasın. Mekan sahipleri evet haklısınız aylarca iş yapamadınız ekonomik yönden zor duruma düştünüz ama, bunu telafi etmek için lütfen kuralları delmeyiniz. Denetleme mekanizması olan kurumlar lütfen gereği neyse onu yapınız. Biz maalesef birtakım yaptırım ve cezalarla kurallara uyan bir toplumuz. Hakikaten normalleşebilmemiz için kişi olarak, mekan olarak ve denetleyici olarak kim üzerine ne düşüyorsa onu yapacak.

Merakla bekliyorum pazartesi gününü. Normalleştik artık deyip mekanlara akın mı edeceğiz, yoksa aylarca evlere kapandığımız zamandan bir ders çıkarmış olarak kuralları harfiyen uygulayıp ayarında ve tadında bir normalleşme sürecine mi adım atacağız?

Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni bir döneme akıllı ve bilinçli olarak temkinli adımlarla girelim. Bilinçsizce ve koşarcasına yapacağımız davranışlar bize yeni acılar olarak geri dönmesin. Dünya bize bu süreçte birşeyler göstermek istedi. Umut ediyorum ki bunu görmüş ve anlamış adımlarla normalleşme dönemine başlangıç yapalım. Hayatı, dünyayı ve insanlığı düşünerek, rengiyle ve ahengiyle yaşayanlardan olalım.

Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın.