Bugün 5 Aralık, Türk kadınları adına gurur verici bir günü kutluyoruz. 5 Aralık 1934…Türk Kadınlarına ‘Milletvekili Genel Seçimlerinde Seçme ve Seçilme Hakkı’nı tanıyan anayasa değişikliğinin 83. yıldönümü. Aynı zamanda da KADIN HAKLARI GÜNÜ… Bu anlamlı günümüzü bir Türk Kadını olarak gururla, sevinçle ve minnetle kutlarım. Bize bu haklarımızı veren Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e layık olmaya, onun açtığı yoldan yürümeye devam edeceğiz. 

Bugünkü köşemde sizlere erkek gözünden bugüne bakışı göstermek istedim. 

İşte Nazım’ın kalemi; 

İlk defa umuma açık bir köşede yazıyorum. Hep evde kendi köşemde yazar sonra da yırtardım. Bu benim için aslında çok zor bir iş. Benim gibi düşüncelerinin fark edilmesinden korkan birisi için epeyce zor. Ama köşenin gerçek sahibine teşekkür etmeme tabii ki mani değil. Nuray Hanım siz bu satırları okurken ben… Çok uzaklarda olur muyum bilmem ama çok minnettar olacağım. Çok önemli bir olay olduğunu oğluma anlattığımda anladım. 

Gözleri büyüdü; “Gerçek gazetemi baba?” 

O zaman yazmalıydım. “Bedava dondurma da yaz ama.” 

1934 yılının 5 Aralık Günü Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratikleşme hamlesinin son ayağı olarak Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. Demokrasi serüveninin finali gerçekleştirildi. Aslında bir ayıp ortadan kaldırıldı. Seçmenin kadını ve erkeği mi olurmuş ? 

Bu tarihi olay vesilesiyle 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü olarak ilan edildi. İyi mi oldu kötü mü oldu emin olamamakla birlikte; madem ilan edildi haydi kutlayalım tarafındayım. 

İlk satırlarımdan yanlış anlaşılmak istemem, hemen açayım. Neden insan hakları demek varken kadın hakları diye ayırıyoruz? Kadın hakları deyince aslında daha fazla ayrıştırmıyor muyuz? Diye düşünmüşümdür hep. 

Ben haklar yerine tercihler üzerine yazayım. Çünkü 5 Aralık 1934’den öncede tercihleri vardı sadece sandığa yansıtamıyorlardı. Hatta tercih konusunda bence erkeklerden daha şanslılar. Biz erkekler için ayrılmış reyonlar hep hanımefendilere ayrılmış reyonlardan daha küçüktür bilirsiniz. Hatta küçücüktür. Biz erkekler dünyayı renklere ayırırken hanım efendiler renkleri bile tonlara ayırırlar. 

Tercih seçeneklerini genişletirler. 

Atasözleri tercih yetkisini hanım efendilere vermiş durumdadır. Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır. Tercih yetkisi hanım efendidedir işte. Atasözü demişken payenin büyüğünü yine hanım efendilere veren bir örnek daha; Yuvayı dişi kuş yapar. Başarı hanımefendilerindir. 

  

Tercihler hepimiz için büyük riskler. Her seçenek yanlış yapmaya açılan yeni bir yoldur aslında. Seçeneklerini arttırmak cesaret işidir. Özgüven işidir. Bugüne kadar yanlış tercihleriniz için ne kadar üzüldüğünüzü hatırlayın. Şimdi gülümsüyor olmak o zaman çok üzülüp çok pişman olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Ama bir basamak daha büyüdüğünüz doğrudur. O riski almayan büyüyemez arkadaş! 

  

Bu riskleri alan hanım efendilere bugün çeşitli platformlarda kadın hakları anlatılacak. Protokol dışında orada hiç erkek olmayacak. Ama bahsi geçen haklar kadınlara değil de, hakları yiyen beyefendilere anlatılsa. Sanırım bugün bunu yazmak anlamsız. Lütfen seneye kadın hakları erkeklere anlatılsın. Tabii erkek hakları da hanım efendilere. Ya da vazgeçtim. Bence böyle kalabalık bir yerde insan hakları üzerine sohbet edelim. Çay da içeriz. 

  

Büyük Atatürk’ün bu güzel ve anlamlı günü risk alan, yanlış tercih yapan hanımefendiler için daha kutlu olsun efendim.