Zeki Ayaydın'ı aramızdan ayrılmasının yıl dönümünde hem ailesi, hem de dostları olarak lokma döktürerek ve dualar okuyarak anmıştık. Zeki kardeşim hayat doluydu. İşindeki başarısını sosyal yaşamına da taşıyan bir kimliği vardı. Manisaspor yöneticiliğinden tutun, yaşamının kesitlerinde bulunan arkadaşlarıyla beraber olmaya da özen gösterirdi. Zeki Ayaydın'ın çekirdek bir kadrosu vardı. Ahmet Görgülü, Fevzi Açıkel, Serkan ve ben, akşamları Sultan'da buluşur, doyum olmayan sohbetlerimiz geç saatlere kadar sürerdi. Onunla Manisaspor'un deplasmanlarına katılmak bir ayrıcalıktı.
ANILAR, ANILAR…
Fikret Taşçı ve ben, Zeki kardeşimle bir maça gittik mi, keyfimize doyum olmazdı. İşinin gereği gittiğimiz illerde bizleri dostları karşılardı. Gaziantep ve Adana tarafına gittiğimizde, Erdal Türek'in de katıldığı gezilerde kurulan sofraların tadına doyulmazdı. Hiç unutmuyorum, Gaziantep deplasmanında oranın yöneticileri yemeğe götürmüştü, Gaziantep mutfağından bahsetmeme gerek yok, kebapların, ciğerlerin tadını hepiniz bilirsiniz. Erdal Türel'le birlikte oturuyoruz, masa kalabalık, herkes birbirini tanıtıyor, Türek kendini tanıttı, sonra, "Yanımda oturan Manisa'nın 1 milyon satışa sahip gazetesinin köşe yazarı Ertuğrul Aytaç" dedi. Gülmeye başladık. Gaziantepli bir dostumuz Manisa'nın nüfusunu sordu, Erdal Türek, "350 bin" dedi. Tabi haklı olarak, "1 milyon satış nasıl oluyor?" diye sordu. Benim yüzüm kızarıyor, Erdal'ı dürtüyorum, Erdal bu lafın altında kalır mı? "Kardeşim, Ertuğrul beyin yazılarını okumak için herkes üçer beşer gazete alıyor" deyince, masada kahkaha tufanı yükseldi. Anılar, anılar, daha neleri var…
KORDON'DA BULUŞTUK…
Serkan kardeşim aradı, dedi ki, "Zeki abimin yakın dostlarını İzmir'de bir araya getireceğim. Kordon'da anıları tazeleyelim". Ben de, "Olur" dedim. Geçen hafta Perşembe günü Ahmet Görgülü, Fevzi Açıkel, Ahmet Erken ve oğlum Gökhan'la Kordon'a gittik. Güres Tavukçuluk'un sahibi Mustafa Güres'in 1'inci Kordon'daki Balık Pişiricisi'nde bir araya geldik. Zeki kardeşim yaşamının son iki yılına yakın bir sürede iş yemeklerinde dostları ile 1'inci Kordon'da Balık Pişiricisi'nde buluşurdu. Her zaman oturduğu masayı genişleterek oturduk. Kimler yoktu ki? Serkan Kayın, Erman Ayaydın, Alihan Ayaydın, Ahmet Görgülü, Fevzi Açıkel, Ahmet Erken, Yiğit Narbay, Murat Erdoğan ve Esin Vardar. ÇELSAN'ı yöneten Serkan Kayın'ın fabrikadaki yönetici kadrosundan bazı kişileri de anma gününe çağırdığını öğrenmiş oldum.
DUYGUSAL ANLAR YAŞADIK
Güneş batmak üzereydi. Zeki kardeşime hizmet eden garsonlar masaya O'nun hoşuna giden mezeleri sıralamışlardı. Sonra deniz ürünleriyle donatılan masada anıları anlatmaya başladık. Fevzi Açıkel ve Ahmet Görgülü anlatıyordu, masada oturan bizler dinliyorduk. Zaman zaman duygusal anlar yaşadık. Zeki kardeşimi çok erken kaybetmiştik. Yapacak bir şey yoktu.
"Her ortamda, seni her zaman anıyoruz Zeki kardeşim. Nur içinde yat".