Merhaba , gelin bu yıl değişiklik yapalım. Her yılbaşı istediğimiz dileklerimizde bir farklılık yaratalım.

Yılbaşının yaklaştığı şu günlerde dilek heyecanı da sarmaya başlıyor insanı. Seviyoruz umudu ve hayalleri. Ve herkes artık kabullendi ‘Gerçekten istersen ve sana uygunsa oluyor yeter ki inan’ denen cümleleri. Dilek zamanı geldiğinde o heyecan başlıyor ‘ne dilesem ki?’. İç konuşmalar duyuluyor ‘Amaan geçen sene de olmamıştı ama gene de dileyeyim ya da evet oluyor hep. Bu sene de başka bir şey dileyeyim bari’. Derken liste başlıyor; daha çok para kazanmak, huzur, sağlık, sevgili, telefon, barış, mutluluk, ev, araba, çocuğun evlenmesi... Ve aslında farkında olmadan ilan ediyoruz kendimize yetersizliğimizi. Bilinçaltının anladığı az para kazanıyorsun, araban ile mutlu değilsin, sevgilin yok, zaten beğenmiyordun evini.

Hep daha fazlası ve ben hak etmiyor muyum ki? Hangi ara böyle olduk, ya da hep böyle miydik? Ama bırakıyorum yargılamayı kendimi.

Bu yıl dilek dileyeceksek eğer kendimiz ve çevremizdekiler ile ilgili nelere kabul verebiliriz onu düşünmeli. Bazen gerçekten zor, bazen kolay olacak. Hayat akıyor ve biz yaşarken içinde bence fark etmeliyiz elimizdekilerin kıymetini.

Merak ederek başlamalı işe bence. Neleri kabul edersem yeni yılda iyi hissederim kendimi. Bahsettiğim sihirli bir değnek değil tabi ki ama kabullenmeye başlayıp yargısızca izleyince şaşıracaksınız bu dönüşüme.

İçimizdeki beni açığa çıkarmayı dilemeli, kendimi tanımayı, insanı, doğayı, evreni keşfetmeyi bir de. İçime döndükçe ilk fark ediyordum tahamülsüzlüğümü , kızgınlığımı, öfkemi. Değiştirmek için uğraştım bunca yıl ama artık kabullendikçe uçup gitmeye başladıklarını hissettim yavaş yavaş, keyifli keyifli.

Kabullenemeyeceklerim hala var elbette ki. Ama onları da zamana bıraktım, acil olanlarla ilgileniyorum şimdi.

Biz hep bize ait olmayana duyduk ilgiyi. Ya geçmişteyiz ya gelecekte. Ama asıl önemli olan şimdi. Çünkü bize ait. Bu yıl elimizdekilere kabul vererek ve anda kalmanız dileği ile sağlıkla kalın, hoşçakalın.