Eğitim gündemi ile ilgili açıklamalar yapan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tam gün eğitime geçişle ilgili, “İstanbul’da biraz zorlanacağız. Özel bir seferberliğin başlatılması lazım. İnanıyorum ki, Türkiye eğitimin kalitesinin artırılması adına ikili eğitime son verecek” dedi. Bakan Yılmaz, "21’inci yüzyılın dili kodlama. Öğretmenlerimize her 4 yılda bir, öğrencilere bilgisayar dağıtımını 5 ve 9’uncu sınıflardan başlatacağız. Mevzuat, yönetmelik eksiklikleri vardı, tamamladık." diye konuştu.

Anadolu Ajansı Editör Masası’na konuk olan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, eğitim gündemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. 2019 yılının sonunda geçilmesi planlanan tam gün eğitim ile birlikte kodlama ve diğer konularda konuşan Bakan Yılmaz, İstanbul’da tam gün eğitime geçişte biraz zorlanacaklarını söyledi. Yılmaz’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

TAM GÜN EĞİTİM PLANLAMALARI:

10’uncu kalkıma planında bu yılın sonuna kadar bir hedef konulmuş. Milli gelirden eğitime ayrılan kaynak OECD ülkelerine yaklaştırılsın diye. OECD ülkelerinde 5.2, Türkiye’de şimdi 6.2. OECD ülkelerinin önüne geçmişiz. En son 2018’de OECD’nin eğitime bakışla ilgili bir raporu yayınladı. “Türkiye eğitime diğer ülkelerde olmadığı kadar büyük kaynak aktarıyor” diyor. Şimdi kaliteyi daha da artırmak için çalışıyoruz. Bunun için de ikili eğitimi kaldırmak gerekiyor. Öğrenci sabah alacakaranlıkta gelmesin, saat 09.00 gibi derse başlıyorsa 15.00 gibi çıksın, evine gitsin, rahat gitsin. Oynasın, o da eğitimin bir parçası. Sosyalleşsin, o da eğitimin bir parçası. Dinlensin. Bunun için dersliğe ihtiyaç var. Bazı illerde tam gün eğitime geçmiş durumdayız. 2019 yılı sonunda Türkiye’de tam gün eğitime geçeceğiz. İstanbul’da biraz zorlanacağız. Özel bir seferberliğin başlatılması lazım. İnanıyorum ki, Türkiye eğitmin kalitesinin artırılması adına ikili eğitime son verecektir.

KLAVYELİ BİLGİSAYAR DAĞITIMI:

Eğitimin kalitesini artırmak için yaptığımız hususlardan biri de isteyen evlatlarımızın bilgi otoyollarına ulaşabilmesini sağlamak. Türkiye’nin en ücra köşesindeki okulumuza bile internet bağlantımızı sağladık. Gerek uyduda, gerek fiber kabloyla. Bilgi öğrenme eskiden öğretmen aracılığıylaydı, şimdi internetten de olabiliyor. Fatih Projesi’yle 430 binin üzerinde sınıfımızı donattık. 1 milyon 400 binin üzerinde tablet bilgisayarımızı öğrencilerimize dağıttık. 21’inci yüzyılın dili kodlama. Öğretmenlerimize her 4 yılda bir, öğrencilere de 5. ve 9. sınıflarda yeni bilgisayar vereceğiz. Mevzuat, yönetmelik eksiklikleri vardı, tamamladık. Hukuki altyapı tamamlandı. Teklifler de alınmıştı. Altı bölgeden üç GSM operatöründen teklif alarak her öğrenci başına en iyi hizmeti kim verebilir diye bir görüşme yapılarak, hizmete başlayacağız.

YABANCI DİL PİLOT UYGULAMA SONUÇLARI:

81 ilde 800’e yakın okul seçildi. Bunlardaki 100 bine yakın öğrenciye de 5’inci sınıfta haftada 15 saat İngilizce dersi verdik. Arkadaşlar şimdi bir çalışma yaptılar, henüz tamamlanmadı. Ama bana, bu çocuklar yurtdışında bir eğitime gitse doğrudan muafiyet kazanabilecek kapasiteye ulaştığını; okuma, anlama, yazma, konuşma gibi dört alandaki yetkinliğinin istenen düzeye geldiğini ifade ettiler. Bunu hem yaygınlaştırmak hem de kalıcı hale getirmek istiyoruz. Müfredatı düzenledik. Önümüzdeki dönemde bu eğitimi hem yaygınlaştıracağız, hem de eksikleri varsa ki vardır, onları da gidererek yabancı dili sorun olmaktan çıkaracağız. Rapor tamamlanınca kamuoyuna açıklayacağız.

LGS’DE ‘ZOR SORU’ ELEŞTİRİLERİ:

Liselere Geçiş Sınavı (LGS) ile ilgili bana her türlü eleştiri geldi. Ancak eğitim uzmanlarının söylediği, kesinlikle müfredat dışı hiçbir soru olmadığı. Soruların, öğrencilerin kazanımlarıyla uygun olduğu. Dersleri iyi anlayan, anladıktan sonra analiz yapabilen, öğrendiklerini unutmayan öğrencilerimizin başarılı olacağı. Hiçbir eğitim uzmanı, “Müfredatta olmayan soru soruldu” demedi. Kazanımlara uygundu. Aralık ayında örnek sorular yayınladık. Sınav sorularının onlarla uyumlu olmadığını söyleyen de olmadı. Ne bekliyorlar? Dershane eğitimcileri diye düşünüyorum, ezbere dayalı şey bekliyorlar. TEOG gibi olmasını bekliyorlar. Bu TEOG gibi olamaz. Çünkü TEOG’da her dersten iki veya üç yazılı sınav yapıyorduk, birini bakanlık olarak biz yapıyorduk. Öğretmenden öğretmene, okuldan okula değişen değerlendirme olmasın diye. 1 milyon öğrencimiz sınava girmiş 120 bin öğrencimizi yerleştireceğiz. Sorular kolay olsa, hepsi yapsa... Yeni yetişen çocuklarımız altın gibi, bütün soruları çözerlerdi hafif kolay sorsaydık, 300 bin öğrencimiz bu soruları çözerdi. Son TEOG’da 17 bin birinci olmuştu. Kolay sorsanız, o da bir eleştiri, zor sorsanız o da. Biz sınavı hazırlarken zor soralım demedik, müfredatta öğrenilenlerin günlük hayatta kullanılabilmesine baktık. Aşama aşama zorluk derecesi olacak ki, 1 milyon öğrenciyi 120 bine indirebilelim. 1 milyon öğrencinin 300 bini tam 500 puan alsaydı, nasıl yerleştireceksiniz? Hangisini fen lisesine, hangisini proje uygulayan okullara alacaksınız? Boya mı bakacaktınız, kilosuna mı? Bu sınavın amacı haksızlık yapmadan, adaletten ayrılmadan sıralamak öğrencileri. İnanıyoruz ki bu sistem, gelen eleştirileri de dikkate alarak daha iyiye ulaşacak. Ama müfredat dışı, kazanımlara uygun olmayan soru yok. Sonuçlar açıklandığında göreceğiz ki, çok başarılı öğrencilerimiz de olacaktır.

LİSELERE GİRİŞTE TERCİH SAYISI 15

Öğrencilerimizden hiçbirini istemediği hiçbir okula göndermeyeceğiz. Bunu gerçekleştireceğiz. Gönülsüz aş ya karın ağrıtır ya baş derler. Kendi evladınıza ne yapılmasını istiyorsanız, başkasının evladına da onu yapın. 18 milyon evladım var, bize emanet edildi. En büyük sorumluluk, hiçbirini istemediği okula yerleştirmeyeceğiz. Detaylarını bir kılavuzla açıklayacağız. Ancak 5 tane fen ve proje okul uygulayan sınavla alan okullardan tercihte bulunulacak. 5 tane evine yakın okulları seçtireceğiz. 5 tane de daha uzakta, pansiyonu olan okul seçme hakkını vereceğiz. Her öğrencimize 15 okul seçme hakkı vereceğiz. Kimseyi tercih etmediği okula göndermeyeceğiz. Her alanda 5’er olmak üzere 15 okul tercihinde bulunacağız.

MUHALEFET ELEŞTİRİSİ

Muharrem İnce 1+8+4 diyor, 1’de başlayacaksın, hiçbir kesinti olmayacak yani yönlendirme de olmayacak. Bu, çağdaş eğitime aykırı. Milli Eğitim Temel Kanunu’na da aykırı. Çünkü yöneltme ilköğretimde başlar, yanılmaları önlemek için ortaöğretimle devam eder. Bilimsel eğitimde yönlendirme anasınıfından başlar, hangi çocuğun güzel sanatlara yatkınlığı var, yeteneği var? Bunlara bırakın ilköğretimi, okul öncesi eğitimde başlamak lazım. İstiyorlar ki 15 yaşından sonraya bırakılsın yönlendirme. 15 yaşından sonra hangisinin eline İngiliz anahtarı vereceksin? Tornayı yap diyeceksin? Meslek eğitimini böyle yaparak 28 Şubat’ta öldürdüler. Şimdi biz onların hatalarını düzeltmek için uğraşıyoruz. İstiyorlar ki bu ülkenin evlatlarına kendi değerlerimizi öğretmeyelim. Ne olacak, hafızlık ortadan kalkacak. Milletin değerleriyle niye kavga edersin. Zaten Türkiye’de 100 kişiden 12 kişi imam hatiplere gönderiyor. Sen göndermiyorsan, tamam. Bırak gönderenlere mani olma. 100 kişiden 12’sine bile tahammül edemiyorlar. Bunun çağdaşlıkla alakası yok.

Editör: TE Bilişim