"Partimizin 50. kuruluş yıl dönümünü kutladığımız bu günde, böylesi heyecan verici bir düşünce, MHP mensuplarını ve dava arkadaşlarımızı ziyadesiyle memnun etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir düşünce ve tasarrufu 50. kuruluş yıl dönümümüz için müstesna ve muazzez bir armağan olmuştur.

Muzafferliğin ilhamıyla kıtaları aştıran vazgeçilmez bir yemindir bizimkisi. Çiğnenmeyen, çiğnetilmeyen, unutulmayan, asla da unutulmayacak olan selam olsun büyük Türk milletine, selam olsun kahraman ülküdaşlarıma, selam olsun davasının bayrakları gönül erlerine.

Selam olsun asil bozkurtlara, iffet abidesi Asenalara. Selam olsun umudun güneşiyle ısınan mazlumlara. Hakkı yenmiş mağdurlara, kimi kimsesi olmayan gariplere. Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Her birinize en iyi dileklerimi sunuyorum. Allah'a şükrediyorum ki tam 50 yıl sonra yine aynı yerdeyiz, yine aynı çizgideyiz. Dilek kolay... Bir ülkünün peşinde 50 yıl geçti. Kopan takvim yaprakları sarardı, yıllar yılları kovaladı. Ömürler su gibi akıp gitti. Elden ele aktarılan, gönülden gönüle akıtılan vazgeçilmez yemin ile 50 yıl geride kaldı.

Tarih yine 1969'un 9 Şubat'ıydı. Cumhuriyetçi köylü millet partisinin olağanüstü kongresi Adana'da toplanmıştı. Bir adım atılacaktı, bir hareket başlayacaktı. Millet Partisi'nden Milliyetçi Hareket Partisi'ne etap etap ulaşıldı. Tohum olup ekildik, zaman içinde filizlendik, zaman geldi çınarlaşan 50 yıla buluştuk.

Elleri öpülesi ecdadımız olmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten Mareşal Fevzi Çakmak'a Osman Bölükbaşı'ndan Alparslan Türkeş'e kadar iftihar kaynaklarımıza, siyasetlerimizin kutup başlarına cenabı Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum. Vatan ve millet uğruna bedenlerini siper eden, yardan geçen, serden geçen bir hilal uğruna hayattan geçen manevi kılavuz olan aziz şehitlerimizi minnetle, rahmetle anıyorum. Davamız için bedel ödemiş, zindanları aydınlatmış, taş duvarları inançlarıyla aralamış, yüzleri Yusuf, sabırları Yunus, yiğitlerimize sağlıklı ve uzun ömürler temenni ediyorum. Partimizin 50'nci yılı kutlu olsun.

Kim söyleyebilirdi ki ülkü ile ülkücü 50 yıl evvel birleşip, önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben iradesiyle devleşecek... 50 yıl bir ömür, 50 yıl asırlara denk. İfadesi kolay, idraki güç, ifası ise pek zor 50 yıl. Bir ülkünün peşinde şan ve şerefle dolu koskoca 50 yıl.

Karanlık gecelere ışık olmak için, katran emellere su olmak için 50 yıldır mücadele ettik. Soysuzluk başka, ırkçılık bambaşkadır. Biz Türklüğümüzü kafatası ölçümleriyle keşfetmedik. Bütün milletin fertleri arasında; anı da birdir, acı da birdir. Beyaz Türk, zenci Türk ayrımı sakattır. Türkiye'de hiç kimse ikinci sınıf insan değildir. Hiç kimse önemsiz ve değersiz değildir. Türk milletinin hiçbir ferdi eşitsiz ve orantısız ilişkinin tarafı olmamıştır. Milletin ismi ezelden bellidir, ebediyete kadar Türktür. Devletin ismi ise de kim ne söylerse söylesin, ne yaparsa Türk kalacaktır.

Diyarbakırlı, Vanlı, Adanalı, İstanbullu, Mersinli, İzmirli, Ankaralı, Yozgatlı, Taşkentli, Karabağlı, Kaşgarlı, Kerküklü, Üsküplü, Batı Trakyalı, Bişkekli, Kıbrıslı... Özet olarak aynı cevherin damarlarıdır. Tartışmasız bir şekilde söylemek lazımdır ki, değişmek hayatın dinamiğinde vardır.

Hainin, işbirlikçinin hesabını eninde sonunda göreceğiz. Davamız hak davasıdır, hakikat davasıdır. Onun bunun kötüleyip kara çalmasıyla bu gerçek değişmeyecektir.

Editör: TE Bilişim