Sonbahar kadınıyım ben. Seviyorum Sonbaharı, ılık esen havasını, sarı güneşiyle dökülen yapraklarını. Bugünde Kasım ayına giriyoruz, Kasım'da Aşk başkadır, size bu aya özel ne yazsam diye düşünürken; yazlıkta komşumla yaşadığımız sohbet aklıma geldi.
Balkonda bir yandan kahvemi içiyor, bir yandan Candan Erçetin' in kırık kalpler şarkısını dinliyordum. Karşıdan el ele tutuşmuş 80 li yaşlarında olan bizim iki ton ton komşumuz geliyordu.
Onlar tüm sitenin dedesi ve ninesiydiler. Onları hep hayranlıkla ve saygıyla izlemişimdir. O yaşta hala el ele diz dizeler diye. O gün komşu teyzem beni kahve ye çağırdı gel kızım biraz dertleşelim dedi.
Hevesle gittim, kimbilir yılların tecrübesiyle bana ne anılarını anlatacaktı. Kahvelerimizi içtikten sonra gel ben sana fal bakayım dedi bende çok sevindim tabiî ki . Bende eşimden ayrılmış artık hayatta umudu kalmamış birisiydim o ana kadar.
Teyzem bana umut verici şeyler söyledi ve kendi hayatını anlatmaya başladı; birinci eşiyle on sekiz yaşında evlenmiş, iki çocuğu olmuş, bir yandan çocuk büyütürken bir yandan okumuş ama evliliğinde mutluluğu bulamamış ve çocuklarının büyümesini kendisinin de ayaklarının üzerinde durmaya başlamasını beklemiş. Çocukları büyüyüp kendide güzel bir işe girince eşinden ayrılmış.
Ekonomik zorluklar ve aile desteği olmadan ve Türk toplumunda bir kadın olarak yalnız yaşamaya ancak altı yıl dayanabilmiş. Sadece başımda bir koca olsun ve maddi anlamda rahatlasın diye ikinci evlilik yapmış hemen de bir bebeği daha olmuş, derken; hayat ona yine kötü süprizler le gelmiş ve tekrar ayrılmış ikinci eşinden de. . .

Hayat her şeyi her zaman dört dörtlük vermez kızım dedi; işinde çok başarılı ve herkesin hayranlıkla baktığı güzel ve alımlı bir kadındım ama evliliği başaramadım belki bende de hatalar vardı bilmiyorum dedi.
Neyse sizleri daha fazla meraklandırmayayım çünkü en heyecanlı konu üçüncü evliliği.
Tesadüfen bir yolculukta karşılaştığı Mehmet amcaya ilk gördüğü andan geçen on yıla rağmen hala aşık. Mehmet amcada ona…
Böyle bir evlilik olur mu demeyin bende olmaz diyordum ama canlı olarak şahit oldum.
Ve şunu anladım ki; aşkın yaşı, fiziki güzelliği, dini, ırkı, olmadığı gibi;
Eğer insanın içinde hep yarım kalmışlıklar varsa… kalbi her seferinde kırılmış, belki de evlenmiş ama uzun yıllarda aradığını bulamadıysa. Hep kendinden vermiş ama hak ettiği değeri bile bulamadıysa… iki beden tek ruh olup aynı yöne bakıyorsa…
Yıllar geçip ten solmuş, çizgiler belirmiş saçlarda aklar çıkmaya başlayınca işte, o an anlar, insan, ben geçen yıllarda ne yaptım, ne için yaşamışım… deyip; "Sözleşmeden Buluşuverir Kırık Kalpler" …
Ve yılların yorgunluğunu birlikte atmaya karar verirler…
Herkesin böyle güzel bir sevgi ve aşk yaşaması dileklerimle…
Sevgiyle Kalın