Önceki gün Liselere Giriş Sınavı’nın tercih sonuçları, dün de Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı’nın puan sonuçları açıklandı. Öğrencileri, ailelerini ve eğitimcileri yakından ilgilendiren sonuçlarda hem liselere yerleştirme için tercihte bulunan öğrencilerin akıbeti, hem de üniversite puan sonuçları, bu yıl uygulamaya giren sınav sistemleri nedeniyle merakla hatta endişeyle bekleniyordu.

Hem üniversite sınavına hem de lise sınavına giren çocuklarım olduğu için bu süreci tam da merkezinde yaşayan bir öğrenci velisiyim. Beklentilerimiz gerçekleştiği için çocuklarımın şu andaki durumundan mutlu olan bir anneyim de ayrıca belirteyim. Ama kendi çocuklarıma ne kadar sevindiysem, yakın çevremde hayal kırıklığı yaşayan bir çok çocuğum için de bir o kadar üzüldüm. Tercih ettikleri okullara yerleşemeyen, üniversitede girmek istediği bölüm için yeterli puanı alamayan çocukların üzüntülerine, hayal kırıklıklarına şahit oldum. 

İlk olarak açıklanan LGS sonuçlarına bakacak olursak, memnun olan da var, adrese dayalı tercih yaparak açıkta kalan telaşlanan da var. Yeni sistem öyle bir hızla hayatımıza girdi ki neyin nasıl olduğunu anlamadan birden sınava girdik sonrasında da tercihte bulunmayla karşı karşıya kaldık. Herkes en iyisini, en güzelini istemesine karşın sistem buna izin vermeyeceğini daha ilk günden göstermişti. Beklentim ilk uygulama yılında aksaklıkları ön plana çıkan sistemin iyileştirilmesi. Olacağına da inanıyorum. Sınavla alınacak okullar belli, kontenjanlar belli ama bunlara karşılık da sınava giren öğrenci sayısı ortada. Sistem bize her ne kadar sınavla öğrenci alan okullara  herkes giremeyecek dese de bizler yine de o sınava girdik. Adrese dayalı tercih de ise bir çok kriter olmasına karşın iyi okul saplantısıyla girmemiz zor olan okulu gittik tercih sıralamasında ilk sıraya yazdık. Okul idarecilerinin tüm yönlendirmelerine karşılık zor olan okulu gittik yazdık.

Daha her şey bitmedi. Önümüzde ikinci tercih dönemi var. Şimdi iyi tercihle istenen okula girmek. Ama şunu da belirtmek istiyorum; Hiçbir dönemde bir nesil böylesine bir çıkmaza itilmedi. Sınav sistemi değişti, üç yanlış bir doğruyu götürdü, sınavda çıkan matematik soruları öğretmenleri bile zorladı, tercih sıralamasında çocuğun puanının yanı sıra doğum tarihi, devamsızlığı bile devreye girdi. Sonuçlar açıklandığında bir arkadaşımın ‘Napayım bilseydim çocuğu 1 gün önce doğururdum’ diye serzenişte bile bulunduğunu duydum. 2004 doğumlular böylesine şanssız bir dönem geçirdi, gelecek nesiller için lütfen iyi bir sistem, sınav stresi olmayan bir gelecek diyorum.

Amaç belki sınav stresi yaşamayan çocuklar ama bunu bir anda değiştirmek de imkansız. Planlı programlı, iyi ifade edilen, cazip halde sunulan bir sistem olmalı ki herkes çocuğunu sınavla okula girecek bir yarış atı olarak görmesin. Hiç unutmuyorum ilkokul öğretmenimiz birinci sınıfta bir söz söylemişti; ‘Tüm çocuklar doktor, mühendis, avukat olacak değil. Bir üst sınıflarda kendini belli edecek. Gerekirse ilerde meslek lisesine gönderin elinde bir mesleği olsun hiç olmazsa’ demişti. O günü o kadar iyi hatırlıyorum ki, herkes şaşkın şaşkın ‘Öyle şey olur mu?’ gibilerinden bakmıştı. Olur tabii ki, olmalı ayrıca. Hiç olmazsa işsiz, mutsuz nesillerin önüne geçilir.

Böyle olursa dün açıklanan YGS sonuçlarında olduğu gibi birçok genç hayal kırıklığı yaşamaz. İlla ki üniversitede okuyacak diyerek parayla yurt dışında belki de ileride fayda sağlamayacak bir bölümde okumaya çalışarak hem vaktini hem de gençliğini harcamaz.

Yazacak çok şey var, isyan edecek de. Sistemin getirdiği en güzel şey bence, çalışan emek harcayan çocuğun aradan sıyrılması. LGS de tüm soruları cevaplayan çocukları görünce ‘Alınları öpülecek çocuklar’ dedim. Demek ki her şey günde 500 soru çözmekle, bir çok öğretmenden özel ders almakla olmuyor. Zeki çocuk her şartta her sistemde başarılı oluyor. Ne mutlu onlara, ne mutlu ailelerine, ne mutlu öğretmenlerine.

Hayat çok hızla geçiyor. Önemli olan bu tempoda güzel olanları yaşamak, çocukların mutlu olmalarını sağlamak. Çocukların çocukluklarını doyasıya yaşamalarına izin vermek. Sınavsız, stressiz çocuklar, aileler; hayatları yerle bir etmeyecek sistemlerin uygulanması dileğiyle hayatın içinde sevgiyle yer alın.