‘11 Ayın Sultanı' Mübarek Ramazan'ın son haftasına girdik. Her akşam Ramazan dolayısıyla iftar yemekleri düzenleniyor. Çarşamba akşamı da yatırımcıların göz bebeği Manisa Organize Bölgesi'nin (OSB) iftarı vardı. Gazetede Nezih'e "İftara beraber gideceğiz" dedim. Sonra Esra ve Ertan'la bir araya geldik. Onları da ikna ederek OSB'nin yolunu tuttuk. Bir dediğimi iki etmeyen Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Songüler'in iftar yemeğine Başkan Ömer Faruk Çelik adına katılacağını Bilal Demir'den öğrendim. Songüler'i aradım, "Bu akşamki iftara sen katılacak mısın?" diye sordum. "Bana hangi iftara" dedi. Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı'na, "OSB'deki iftar yemeğine" dedim. Songüler, "Ben bu iftara katılacağım, istersen alabilirim" dedi. Gazeteden beni ve Nezih'i alarak OSB'nin bahçesine gittik. Nihat Akyol bizleri karşıladı. Halkla İlişkiler Müdürü Akide hanım ilgilendi. Ben, Ertan Korkmaz ve Esra Kale'yi beklerken Yunusemre Belediye Başkan Yardımcısı Ramiz Şiyak, ardından Ziraat Odası Başkanı Mustafa Kaçire geldi. Arınç'ın uzun süre danışmanlığını yapan, siyaset yaşamında beraber yürüdüğü Mehmet Büker Bey'i gördüm. Kendisine Olay Gazetesi'ni verdim ve takıldım; "Çoktandır okumamışsın, oku Mehmet abi" dedim. Mehmet abi de, "Her gün okuyorum. Senin köşenden, dün yazdıklarından bahsedeyim" cevabını verdi. Mutlu oldum. Başladım Nezih ile iftar yemeğinde kimler var kimler yok diye masaları ziyaret etmeye. Borsa Başkanı Sadık Özkasap ve Meclis Başkanı Ergun Türek'i gördüm. Özkasap, "Yazını okudum, Kuşadası'nı beğenmişsin. Bayram sonrası balık yemeğe gidelim" dedi.
MENÜ BİR HARİKAYDI
Organize Sanayi Bölgesi'ndeki iftar yemeğinin menüsü bir harikaydı. Masada top patlayıp ezan okunurken, orucunu açmayı neyle istersen her şey vardı. Bir kuş sütü eksikti. Zaten sanayicinin sofrası da böyle olur. Ben, Halil Yurtseven, Ersan Atılgan, Zafer Ünal, Bülent Kar, Mustafa Özer ve Cemal İzci'nin bulunduğu masadaydım. Manisa kentine üç dönem yön veren, Belediye Başkanlığı yapan üç siyasetçi ile beraberdim. Halil Yurtseven Milletvekilliği döneminde Ankara'da beraber yaşadığımız bir anıyı anlattı. Mustafa Özer'le de siyaset yapmıştık. Rahmetli Yahya Uslu'yu andık.
OSB'de yeni yapılanmayı izledim. Çok beğendim. Nihat abiye "Çok güzel olmuş" dedim. Başkan Danışmanı Nihat Akyol da OSB'nin sosyal alanlarında yapılacaklardan bahsetti. Bir İtalyan Mutfağı'nın yemeklerinin hakim olacağı restoran açılacağını söyledi. O sırada etli sarmayı yiyordum. Nihat abiye, "İftar sofrası böyle olur" dedim. O da menüyü İtalyan Restoranı'nı açacak olan gurmelerin hazırladığını söyledi. Yemek seçiciliğim yoktur. Ne olursa yerim. Kamil Yüzgenkaya'ya, yanında oturan Bülent Kar'ı göstererek, "Bayram sonrası buluşalım. İzmir Kordon'da Güres'in balık pişiricisinde balık çeşitlerinin tadına bakalım" dedim. Yüzgenkaya da "Seni hiçbir zaman unutmayız abi" dedi.

KUŞADASI'NI DA PLANLADIK

İftar saatini beklerken Ersan abim, "Hasan'ın yazlığına benden önce gitmişsin, balıkları yemişsin" dedi. Ersan abime, "Çoksöyler'in yazlığını gezdim. Balıkları seninle yiyeceğiz. Ramazan'da deniz kenarında balığın tadı iyi olmaz" dedim. Benim Balıklardan Sorumlu Devlet Bakanım Hasan Çoksöyler'e, "Ersan abimle Kuşadası Davutlar Güzelçamlı'ya geleceğiz. Hazırlığını yap. Bayram sonrası baskın basanındır. Bak Hasan, Ersan abi ‘Deniz kenarında güzel bir yerde oturalım' dedi. Örnek olarak da ‘İzmir Üçkuyular Boğaziçi gibi olsun' dedi. Benden söylemesi ve yazması" dedim.

OSB Başkanı Sait Türek iftar konuşmasında sözlerine Gölmarmara'da meydana gelen elim trafik kazasına değinerek başladı. Üzüntülerini belirtti. "Tekrarından Allah korusun" dedi. Türk Tasavvuf Müziği dinledik. O sırada Rahmetli Dilaver abimin oğlu Semih Varderer'i Ali Filizkan'la otururken gördüm, yanlarına gittim. Varderer, benden sigara içmeme son vermemi istedi, "Sana yakışmıyor" dedi. Hak vermemek mümkün değil, ama bazı alışkanlıklarımdan kurtulamıyorum.
İFTARDAN İFTARA, ÇAYLAR SÖĞÜTALTI KAHVESİ'NDE
Ertan ve Esra ile iftardan ayrıldık. Esra Kale, Ertan'la bizi eski Adliye'nin yanındaki Söğütaltı Kahvesi'nde bıraktı. Hasan Çoksöyler ve iki avukat ordaydı; Mustafa Karakaş ve Muzaffer Esenkaya. Ertan ile çaylarımızı yudumlarken Erdal Türek ve akşamları sohbet ettiğimiz dostlarla bir çember oluşturduk. Sosyete Dürümcüsü Mehmet, akraba Aloğlu, CHP'li Çapalı Mehmet, Ayakkabıcı Somalı Saim, Halitpaşalı İsmail, Lokantacı Çetin Pekmen, Mehmet Bozova, Yaşar Yelken, Söğütaltı Kahvesi'nin müdavimlerinden. Ben, Manisaspor Başkanı iken Yaşar da yönetimimdeydi. Emekli Hüsnü Dede ve Gazeteci Bülent Dal, Yaşar'ın yanından hiç ayrılmazlar. Oturup sohbet ederken etrafımızda çember genişliyordu. Mehmet Yüzgenkaya, Züccaciyeci Hakan, Kuyumcu Serdar, Yarhasanlar Cami İmamı Celalettin, Manisa futbol dünyasının muhteşem futbol otoriteri, rahmetli Kumar Ali'nin oğlu Reha, Berber İbrahim, Tekstilci Mevlüt'ün oğlu Akın, Oto Galericisi Erhan'la Söğütaltı Kahvesi'nde yine birlikte oturuyoruz.
ÜNLÜ AŞÇILARA ÇOKSÖYLER'LE GİDECEĞİM
Aramızda oturan iki tane ünlü aşçı var. İftarı açınca yemek çeşitlerini konuşuyoruz. Orda oturanlar, "Başkan" dediler; "Hatuniye Cami'nin yanında aramızda olan aşçı Çetin'in kuru fasulyesini, Arnavut ciğerini, Karaköy'deki Mehmet'in lokantasındaki çorba çeşitleri içinde kellepaçasını, ciğer ve elbasanını yemenizi tavsiye ediyoruz". Gerçi, Çetin'in Hatuniye Cami'nin yanındaki lokantasında yemeklerini MESOB Başkanı Hasan Geriter ve Borsa Başkanı Sadık Özkasap'la yedim. Karaköy'deki Mehmet'in yerine gitmedim diye hatırlıyorum. Burayı da Hasan Çoksöyler çok methediyor. Bir yandan çaylarımız geliyor, sohbetimiz koyulaşıyor. Sonunda iş dönüp dolaşıyor, hükümetin nasıl kurulacağına geliyor. Herkesin fikrini açık açık konuştuğu bir ortam. Her düşüncenin tartışıldığı ortamda, herkes öncelikte koalisyon hükümeti kurulsun istiyor. İbre bugünlerde yine AKP-CHP'ye döndü. Sonra "Seçim" diyorlar, diyorlar da, yarım ağızla. Başbakan Davutoğlu'na bir an önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görev vermesi ve hükümetin kurulması bekleniyor.
Söğütaltı Kahvesi'nde Mehmet'in çayları güzeldir. Hani eskiler, "Getir bir tavşankanı" derler ya, o cinsten. Gelsin çaylar, gitsin kahveler, akraba Aloğlu Memduh limonata ikram etmeyi sever. Bugünlerde unuttu. Herhalde bu akşam buluşursak Söğütaltı Kahvesi'nin muhteşem limonatasını ikram eder.