Türk Tabipler Birliği ve Manisa Tabipler Odası işbirliğiyle Manisa Öğretmenevi'nde 'Sağlığın Özelleştirme Projesi Şehir Hastaneleri' konulu panel düzenlendi. Çeşitli sivil toplum örgütlerinin ve sağlıkçıların katıldığı panelde Türk Tabipler Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Raşit Tükel, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ve tıp doktoru olan CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer konuşmacı olarak yer aldı. Panele Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Talip Akbaş da katıldı.

“BİRLEŞİK KRALLIK MODELİYDİ, ORADA BİLE İFLAS ETTİ”

Manisa Tabip Odası Başkanı Hasan Semih Bilgin’in açılış konuşmasını yaptığı panelin ilk konuşmacısı Türk Tabipler Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Raşit Tükel oldu. Şehir hastanelerinin sağlıkta dönüşüm projesinin son ayağı olduğunu ifade eden Tükel, “Sağlıkta kamu-özel sektör işbirliği ilk kez Birleşik Krallıkta uygulandı. Bu sistemde finansal riskin büyük kısmı kamuda. Geri ödemeler de korunaklı. Bu nedenle özel sektör hiçbir şekilde zarara uğramıyor. Sözleşme imzalandıktan sonra da geri dönüşü olmuyor. Sözleşmelerde ticari gizlilik söz konusu. Bu nedenle sözleşmenin içeriği hakkında bilgi almak mümkün değil. Kar odaklı bir işleyiş ve kamunun giderek şirketleştiği bir politika. Sistemin ilk kez hayata geçirildiği yerin Birleşik Krallık olduğunu belirtmiştik. Ancak günümüzde onlar da bu sistemden vazgeçmeye başladı. 2000’lerin ortalarında bu yanlıştan döndüler. Kendileri yanlıştan döndüler fakat sistemi Türkiye gibi ülkelere de ihraç etmekten geri kalmadılar.” dedi.

Sektörün 2005 yılında yasayla da düzenlendiğini hatırlatan Tükel, Toplamda 31 hastanenin dönüşüm planında olduğunu, bunların 18’iyle de sözleşme imzalandığını hatırlattı. Tükel, yasalarla yapılan her düzenlemede özel şirketlere yeni imtiyazlar verildiğinin de altını çizdi.

KAYIHAN PALA’DAN SORULAR

Tükel’in ardından kürsüye Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala davet edildi. Pala, konuşmasına sorular sorarak başladı.

Pala şu soruları sordu: “Yeni binalar, 5 yıldızlı otel gibi hastaneler, herkes en iyi hizmeti alacak ama buna doktorlar karşı çıkacak öyle mi? Biz buna mı karşıyız? Yenilenmeye mi, yoksa yenilenmenin yönetimine mi karşıyız? Sağlıkta dönüşüm sistemi, boğaz köprülerinin sağlık alanındaki yansıması mı?”

“ARDINDA SERMAYE SAHİPLERİ VAR”

Sağlıkta dönüşüm projesinin detayları hakkında bilgi veren Pala, “İhaleleri belli bir kesim alıyor. Her ihalede 3’lü konsorsiyum var. Bir inşaat şirketi, bir tıbbi malzeme şirketi ve bir de finans şirketi. Her ne hikmetse bunların da arkasından Dünya Bankası çıkıyor. Bu proje tamamen neo-liberal sağlık sisteminin uzantısı olarak karşımıza çıkıyor. Nüfusun önemli bir bölümü sağlık hizmetlerine erişemiyor. Bir de şirketleştirip, şehirlerin dışına alır, ulaşımı zorlaştırırsanız kaos olur.” şeklinde konuştu.

“BOMBA PATLAYACAK, BARİ ETKİSİ AZALSIN”

Sağlıkta dönüşümün gündeme getirildiği dönemden bu yana sıkıntıları anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Pala, “Ama maalesef bir gelişme kaydedemedik. Bu sistem saatli bomba gibi. Mutlaka bir yerde patlayacak. Bana göre patlaması engellenemez, bari patladığında etkisini azaltabilmek için ne yapılması gerektiğine bakalım.” diye konuştu.

“SADECE BİR YATAK EKSİLECEK”

Büyük hastanelerin verimsiz hastaneler olduğuna dikkat çeken Pala, bu durumun dünyada da kabul gördüğünü söyledi. Pala sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıl için ayrılmış olan kira bedeliyle 150 yataklı, tam teşekküllü 64 hastane yapılabiliyor. 2 milyar TL’ye alabileceğimiz bir ev varken, 25 yıl boyunca 23.4 milyar TL kira vermeye razı oluyoruz. Manisa’da şehir hastanesinin faaliyete girmesi durumunda sadece bir yatak eksilecek. 10 bin kişiye 26 yatak düşerken, hastane sonrasında 25 yatak düşmeye başlayacak.”

Kürsüye son olarak davet edilen CHP’li Tur Yıldız Biçer, 5 yıldızlı hastanenin bir yıldızını devletin, geri kalan dört yıldızını ise vatandaşın kendi cebinden ödeyeceğini dile getirdi.

CHP’li Biçer şöyle devam etti: “Hastanenin bir yıllık kirası 46 milyon TL. Ama hastanenin yapım tutarı 122 milyon TL. Yani 2.5 yıllık kira bedeliyle hastane yapılabiliyor. O halde neden özel sektöre yaptırılıyor? Bu sistem iflas etmeye aday. Ondan sonrasında bu yaralar nasıl kapanır ona bakmak gerekiyor. İktidar değişse bile bu sistemin etkileri sürecek çünkü sözleşmeler 25 yıllık.”

Konuşmaların ardından panel soru cevap şeklinde devam etti.

Editör: TE Bilişim