Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş tarih yazıyor. Grubun lideri Napoli'yi evinde Kartal pençeleri ile parçalanmasının gururunu yaşıyorum. Önceki gece dostlarla Kordon'da Yengeç Restoran'da yemek yerken bir gürültü koştu. Şöyle baktık, "Beşiktaş gol attı herhalde" dedik. Teknoloji ilerlemiş, hemen telefona sarıldı dostlarım. "Beşiktaş 3.golünü 86'da attı" dediler. Beşiktaş:3 Napoli: 2 idi. Sevindim. Ama Beşiktaş'ın Avrupa tarihinde 1 dakikada iki gol de yediğini bildiğim için "İnşallah maç böyle biter" dedim. Öyle de oldu. Eve geldiğimde TRT 3'te Beşiktaş-Napoli maçının tekrarını izledim. Beşiktaş'ın üzerinde Güneş parlıyor. İtalya'nın Napolisi son haftalarda sallanıyordu. Ama ne olursa Napoli'nin gücü belliydi. İlk yarıda baskısı vardı. Ancak Beşiktaş Napoli deplasmanında yakaladığı her fırsatı gole çevirmesi galibiyeti getirdiğini gördüm. Bulduğu ilk gol hazırlanış biçimi mükemmel. Son vuruşu Adriana yapsa da golde 8 futbolcunun katkısı vardı. Beşiktaş'ın atağı orta sahanın sağ taç çizgisinde Beck ile başladı. Marcelo, Tosic ve Caner'le devam etti. Caner sağ kanatta Quaresma'yı topla buluşturdu ve top tekrar Becks'e geldi. Ponzer'in orta demesinde top savunmadan döndü.Tolga'nın pasında Queresma sihirbaz ayakları ile kale önüne keserken Napolili 4 savunma oyuncusu vardı. O dört kişinin arasından öne çıkan Adriano, Napoli'nin filelerini havalandırdı. Sambacının golü klastı. Kalabalık Beşiktaş taraftarı tribünlerde sevinçten havaya uçuyordu.Mertens skoru eşitlerken sahneye Aboubakar çıktı. Beşiktaş bir kez daha öne geçti. Hakem iki kolay penaltı verdi. Birini kaleci Fabri kurtardı. Caner'in yaptırdığı ile Napoli durumu 2-2 beraberliğe getirdi ve sonra Beşiktaş da bekleneni veremeyen Aboubakar 86.dakikada Kartal'ı Napoli semalarında uçurtan 3. Golü attı ve şeytanın bacağını da kırdı. Avrupa'da patlama yaptı. Ne mutlu Beşiktaşlıyım diyenlere. Yıllar sonra hem ülkemizde, hem de Avrupa'da Türk futbolunu krallar gibi temsil etti.
GÜLÜYORUZ AĞLANACAK HALİMİZE
MANİSASPOR'DA futbolcular idmana boykot ediyor. Malatya'ya gönülsüz gidiyor, neden? Parasal vaadleri yerine getirilemiyor diye. Kulübün 2 yıllık gelirleri ipotek altına alınmak isteniyor. 8 yönetici imza atıyor. Başlarına geleceklerden habersiz şekilde. Ben yazayım da sonra haberimiz yoktu demeyin. İmza atan 8 yöneticiye sesleniyorum. Bu imzalar ocağınıza incir ağacı diktirir, haberiniz olsun. Neyiniz varsa hepsi gider. İster inanın, ister inanmayın. Dün Hayat Gazetesi'nde basın yayın mezunu genç gazeteci Hakan Ağar, Manisaspor'un durumunu ortaya koyan herşeyi yazmış. Okumanızı tavsiye ederim. Ben de köşeme aldım. Manisa bu kadar sahipsiz değildir!


ARTIK YOK

GEÇEN sene bir kere takım idmanına gittiğimde takım sahada yoktu. Bana da "İçeride çalışıyor" numarasıyla kapı gösterilmişti. Aslında pek de bir şey anladığım söylenemez, hava soğuk olduğundan içeride çalışmaları doğal gelmişti, boykot olduğunuysa geriye döndüğümde anlamıştım yani jeton yeni düşmüştü. Bu sefer, yani dün yaşanan olay için jetona da gerek kalmadı, daha olmadan bunun olacağını biliyorduk. Neden mi?
KATKISI BÜYÜKTÜ
Sizi sezonun başına, hatta biraz daha gerilere, seçim olmadan önceye götüreyim. O zamanki mevcut Başkan'la birkaç röportaj yapmıştım. Bana seçilirse birçok gelir kapısı olduğunu, transfer yasağını hemen kaldıracağını, bu takımı kısa zamanda Süper Lig'e taşıyacağını, yönetiminde eski yöneticiler, müdürler ve iş adamlarının olacağını, büyük ekonomik gelirler getirecek sponsorluk anlaşmaları olduğunu söylemişti. Sayın Mevlüt Aktan'sa ilk günde tüm yasakları kaldıracağını söylemişti. Ancak Başkan bu seçimden küçük bir farkla galip çıkmayı başardı. Mevlüt Bey'in kadrosunda yılların Manisasporlusu Servet, Altan, Emre gibi isimler vardı AMA en önemlisi Cengiz Ergün vardı. Bu şehirde herşeyi bir adamın yapmasından rahatsız olduğumu daha önce de söylemiştim. Belediyespor bu kadar para harcarken başarıyı elde edemedi ama Ergün'ün azıcık yardımı geçen sene şampiyon olan Manisaspor'un ayakta kalmasını sağladı, ne kadar kabul etmek istemesem de Ergün'ün o şampiyonlukta büyük katkısı var. Bunu da zaten şampiyonluk günü hem taraftar hem de oyuncular onunla kutlayarak, birisini kutlamaların dışında bırakarak göstermişti.
HER ŞEY YALANMIŞ
Şimdi geldiğimiz noktaya bakıyorum; bana söylenen her şey yalanmış. Birçok yalanı objektifliğimden dolayı sayfalara koymuşum, özür dilerim. Şimdi bir futbolcu ya da teknik adam olsam Manisaspor'u ne olarak görürüm diyorum bu olanlardan sonra… Tam bir enkaz, gelinmemesi gereken yer. Tam olarak bu. Seçim gününde yanlış tarafı desteklediğimi görüyorum, belki diğer taraf seçilseydi de kötü olacaktık ama bu kadar da kötü olmazdı sanırım. Bu yönetimin içinde samimi söylüyorum, insanlığıyla sevdiğim insanlar da var ancak bu olanlar tek kişinin sorumluluğundadır. Veremeyeceğin paralara anlaşarak, tutamayacağın sözleri vererek, taşıyamayacağın gömleği giyerek Manisaspor armasına büyük zarar verdin. Taner Taşkın gibi "Delikanlı" adamı çıldırttın, delirttin ve gitmesine sebep oldun. Mehmet Altıparmak gibi tüm topçuların sevdiği ve sezonun başında bu kadroyu kuran adamı çıldırttın, sözlerini tutmadın, yalancı konumuna düştün ve senin makamındaki bir insana açık açık, insanların gözü önünde "Bir yalancıyla yola çıkmışım." dedirttin. Sonra da kolay kontrol edebileyim diye hayatında 12 maça çıkmış bir adamı aldın takımın başına koydun. Ona da 4 maç dayanabildin. Sonra aradın, taradın, başka seçenek yok. Engin İpekoğlu'na ancak kedinin ciğere baktığı gibi baktın ama kimse bu numaraları yemeyeceği için Sait hocayı aldın. Sait hocaya da lafım yok, ben hocayı samimi buldum, içten buldum, pozitif buldum, oynattığı futbolu da beğendim ama bu hocanın da 1. Adama çok fazla dayanabileceğini sanmıyorum.
DOĞRU YOLDA
OLMADIĞIN İÇİN GİT

İlk haftaya çıkarken yasağı kaldıramadın önce hocanı sonra Göksu'yla Berkay'ı kaybettin. Geçen sezonun sonunda "Bunlardan 1. Lig topçusu olmaz, bu kadroyla devam etmeyiz" dedin, yumurta kapıya dayanınca, kuyruğunu sıkıştırdın, istemediğin adamları "Sen gözümde 1 numarasın" dedin de aldın. Çok şeyi yanlış yaptın. Taraftarla ters düştün, sonra "300 kişinin bağırmasıyla istifa etmem" dedin. Ancak bu tribünün 10 binlerden nasıl 300 kişilere düştüğünü hiç düşünmedin, bir aynaya bakıp da "Ben doğru yolda mıyım?" demedin. Sezonun ilk maçında kupayı almak için indin, Manisa'nın yarısının sana bağırmasına neden oldun. Her maç istifaya çağırıldın, girdin locana, uzaktan "Takımını" izledin. Topçular yanına sadece para istemeye gelir oldu, bir "Selamun Aleyküm" diyen adamı bulamadın. Oyuncuları eleştirdin, "Tokmak kimin elinde" dedin, sonra hepsiyle el ele yürüdün. Kısaca işine ne geliyorsa öyle yaptın. Taraftar söylüyor diye gitme, insanlar bağırıyor diye gitme, topçular sevmiyor diye de gitme, doğru yolda olmadığını gördüğün için git. Git ki bu kulübü toparlayacak bir adam gelsin başa. Git ki bir daha ulusal medyada "Manisaspor'da boykot, istifa, şok" haberleri yerine "Tarzan Yeniden Süper Lig'de" yazabilsin. Tek ana haberlik haberimiz o olsun. Git ki topçuların selamını alabilen, çalışanın maaşını ödeyebilen, hocasının saygısını kazanabilen, rakibinin elini sıkabilen, kazanınca oyuncusunu da taraftarını da kucaklayabilen, kaybedince hem hakemin hem rakibin elini sıkabilen, arada demirler olmadan taraftarın yanında delikanlı gibi oturabilen bir adam gelsin. O bu gelsin demiyorum, yüreğimden geçen bu kişi kimse o gelsin istiyorum. Benim birkaç haftaya kadar yönetimden umudum vardı ama yok, artık yok. Bırakın, lütfen bırakın