“Her sabah besmeleyle açılır dükkânımız 

Hazret-i Şâzelî'dir pîrimiz üstâdımız” 

Eskiden 

Bu sözle açılırmış kahvehaneler. 

Günümüzde. 

“Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır.” 

Atasözünün biteli, kırk yıl oldu. 

  

Meclis çatısı altında içilip, siyasete 

Fallar bakıldığı kahveler. 

Cumhur başkanlığı seçimi için yapılan 

Mitinglerde. 

ACI, 

HOKKALI, kahvelere dönüştü. 

Hani şöyle, “ YORGUN MİLLETE” 

Yorgunluk kahvesi olacak, 

Orta, 

Şekerli kahveyi, ağzına alan yok. 

  

Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayip Erdoğan; 

Durduk yerde, “ KAHVENİN TELVESİNİ” 

Rakibi, Muharrem İnce’ye tattırdı! 

  

“Millet Kıraathaneleri kuracağız. 

Bunu bay, İnce yanlış anlayabilir. 

İskambil oynanan değil, 

Kitaplarla döşeli, içeride kahvesi, keki olacak. 

Gençlerimiz yaşlılarımız gelecek. 

Hem kitabını okuyacak, hem kekini alacak, 

Çayını kahvesini alacak; ücretsiz, ücretsiz.  

Yani buralar adeta hayata ne katacak? ruh katacak ruh.  

24 saat açık olacak" 

  

Milletin keklendiğini anlayan, Muharrem ince; 

24 saat boyunca açtı ağzını durdu; 

“ Gelmiş 16 yılın sonunda kıraathane açacağım diyor. 

Projeye bak projeye. 

Fabrika aç fabrika, bacaları tüten fabrika aç! 

Yakında, 

İnce hastalığa tutulursa şaşırmam!” 

  

Kahvehaneler ve kahve siyasetin 

Olmazsa olmazlarıdır. 

1950 yıllardan başlayarak 

Kahvehaneler, 

Sağcıların ve solcuların 

Kahvesi olarak 2’ ye ayrılmaya başlamış. 

  

Toplum ayrıştırılmıştır. 

  

1554 yılında İstanbul da açılan ilk kahveden bu yana, 

Kahvehaneler ülke sosyal yaşamının aynasıdır. 

Memlekette ne olmuş? 

Ne bitmiş? 

Anında kahvedekilerin ağzında! 

  

Kahvehaneler uzun bir süre, 

“ Erkek sığınma evleri” olarak faaliyet göstermiş. 

Karı dırdırından. 

Çocuk gürültüsünden, kurtulmak isteyenler 

Kapağı buraya atmışlardır. 

  

“ Köylüler çapaya” sözü, 

Tarihte ilk kez 

Kahvede, sabah akşam “ TAŞ DÖŞEYENLER” 

Tarafından söylenmiştir! 

  

Kıraathanelerin okuma yerleri 

Olduğu gerçektir! 

Ortada kitap mecmua olmamasına rağmen 

Her konuda ve makamda, 

“ HARİÇTEN GAZEL OKUNUR” 

  

Çayına pişti, oynanırken 

Öyle bir gürültü, patırtı çıkar ki, 

Sanırsınız içeride kavga var. 

Bizde o yollardan geçenlerdeniz. 

Hani 

“ KESMELERİN BİZDE KALDIĞI” hiçte az değildir. 

  

Kahvelerin mistik, miskin bir havası 

Hep olmuştur. 

Kedi gibi sobanın başında, uyuyanlar. 

Dünya yansa, bir hasır yeri yanmayacak olanlar 

Hep buradadır. Bu bağlamda 

80 milyonu içine alacak, “ MİLLET KAHVELERİ” 

Projesi, 

Dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir projedir! 

  

Başkaları gen, nano ve uzay teknoloji üzerine 

FABRİKALAR AÇARKEN. 

Bizim TAVLAYI KOLTUĞUN ALTINA VERMEK. 

Kağıt, taş çalmak, 

Dedikodu üretmek için daha çok “ MİLLET KAHVELERİNE” 

İhtiyacımız var. 

Sakın ha! KEK’İ unutmayın!