Mustafa Kemal’i okuyorum.

Cumhuriyet fazilettir diyordu.

Cumhuriyet ahlaki fazilete dayanan bir idaredir. Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık ise korkuya ve tehdide dayandığı için korkak, alçak ve sefil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bunlardan ibarettir diyordu. 29 Ekim 1923 CUMHURİYET ilan edildi.

Mustafa Kemal’in meclisteki konuşması beklenenden çok kısa sürdü. Böylesine önemli bir karar ve böylesine kısa bir konuşma…kimse anlam veremedi. Bunun nedenini yıllar sonra açıklayacaktı. ‘’Diş protezlerimi yeni takmıştım. Konuşurken ses çıkıyordu alışamamıştım. Ne yapayım kısa kestim. Gündüz bu haldeydi peki ya akşam ; 29 Ekim 1923 akşamı burnunda sıcaklık hissetti. Banyoya koştu lavabo kan içinde kaldı. Ecza dolabını açtı önceden hazırlanmış tamponları burnuna koyup uzandı. Bir süredir böyleydi. hizmetlileri tembihliydi.kanlı havlu, kanlı yastık varsa kimse görmeden yıkanıp ütüleniyordu. Yaverlerinden arkadaşlarından saklıyordu. Doktor demek kısıtlama demekti. Çok işi vardı. Keşke böyle düşünmeseydi ama maalesef istirahat gibi tavsiyeleri duymak istemiyordu.

Vatanı için kendi hayatını, sağlığını hiçe sayan bir lider.

‘’Benim Naçiz Vücudum Elbet Bir Gün Toprak Olacaktır Ancak Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar kalacaktır’’.

Bizler her 10 Kasım’ı, bıraktığı eserlerin izinde, ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz. 10 Kasım’ı, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere emanet ettiği bir gün olarak düşünmek, sanırım doğru bir yaklaşım olarak kabul görecektir. Atatürk’ü her 10 Kasım’da daha iyi anlamak ve anlatmak hepimizin görevi olsun. Bizden sonraki nesillerimiz onu daha iyi anlasın. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanın nasıl ayakta kaldığını öğrensin ki, bayrağına ve vatan toprağına daha çok sahip çıksın. Her türlü iç ve dış düşmanlara karşı uyanık ve hazırlıklı olabilsin.

‘’Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir’’.

İşte gelecek nesillere Atamızı anlatmak başta aileler ve öğretmenlerin hepimizin görevi. Kasım ayı girer girmez Manisa Çekim Koleji öğrencilerine Anıtkabir ziyareti yapmayı planladı. Öğrenciler Atamızı ziyaret ettiler. Onun açtığı yolda ilke ve devrimlerinin ışığında çalışmaya üretmeye devam edecekler. Bir veli olarak Çekim Koleji öğrencilerinin Atamızın yolunda olduğunu görmekten gurur duydum.

İzindeyiz ATAM. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE.