Ne güzel demiş Mevlana;
Hayat bir nefestir, Aldığın kadar. Hayat bir kafestir, Kaldığın kadar. Hayat bir hevestir, Daldığın kadar.
''Hayat'' bir nefes sevgili dostlar, anlamadan geçirdiğimiz;
Her ''an''ı huzurla sindirebildiğimiz, sağlıklı, mutluluk dolu, iyi ki yaşadım diyebildiğimiz bir hayatımız olsun hepimizin.
Hayat bir nefes kadar kısa her anın tadını çıkarıp geride hoş bir seda bırakabilmek en büyük miras...
Manisa önemli bir değer, başarılı bir iş adamı Bülent Koşmaz'ı kaybetti.
Bülent Koşmaz yaptıklarıyla gönüllerde bıraktığı hoş seda ile hep anılacak...
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Ailesi ve yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.

***

Japonya'da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun
büyük bir ideali varmış . Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmekle birlikte,
bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdigini gören babası, Japonya'nın ünlü bir Judo

ustasına gidip yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş.
Hoca:
-Getir çocuğu bir bakalım, demiş.
Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına...
Hoca çocuğu süzmüş ve
-Tamam demiş... yarın eşyalarını getir, çalışmalara başlıyoruz.
Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve bu hareketi çalış demiş.
Çocuk bir hafta aynı hareketi çalışmış.
Sonra hocasının yanına gitmiş. "Bu hareketi ögrendim başka hareket göstermeyecek misiniz?" diye sormuş.
Hocanın cevabı:
Çalışmaya devam et olmuş.
2 ay,3 ay,6 ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş.
Çocuk bu bir yıl boyunca hep o aynı hareketi tekrarlamış.
Hocanın yanına tekrar gitmiş:
-Hocam bir yıldır aynı hareketi yapıyorum bana başka hareket göstermeyecek misiniz?
-Sen aynı hareketi çalış oğlum . Zamanı gelince yeni harekete geçeriz..
2 yıl ,3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10.yılını doldurmuş.
Bir gün hocası yanına gelip...
"Hazır ol ! " demiş. "Seni büyük turnuvaya yazdırdım.
Yarın maça çıkacaksın!".Delıkanlı şok olmuş.
Hem sol kolu yok hem de judo da bildiği tek hareket var.
Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş; ama hocasına
saygısından ses çıkarmamış.
Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış. Rakibine
bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış. Derken, ikinci üçüncü maç....

çeyrek, yarı final ve final...

Finalde delikanlının karşısına ülkenin son on yılın yenilmeyen şampiyonu çıkmış.
Tam bir üstat delikanlı dayanamayıp hocasının yanına koşmuş.
-Hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bir bakın
hele... Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tek bir hareket var.Bu kadar
bana yeter, bari çıkıpta rezil olmayayım izin verin turnuvadan çekileyim.
-Olmaz demiş hocası. Kendine güven, çık dövüş.
Yenilirsen de namusunla yenil.
Çaresiz çıkmış müsabakaya. Maç başlamış.Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış ve tak !
Yenmiş rakibini şampiyon olmuş.
Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş:
-Hocam nasıl oldu bu iş ? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek
bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım ?
-Bak oğlum 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki ,

artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok.
Bu bir, ikincisi de o hareketin tek bir karşı hareketi vardır.
Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir !

Kıssadan Hisse :
İnsanların eksiklikleri bazen , aynı zamanda en güçlü tarafları olabilir: Yeter ki bu eksiklik kafalarında olmasın...

Sevgi ile kalın...