Varlığında kıymetini bilemediğimiz yokluğunda çok özlediğimiz, kaybetmenin acısını yaşadığımız ne kadar çok şey var hiç düşündünüz mü ?
Ne kadar çok an, ne kadar çok varlık, ne kadar çok mana var. Sayısını bilmediğimiz, varlığında kıymetini bilemeden yokluğunda özlemini çektiğimiz.
Çocukken büyük mücadelelerle aldırdığımız oyuncaktan bile bir süre sonra sıkılır başka bir oyuncağa geçerdik. Sokakta gördüğümüz pamuk helvadan bir iki lokmada tadına bakınca hevesimiz tükenirdi. Aslında sadece çocuklukta mı böyle sevgili okurlar?
Mesala çok açken markete ya da pazara gitsek gereksiz bir sürü şey almaz mıyız? Eve geldiğimizde dolabımız doluyken canımız istemez. Ama dolap boşken gecenin bir vaktinde bile ne yemekler hayal ederiz.
Bunlar hep maddesel varlıklar, peki ya anlık sevinç ve mutluluklarımızın kıymetini biliyor muyuz ?
İnsanız nefsimiz her şeyi istiyor, yokluğu, açlğı düşünüp nefsimizi terbiye ediyor muyuz? Her sabah sağlıkla uyandığımızda aynaya bakıp şükrediyor muyuz ?
Hastalanmadan sağlığın, yaşlanmadan gençliğin kıymetini biliyor muyuz ? Her sabah pişmanlık duyduğumuz keşkelerimiz olmadan, satın alamadığımız mutluluklar ve yaşayamadığımız anları düşünerek her gün, her an şükredelim.
Gençken elimiz ayağımız tutuyorken sevdiklerimiz sağken yaşayamadığınız anları yaşamaya, satın alamadığımız elimizde olan mutlulukları yaşamaya çalışalım. Çünkü hayat beklemez. Varlığında kıymetini bilemediğimiz sevdiklerimiz bir anda yok olurlar ve yokluklarında yaşayamadığımız keşkeler kalır geriye…
Maddeden çok mana'daki derinlik, anlardaki küçük mutluluklar tat katar hayata. Hayat denilen sahnede bir nefes huzursa eğer istediğimiz, birbirimizi tüketmeden yaşamalıyız, tüketmemeliyiz sevgimizi…
Varlığında kıymetini bilemediğimiz yaşlılarımızın, yokluklarında pişmanlığın keşkesini yaşamamak adına birlikte vakit geçirmeliyiz.
Hayat anlarda yaşanır. Bir kitap gibi okumalıyız onları, yaşanmışlıklarını, tecrübelerini… Gerçekler öğretir hayatı. Çünkü insan yaşayarak öğrenir hayatta.
Yıllar o kadar hızla geçiyor ki dünün çocukları bugünün büyükleri olduk, yarın yaşlanıp bizler kapılara bakacağız.
Sağken, yanıbaşınızdayken, bir telefon kadar yakınken , hafızası sizi tanımasına yetiyorken koşun sevdiklerinize, siz koşmazsanız hayat kendi hızıyla alacak elinizden. Varlığında söyleyin sevdiğinizi.
Hayat; söylenmemiş sözleri ertelemek için çok kısadır.
1 Ekim Dünya Yaşlılar gününü kutluyor ve tüm yaşlılarımızın daha iyi koşullarda yaşamalarını diliyorum.
Sevgi ile kalın