UTANILACAK DURUMDAYIZ
Kentin ülkenin toplam bağ alanlarının yüzde 35'ini oluşturduğunu belirten Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli de, "Kuru üzüm tadına alışmış bir genç nesil yetiştirmemiz lazım. Çocuklar üzüm tadıyla büyürse ileride kendi çocuğuna da üzüm yedirir. İç tüketimimiz 250 gram yani bir avuç. Utanılacak durumdayız. 365 günde kişi başına yediğimiz miktar bu kadarcık. İç tüketimi iki katına çıkarırsak şuandaki bağ sahamız bize yetmeyecektir" diye konuştu.
RİSKLİ İLAÇLAR KULLANILIYOR
Üzümde tarımsal ilaç kalıntısı sorununa dikkat çeken Prof. Dr. Altındişli, "Bu yıl 200 analiz yaptık. Geçen seneye göre kalıntı oranlarımız yüksek. 2013 yılında kalıntı oranı yüzde 12'ydi. Her 100 kilodan 12 kilosunun yenmemesi gerekiyordu. Bu sene bu oran kuru üzümde daha yüksek. Bakanlığa bu raporları ulaştırdık. Bölgede 55 ilaç türü kullanıyor. Ama çok riskli, ruhsatsız kullanılan ilaçlar var" dedi.
BAĞLAR İKİ SENE SONRA SÖKÜLECEK
Bağlara atılan ilaçlar nedeniyle üzümün yok olmaya başladığını söyleyen Akça Holding AŞ Genel Müdürü Yalçın İskeçeli, "O kadar çok ilaç kullanıyor ki bağlar elden gidiyor. Her sene başka bir ilaç veriyorlar. İlaç üstüne ilaç atılıyor. Çoğu bağ sökülecek. Rekolte artığı için problem çok göz önüne gelmiyor. 350 bin ton rekolte var. İşleyemediğimizi alkole gönderiyoruz. Böylece problem ortaya çıkmıyor. İki sene sonra bu bağların hepsi sökülecek. Kontrolsüz bir ilaç verme sistemi var. Üzümde tütüne, pamuğa atılan ilaç çıkıyor" diye konuştu.
Editör: TE Bilişim