Dünya nüfusu artarken, mevcut tarım alanlarının daha fazla artmasının artık olanaksız olduğunu vurgulayan Demran, tarım alanlarının konut, yol ve fabrika gibi unsurlarla işgalinin önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Tarımsal eğitimin başlamasının 171'inci yılı dolayısıyla bir açıklama yapan Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Demran, "Toprak, su kaynaklarını ve havayı kirleten veya kirletme riski bulunan etkenlere dikkat edilmelidir. Tarımsal sit alanı uygulaması Manisa'nın tamamını kapsayacak şekilde derhal uygulamaya konulmalıdır. İlimizde Gediz Nehrinin kirliliği ve Soma Termik Santralinin durumu ortadayken, Gördes ve Çaldağı (Turgutlu) nikel madenleri, Alaşehir'den başlayarak ilimizin her tarafına yayılacak olan jeotermal kuyular, otoyollar ve termik santral girişimleri yeni kirletici adayları, ciddi tehditler olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi.
‘Tarım mı enerji mi?' dayatmasının kabul edilemez bir olgu olduğuna dikkat çeken Demran, enerji üretiminde alternatiflerin olduğunu belirtti. Demran, "Gelecekte çok daha farklı kaynaklardan enerji üretilebileceği biliniyorken, iklimi ve toprağı ile öne çıkmış olan ilimizin tarım alanlarını korumayanlar, seyirci kalanlar gelecek nesillere ve halkımıza karşı sorumluluk altındadırlar. Canlıların beslenmesi için tarımsal üretim bir zorunluluktur" diye konuştu.
Değerini bulmayan ürün fiyatları ve yüksek girdi maliyetleriyle üreticilerin geçimlerini sağlayamaz hale geldiğini kaydeden Demran, "Sonuç olarak köylerden göç artmıştır. Köylerde yaş ortalaması 60'lara dayanmıştır. Tarımsal üretim hızlı modern ağalık olan şirketleşmeye kanalize olmaktadır. Bu durum gelecekte üretilen ürünlerine kadar sağlıklı, erişebilir olacağı ve sosyal yapımıza etkileri nedeniyle kaygılarımızı artırmaktadır. Endişemiz bugün toprak sahibi olanların yakın gelecekte kendi arazilerinde amale, maraba olmasıdır" dedi.
Ziraat mühendislerin bugün gerçek görevini yapamadığını da dile getiren Demran, sözlerini şöyle tamamladı: "Bilgi ve becerilerini aslı çalışma sahası olan tarla, bağ, bahçelere aktarması gereken ziraat mühendislerinin devlet memurluğu ve girdi pazarlama dışında geçimlerini sağlayacak kanal bulunmayışının faturasını tarım sektörü ve nihayetinde Türk halkı ödemektedir. Üreticilerin korunması, tüketicilerin sağlıklı ve ucuz gıdaya ulaşmasının yegane yolu kooperatif ve birliklerden geçmektedir. Halkımızın beynine yerleşen kooperatif algısının değiştirilmesi, kooperatiflerde şeffaf yönetim ve denetim mekanizmasının oluşturulması ile olasıdır. Tarımsal üretimde desteklerin ürün baz alınarak kooperatifler üzerinden verilmesi kooperatifleşme sürecine katkı sağlayacaktır."
Editör: TE Bilişim