Sosyal medya sitelerindeki bilgi kirliliğine değinen bilişim uzmanı Şener Kul, "Dezenformasyon; toplumları ve bireyleri harekete geçirerek yönlendirmek amacıyla, gizleyerek veya gerçek dışı bilgilerin servis edilmesinden dolayı oluşan bilgi kirliliğidir. Son dönemlerde toplumsal olaylar başta olmak üzere, siyaset, ekonomi, spor ve stratejik alanlarda gerçekleşen psikolojik bir savaştır. Dünyadaki gelişmeleri ve güncellemeleri anlık olarak aldığımız Facebook, Twitter, Youtube, Instagram gibi sosyal medya sitelerinde oluşan dezenformasyonlara da maruz kalmaktayız. 15 Temmuz 2016 gecesinde yaşanan darbe girişimi sırasında da birçok web sitesinde yer alan asılsız yazı, görsel ve videodan oluşan içeriklerle bir kez daha dezenformasyona maruz kalarak ciddi bir bilgi kirliliği yaşanmıştır. Toplumsal ayaklanmalarda kullanılan bu yöntem ile kişi ve kurumlara farkında olmadan zarar verebilir ve suç işleyebilirsiniz. Bu tip paylaşımları teyit etmeden paylaşmamalı veya üzerinizdeki sorumluluğun farkında hareket edilmelidir." dedi.
Darbe girişimi sırasında çok sayıda gerçek dışı fotoğraf ve video görüntülerini tespit ettiğini belirten Kul, insanların hassas olduğu bu dönemlerde milli, dini ve vicdani duyguları ile oynayarak yanlış yönlendirmeyle hedef göstermenin suç olduğunu hatırlattı. Sorumluluk sahibi kişilerin hiç bir şekilde teyit edilmemiş, yalan/yanlış içeriklerin paylaşılmaması gerektiğini vurgulayarak, kitleleri harekete geçirecek asılsız paylaşımlarının önüne geçmenin toplum ve ülke açısından çok önemli olduğunun altını çizdi.
Sosyal medya kullanımı hakkında birçok konuya değinen Şener Kul, "Medyanın olmadığı yerde bilgi kirliliği oluşur" dedi.
15 Temmuz gecesi tüm medya kanallarının hükümet ile halk arasına köprü kurarak ülkemizin bekasında önemli rol aldığını kaydeden Kul, "Medyanın olmadığı yerde bilgiyi doğrulayacak ve teyit edecek mekanizma çalışmadığı için, bilgi kirliliği hızlı bir şekilde en üst seviyede yayılmaya devam eder. Algı yönetimiyle sahte hesaplardan yayılan içeriklerle toplumun istenilen şekilde düşünmesini ve hareket etmesini amaçlar. Korku psikolojisi ile kaos ortamına sürüklenmesi için algı yönetimi tehlikeli bir silahtır. Steril bir ortam yaratmak için bu algı yönetimlerinin paylaşımlarına alet olmamak gerekiyor." şeklinde konuştu.

"KİŞİLERİN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNE SAYGI GÖSTERMEK ZORUNDASINIZ"
Suçu ispatlanmamış hiç bir kanıt olmaksızın, farklı çevrelerce kişileri hedef alan paylaşımlar ile sosyal medya mahkemesinde hakim rolüne soyunulmaması gerektiğini de belirten Kul, "Bu tür olaylarda gözaltına alınan kişilerin suçu kanıtlanmadığı takdirde suçsuz olduğunu düşünürsek, internette bu kişilere ağır ithamlarda bulunmak kişi hak ve hürriyetine açıkça saldırıdır. Bu gibi hedef alınan kişilerde oluşabilecek maddi ve manevi her türlü zararları dağıtımı yapan kaynak kadar, paylaşımda bulunan kişiler de aynı suçla yargılanabilir. Kişilerin hak ve özgürlüklerine internet ortamı dahi olsa saygı göstermek zorunda olduğumuzu unutmamak gerekiyor." dedi.

"MARKALAR HAKKINDA ATIP TUTARKEN; MARKA KORUMA KANUNUNDAN NE KADAR HABERDARIZ?"
Markalar hakkında da açıklama yapan Kul şunları söyledi:
"Algı yönetimi demişken bunun markalara zararları azımsanmayacak derecede büyük boyutta. Gündem olsun yada olmasın, birileri tarafından bazı markalara açılan soğuk ve psikolojik savaşta insanların nefret ettiği kişi ve değerlerle bu markaları ilişkilendirerek boykot yapılmasını istenmektedir. Herkes tarafından kabul görmese de büyük bir kesim bunu doğrulama zahmetinde bulunmayarak ön yargıyla yaklaşarak hem boykot ediyor, hem de etrafındakilere bu iletiyi paylaşarak markaya zarar vermeye devam ediyor. Tabi bu durumda markalar her zaman haklarını korumak zorundalar. Markalar; marka koruma kanunu ile bu paylaşımların kaynağı ve yayılmasına katkı sağlayanlar hakkında yasal süreci başlatarak maddi ve manevi zararlarının karşılanmasını talep edebilir. Bu durumda ‘Sadece paylaştım ne olacak ki' şeklinde düşünerek hareket etmemek ve suça ortak olmamak için internette daha dikkatli olmak zorundasınız!"

"DURUM ÇOK CİDDİ!"
"Kirli bilgi ile birlikte internet sitelerinde dolaşan ‘Polis görüntüsü, asker görüntüsü' videolarındaki virüslere, ‘Durum Çok Ciddi!' şeklideki aslı/astarı olmayan paylaşımlara, ‘Adınız terör listesinde veya evinizde arama yapılacak' şeklindeki kaos oluşturacak paylaşımları ne beğenin, ne de paylaşın!" diyen Kul, "Hatta paylaşıp beğenenleri de uyarın. Çünkü sosyal deneyin bir parçası oluyor, terör örgütlerinin amaçlarına ulaşmasında katkı sağlıyorsunuz. Anlayacağınız; ‘Durum gerçekten çok ciddi!'" ifadelerini kullandı.
"Son zamanlarda facebook profilinizin bir kopyasını oluşturan dolandırıcıların sayısı git gide artmakta." diyen Kul açıklamasını şöyle tamamladı:
"Sosyal dolandırıcılar; herkese açık olan fotoğraflarınızı kullanarak yine aynı şekilde ‘Herkese açık olan arkadaş listenizdeki kişilere' arkadaşlık isteği göndererek startı veriyorlar. Eğer profilinizdeki fotoğrafları gizlilik duvarının arkasına alırsanız ve en önemlisi arkadaş listesini gizlerseniz bu gibi girişimlere engel olursunuz. Yani hesabınız çalınmasa da herkese açık olan profiliniz tehlike saçıyor demektir. Arkadaşlarınızın sizin profiliniz ile dolandırılmasını istemiyorsanız; profil gizliliğiniz gözden geçirilmelidir."
Editör: TE Bilişim