Beyazıt Mahallesi'nde evinin bahçesindeki 15 metrekarelik atölyede kalaycılık yapan 77 yaşındaki Ali Bilek, sabah namazı sonrası başladığı mesaisini hava kararana kadar devam ettiriyor.

Mesleğe ilk başladığı yıllarda at sırtında Ege Bölgesi'ni gezerek seyyar kalaycılık yapan Bilek, eski yöntemleri kullanıyor.

Manisa'daki tek kalaycı Bilek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yaşında babasının yanında çırak olarak başladığı mesleğini, 1950'den bu yana yaşattığını söyledi.

Hem okula gittiğini hem de kalaycılığı öğrendiğini, kalaycılığın zor ve zahmetli bir meslek olduğunu belirten Bilek, şunları anlattı:

"Kalay yaparken ilkin kabın üzerindeki kiri tuz ruhu ile temizliyorum. Kabın kambur yerlerini örs ve çekiç marifeti ile düzeltiyorum. Sonra kumda ayağımla yaklaşık 10 dakika işlem yapıyorum. Daha sonra kabı ocakta ısıtıyorum. Bir kabı kalaylamak yaklaşık 1 saat sürüyor. Gelen sipariş yoğunluğuna göre günde 10'a yakın kabı kalaylıyorum. Şimdilerde yok olmaya yüz tutan bu meslekle hayatımı kazandım. 67 yıldır sürdürdüğüm mesleğim sayesinde 4 çocuk büyüttüm, onları ev ocak sahibi yaptım."

"KALAY YAPILAN KABIN YEMEĞİ DAHA LEZZETLİ OLUR"

Mesleğini uzun yıllar at sırtında gezerek devam ettirdiğini söyleyen Bilek, Ege Bölgesi'nde gitmediği köy kalmadığını ifade etti.

Bilek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir atım vardı, ona malzemelerimi yüklerdim 1 ay boyunca Manisa'dan çıkar İzmir, Uşak, Muğla, Denizli, bazen Antalya'ya kadar il, ilçe ve köyleri gezerdim. Köye vardığımda 'Kalaycı geldi' diye bağırdığım anda tüm köylü kalay yaptırılacak olan bakırlarını getirirdi. Zamanla mutfaklarda bakır kullanılmaz oldu. Kalay yapılan kabın yemeği daha lezzetli olur. Bunu bilen bir çok insan halen kapımı çalar. Kalaylanan bir kabın 2 yıl kullanım ömrü vardır."

Mesleğe ilgi olmaması nedeniyle çırak yetiştiremediğini anlatan Bilek, işine çok sevdiği için devam ettiğini, son nefesine kadar da baba mesleğini sürdürmeye kararlı olduğunu ifade etti.

Editör: TE Bilişim